|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Verheugen: Müzakere 2005'te baslayabilir Günter Verheugen, "Türkiye ile müzakere tarihi çıkmaz ayın son çarşambasına bırakılmadı. Siyasi irade açık. 2004 raporu olumlu çıkarsa 2005'te başlar" dedi.
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, "Türkiye ile müzakere tarihi çıkmaz ayın son çarşambasına bırakılmadı. Ankara'nın bu konudaki siyasi iradesi açık ama uygulama önemli. 2004 raporu olumlu çıkarsa 2005'te başlar" dedi. Verheugen Belçika'da çıkan Anadolu dergisinin, Türklerin bu ülkeye gelişlerinin 40. yılı nedeniyle yüksek tirajla dağıtıma soktuğu özel sayısı için demeç verdi. Verheugen, "Demokratik bir şekilde seçilmiş hükümetlerimiz 40 yıl önce Ankara Antlaşması'nı imzalayarak, Türkiye'nin AB'ye üye olabileceğini kabul ettiler" dedi. AB siyasi olarak 'cüce' kalır AB'nin genişleme sürecinin Türkiye'yi de kapsadığını hatırlatan ve AB'nin de çok değişmek, kurumsal reformlarını gerçekleştirmek zorunda olduğunu belirten Verheugen, ''Eğer AB önündeki sorunları aşamazsa uyumlu hiçbir iş yapamayan, saçma bir ülkeler topluluğu olur. Ekonomik bir dev, politik bir cüce olarak kalır'' dedi. Verheugen, "Türkiye ile AB arasındaki sadakatsizliklerle dolu bu aşk hikayesinin geleceğine inanılabilir mi?" sorusu üzerine, "Bütün aşk hikayelerinde duygusallık gereklidir ama dürüstlük, açık sözlülük, sorumluluk da lazımdır. Düğünün koşulları baştan belli. Türkiye, bu evlilik için, diğer adaylar için de aynı olan koşulları yerine getirmek durumundadır" diyen Verheugen, müzakerelerin başlaması için siyasi koşulların yerine getirilmesi gerektiğini belirtti. Hükümetin iradesi çok açık
Kopenhag zirvesinde Türkiye'nin müzakerelere başlama tarihinin "çıkmaz ayın son çarşambasına" bırakılmadığını, 2004 sonunda komisyonun hazırlayacağı, raporun olumlu olması halinde müzakerelerin, "2005'te, mümkün olan en kısa zamanda" başlatılacağını anlatan Verheugen, Türkiye'nin AB'ye uyum reformlarını başarıyla tamamlayacağı konusunda iyimser olduğunu belirterek, Ankara hükümetinin bu konudaki siyasi iradesinin bariz gözüktüğünü, ancak yasaları çıkarmanın yeterli olmadığını, uygulamanın da önem taşıdığını ifade etti.
|
|
|
|
|
|
|