AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
'Birinci tehdit' Amerika, kuşatılan ülke Türkiye...

Amerikan Pew Araştırma Merkezi'nin 21 ülkede yaptığı "Küresel Eğilimler 2003" anketinin sonuçları, "ABD-İngiltere-İsrail üçlüsü"nün küresel yağma ve İslam coğrafyasını köleleştirmeye yönelik saldırganlığının dünyayı nasıl tehdit ettiğini ortaya koyan çok açık işaretler içeriyor.

Tehdidin Afganistan, Irak, Suriye, İran veya bazı örgütlerle sınırlı olmadığını, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra ikinci büyük yıkımla yüz yüze gelen İslam coğrafyası için ABD'nin birinci tehdit haline geldiğini, "teröre karşı savaş palavraları"na kimsenin inanmadığını, kitlelerin yeni tehdide karşı inanılmaz bir duyarlılığa sahip olduğunu, Washington'dan dünyaya terör ve şiddet ihraç eden "yağma çetesi"nin "yeni dünya düzeni"ne karşı küresel cephenin oluştuğunu gösteren sonuçlar, Amerika'nın "Dördüncü Dünya Savaşı"nın aslında insanlığa karşı başlatılmış olduğunu gözler önüne seriyor.

Türkiye gibi, İslam dünyasının en Batılı ve seküler kurumların yerleşmiş olduğu, yıllardır ABD ile stratejik müttefik olan, bütün uluslararası operasyonlarda birlikte hareket eden ve dış politikası büyük oranda ABD'nin ulusal çıkarlarına göre şekillendirilmiş bir ülkede, halkın yüzde 72'sinin Amerika'yı askeri tehdit olarak görmesi, yüzde 83'ünün ise ABD'ye karşıt görüşlere sahip olması anketin en çarpıcı sonucu. Anlaşılan Türkiye'deki "Amerikan kuryeleri"nin çalışmaları etkili olamamış, uyguladıkları zihinsel kuşatma harekatı sonuçsuz kalmış.

"ABD'nin öncü gücü" tehdit altında

Soğuk Savaş dönemi sonrası dünya yeniden kurulurken, on yıldır Amerika nereyi işaret etmişse oraya giden, Kafkaslar/Orta Asya, Balkanlar ve Ortadoğu'da Amerika ve İsrail'in çıkarları için her görevi üstlenen, iki ülkeyi de bu bölgelere taşırken kendisi dışarıda kalan, ABD ve İsrail'le kurduğu stratejik eksenle Ortadoğu'yu düzeltmeye girişen, bölgesel oturumlarda "ABD'nin öncü gücü" olarak mücadele eden, İslam dünyasından iki ülkeye karşı yükselen tepkileri göğüsleyen, onlar için komşularıyla arası bozulan, Avrupa Birliği'ne bile ABD'nin temsilcisi olarak girmeye çalışan, ABD ve İsrail'in dayatmalarına göre kendi toplumunu hizaya getiren Türkiye'nin, resmi dış politika öncelikleriyle Türk halkının öncelikleri ne kadar örtüşüyor? Ankara, kitlelerin gördüğü gerçekleri görecek mi?

Günlerdir burada, ABD'nin sadece Irak, İran ve Suriye için değil Türkiye için de tehdit haline geldiğini, Türk-ABD ilişkilerindeki gerilimin Kuzey Cephesi'ne izin verilmemesiyle sınırlı olmadığını, yeni Ortadoğu projesinin Türkiye'yi de potansiyel tehdit olarak algıladığını, bir zamanlar ABD'nin Sovyetler'e karşı kaleleri olan Endonezya, Pakistan ve Türkiye'nin pozisyonunun değiştiğini, İslam coğrafyasında güçlü ülkeler istenmediğini, geleneksel ittifaklar döneminin kapandığını ifade etmeye çalışıyorum.

Türkiye, ya bugüne kadar olduğu gibi ABD-İsrail'in öncü gücü olarak cepheden cepheye sürüklenecek ya da küresel eğilimleri çok iyi izleyerek yeni bir dış politika perspektifi geliştirecek. On yıldır ihmal edilen bu gerçek, artık ertelenemez noktaya geldi. İran ve Suriye'ye yönelen ABD tehditleri son derece ciddi ve Türkiye'ye büyük zarar verecek. 1996'dan bu yana ABD ve İsrail'in bu iki ülkeye yönelik politikalarına destek veren Türkiye, tehdit kendine yöneldiğinde bölge dışı bir ülke olarak yapayalnız kalacak.

Kafkaslar'a ve Orta Asya'ya yerleşen, Doğu Akdeniz, Basra Körfezi ve Kızıldeniz'i işgal eden, Asya'da Hindistan'la yeni bir askeri güç oluşturarak bölgesel çatışmanın temellerini atan, Dicle ve Fırat arasına yığdığı askeri ile Ortadoğu'yu istilaya girişen, İran ve Suriye'yi kuşatan Amerika acaba Türkiye için neler düşünüyor? ABD Başkanı George Bush, Şarm el Şeyh'de Arap liderlere, "İsrail'le işbirliği yapar ve İslamcı grupları yok ederseniz iktidarınızı garanti ederiz. Aksi halde tehlikedesiniz" mesajı verdi. Ürdün'ün Akabe kentindeki üçlü zirve ise bunun bir uzantısıydı. Peki ABD, yarın Türkiye'nin karşısına ne tür bir paketle gelecek? Bu pakette, İran, Suriye ve Kürt kartı mı olacak?

Yoksa Türkiye de mi kuşatılıyor?

İran ve Suriye'nin nasıl kuşatıldığını tartışırken bir de baktık Türkiye de kuşatılmış. 62 bin ABD askerinin Türkiye'ye yerleşmesini içeren ve reddedilen Yetki Tezkeresi ile Güneydoğu'nun yanısıra İstanbul, İzmir, Afyon ve Trabzon'a yerleşmeyi planlayan ABD, Türkiye'nin etrafını askeri üslerle donatıyor.

Gürcistan'a yerleşen ABD, Türkiye'nin Balkanlar'daki iki müttefiki Romanya ve Bulgaristan'da doğrudan saldırı amaçlı askeri üsler kuracak. Irak ise artık bir Amerikan eyaleti haline getiriliyor. Gürcistan'taki üssün İran'a saldırıda kullanılacağı belirtiliyor. Peki Romanya ve Bulgaristan'daki üsler ne işe yarayacak? ABD'nin İran'a saldırı için başka üsse ihtiyacı yok. Pakistan, Afganistan, Irak, İsrail, Basra Körfezi ve Gürcistan fazlasıyla yeter. ABD ve İsrail ile birlikte Irak, Suriye ve İran'ı tecrit için çalışan Türkiye, aynı politikanın kendisine yönelebileceği ihtimalini göz önünde bulundurmalı. Türk demokrasisi, Türk modeli, laiklik gibi argümanlar, Türkiye için hiçbir güvence oluşturmuyor.

ABD'nin küresel savaş politikasını, İslam'ı tasfiye etmeye yönelik saldırılarını, İsrail'in çıkarlarına dayalı yeni Ortadoğu projesini sorgularken "Yahudi lobisi"nin ne kadar belirleyici olduğu çıkıyor karşımıza. Peki aynı lobilerin Türkiye üzerindeki etkisini neden kimse sorgulamıyor? Bu çevrelerin en fazla etki altına aldığı Müslüman ülke Türkiye. 1996'dan bu yana Türk dış politikası üzerinde müthiş bir ağırlıkları var. ABD dış politikasını yönlendirenler ile Türk dış politikasını yönlendirenler aynı çevreler. Türk-İsrail ekseninin ve 28 Şubat'ın mimarları bugün ABD yönetiminin şahin kanadının üyeleri. İran ve Suriye'ye yönelik ABD-İsrail saldırganlığı sırasında bu kesimlerin Türkiye'yi nasıl ipotek altına almaya çalışacaklarını göreceğiz.

Peki ABD, anket sonucunu Türkiye'ye salcdırı gerekçesi olarak mı kullanacak? 'Madem Türkler bizi sevmiyor o zaman düşmanımız' mı diyecek. Yoksa bu Türkiye'ye yönelik yeni politikanın ipuçları mı? Neden olmasın... Göreceğiz...


5 Haziran 2003
Perşembe
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED