AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bumerang döndü Cem Uzan'ı vurdu...

Biz tabii Fatih Altaylı arkadaşımız gibi zil takıp oynamayı insanlığımıza yakıştıramıyoruz; nereden bakarsanız bakın, "polis devleti" yargısını haklı çıkaran sevimsiz görüntüler bunlar.

Olay şu:

Enerji Bakanlığı Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun talebi üzerine, Uzanlar'ın kontrolünde bulunan Çukurova ve Kepez Elektrik'in imtiyaz sözleşmeleri iptal edildi, adı geçen şirketlere polis marifetiyle el konuldu.

Uzanlar'a göre karar siyasi...

Enerji Bakanlığı yetkilileri ise, sözkonusu kuruluşlara Elektrik Piyasası Kanunu'ndaki "iletim tesislerinin kamuya devredilmesi hükmüne uymadıkları gerekçesiyle el konulduğunu" iddia ediyor.

Üç ay önce bu şirketlere ihtar çekilmiş.

Olumlu-olumsuz herhangi bir yanıt alınmamış. Yani, ihtarın hukuki mesnedi bulunmadığına dair itirazda bulunulmamış.

Ayrıca, TEAŞ'tan alınan elektrik için "eksik ödeme" yapılmış, vs.

Bunlar yeterli gerekçeler mi?

Bilmiyorum.

Dışarıdan bakınca sudan gerekçelermiş gibi görünüyor ama, olay nasılsa Danıştay'a gidecek... Dileriz, hukuka uygun bir karar çıkar.

Ancak, hükümetin bu kararda birinci derecede pay sahibi olduğu, daha doğrusu el koyma kararının "siyasi mülahazalardan kaynaklandığı" görüşü doğru değil.

Cem Uzan da biliyor bunu...

Cem Uzan şunu da biliyor:

İcrayı yönlendiren artık hükümetler değil; çünkü Türkiye son birkaç yıl içinde, hükümetten ve siyasi otoriteden bağımsız, kendi içinde özerk "üst kurul"larla donatıldı. Buğday ve pancar taban fiyatını hükümet belirleyemez örneğin, üst kurul karar verecektir buna; tıpkı ne kadar tütün ekileceğine, kaç ton fındık üretileceğine, hangi kalemlerin özelleştirileceğine, özelleştirmeden kimlerin istifade edeceğine, hangi bankalara el konulacağına, hangi şirketlerin müsadere edileceğine karar verdiği gibi.

Başbakan boşuna mı yırtınıyor "bürokratik oligarşi" diye?

Bürokratik oligarşi böyle bir şey işte.

El koyar, müsadere eder, kapatır ama sorumluluk almaz.

Sorumluluğu, hükümet etmesine izin verilmeyen hükümetlere yıkar.

Cem Uzan şimdi, Türkiye'yi IMF patentli "üst kurullar" cenneti haline getiren siyasî sürece zihniyet planında verdiği desteğe yansın. Ki, yakın zamana kadar "28 Şubat refleksleri"yle hareket ediyor, mütemadiyen "belden aşağı" çalışıyordu.

Bumerang döndü...

Fatih Altaylı'ya da hak veriyorum bir yerde.

Şöyle diyor:

"Cem Uzan, elindeki bütün medya olanaklarını kullanarak AKP'ye saldırıyor. Ucuz muhalefet yapıyor... Bu iş tutar mı? Tutup tutmaması Uzan'ın derdi değil. İktidarın bu grubun yaptıklarına müdahale etmesi halinde buna siyasi kavga süsü vermek istiyorlar... Gül hükümeti Uzanlar'ın sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği için bunların üzerine gitmeye başladı. Hemen saldırdılar. Devlet bunların yaptıklarına hukuk yoluyla müdahale etse bile kalkıp muhalefet olduğumuz için üzerimize geliyorlar diyecekler. Uzan bu yüzden siyasette. Kendine yeni bir kalkan oluşturmak için."

Cem Uzan, şimdi, doğal olarak işi siyasi platforma çekecek.

Örneğin, Bursa'da büyük bir miting düzenlemeyi düşünüyormuş.

Uğradığı haksızlığı anlatacak...

Ne diyecek acaba?

Şirketlerime el koydular, beni mağdur ettiler mi diyecek?

Hani adı geçen şirketlerle hiçbir bağı yoktu ve kendini tamamen partisine adamıştı?


14 Haziran 2003
Cumartesi
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED