|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Sinagog çok iyi korunuyor. Bu terör saldırısını gerçekleştirenler, sinagoga yaklaşamayacaklarını ve patlama olduğunda birçok Müslüman'ın öleceğini de biliyorlardı. Nitekim öyle de oldu. Şaşırtıcı olan, İslami terörün Müslüman Yahudi ayırımı yapmaması." (Radikal, 16 Kasım 2003) Bu sözler, İsrail'in eski Türkiye Büyükelçisi ve eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Alon Liel'e ait. Liel'in, doğru bir tesbiti doğrulanmamış bir yargı için gerekçe olarak kullandığını görüyoruz. Doğru tesbit şu: Bu işi yapanlar, Museviler'le birlikte pekçok Müslüman'ın da hayatını kaybedeceğini biliyor olmalıydılar. Doğrulanmamış yargı ise şöyle: Bu işi islami terörün gerçekleştirdiği ve bunların Müslüman Yahudi ayrımı yapmadıkları... Acaba bu işin arkasında İslam'la bir biçimde bağlantılı terör örgütü mü var? Bütün medya yorumları "El Kaide" etrafında dönüp duruyor. İşin içinde Yahudiler olunca da akla "İsrail karşıtı" ve tabii "Müslüman" kimlikli gruplar geliyor. Acaba öyle mi? Aslında Liel'in değerlendirmesinden yola çıkarak başka açılımlar da yapılabilir. Mesela "acaba bu terör eylemini gerçekleştirenler başka neleri biliyor olmalıydılar" sorusunu sorduğumuzda şunlarla karşılaşırız: -Bu terör eylemini Türkiye'de gerçekleştirdiklerini biliyor olmalıydılar. Türkiye Müslüman bir ülke. Türkiye'de İslami bağlantılarıyla anılan bir siyasi iktidar var. Bu iktidar, İsrail- Filistin ilişkisinde Filistin'e daha yakın duruyor ve uzun vadede de bu yakınlığın sürmesi kadar tabii bir şey olamaz. Ayrıca Şaron'un "devlet terörü"ne karşı tavrı da biliniyor. Türkiye'de Yahudiler'e karşı yapılan bir eylem, iktidarın duruşunu sarsacak ve sonuçta Filistin davası "terör bağlantısı"nın gölgesi altına sürüklenecek. İktidara, işte sizin sempati duyduğunuz Filistin davasında rol alanlar sizi bile terörden sakınmıyor" denecek. Buradan şu sorunun doğması da kaçınılmaz: "Acaba terör eylemi Türkiye'yi Filistin davasına daha mesafeli olmaya sevketmek amacıyla mı yapıldı? 'İslami terör'(!) denen şey bunu mu amaçladı?" -Bölgenin en sıcak olayı Irak... Ve Türkiye Irak'ta Amerika'ya mesafeli durdu. AKP hükümeti, "Amerika ile ilişkileri iyi götürmek" gibi bir hassasiyet içinde hareket etti ise de, sonuçta TBMM'nin ve halkın duyarlılığı ile "ABD politikalarına eklemlenmemek" gibi bir politika üretildi. Bu arada ABD Irak'ta direnişle karşı karşıya. Cumartesi terörünü icra eden örgütün, eğer Irak'taki direnişin de içinde olan bir örgütse Türkiye'nin mesafeli duruşunu bilmiyor olması mümkün olamaz ve bu eylemi Türkiye'ye tepki biçiminde ortaya koyduğu düşünülemez. Bu eylemi icra eden her kimse Filistin'de veya Irak'ta ortaya konan bir eylemle Türkiye'de ortaya konan bir eylemin mahiyet farkını görmeyecek kadar kör olması -şayet öyleyse- manidardır. -Eylem Ramazan ayı içinde gerçekleşiyor. Toplumun dini duyarlılıklarının en üst seviyeye çıktığı, normal zamanla dinle ilişkileri sınırlı olan toplum kesimlerinin bile bir ruhaniyet iklimine girdiği, toplumsal barışın, sevgi iletişiminin dorukta olduğu bir mevsim Türkiye'de Ramazan... Bir terör örgütünün, yapacağı eylemin böyle bir iklimde ve mevsimde toplumda nasıl bir tesir bırakacağını düşünmemesi mümkün değildir. Ve Türkiye'yi azıcık doğru okuyan, Türkiye'de Müslümanlar'la gayrı Müslimler arasında özellikle Ramazan'da sıcak temasların gerçekleştiğini gören bir örgütün, böyle bir eylemin, hele sonuçta pekçok Müslüman'ın da hayatına malolacak olan bir eylemin, öfke, nefret uyandıracağını hesap etmemesi mümkün değildir. Böyle bir eylemin en basit sonucunun, bu konuda pusuda bekleyen odaklara "Terör-İslam" denklemi kurma fırsatı vereceğini kim görmez? Ve bunun bizzat İslam'a bir bedel ödetmek demek olduğunu kim düşünmez? "İslam için artısı nedir, artısı olabilir mi böyle bir eylemin?" sorusunu kim sormaz? -Eylem yeri Türkiye ve kaç zamandır Türkiye'de "İslam'ın güler yüzü" gündeme geliyor. Türkiye'deki hemen tüm İslami muhtevada, "İslam-terör denklemi"ne karşı çıkılıyor. Siyasi iktidar, çok geniş toplum kesimleri ile buluşmayı öngören bir "İslam ilişkisi" içinde gözüküyor. Ve İslam'la bağlantı kurulacak bir terör eyleminin tüm Müslümanlar'ı bir "savunma psikolojisi" içine iteceği kesin. İslam'la bağlantılı bir örgüt bunları bile bile Müslümanlar'ı zora sokacak bir eylemden hangi faydayı umar? -Ve İslam'la ilgili bir örgütün bilmesi gereken en önemli şey, İslam'ın ne dediği olmalı değil midir? İslam'ın savaş hukukunda bile sivil alanın savaş dışı tutulması hassasiyeti var. İslam'ın ilk halifesi Hazreti Ebubekir savaşa gönderdiği komutana şu uyarıda bulunuyor: "Kadınlara dokunmayacaksın. Çocuklara dokunmayacaksın. İbadet yerlerinde ibadetleriyle meşgul olan insanlara dokunmayacaksın. Ağaçları kesmeyeceksin, yakmayacaksın." Türkiye bir savaş alanı değil. Ortada bir ibadethane var. Kadınlar çocuklar var. Ayrıca eylem yeri bir sokak ve sonuçta mezbahaya dönecek o vasatta savaşan kimse yok... Bu eylemin neresinde İslami duyarlılık var ki, bunun üzerine "İslami terör" gibi bir yafta yapıştırılmasında haklılık olsun? Hatta Bay Liel'in mantığından hareket edersek bu eylemi gerçekleştirenlerin aslında sonuçta "İslam ve terör bağlantısı" kurulabileceğini ve bunun rantı varsa bunu kimin devşirebileceğini bile hesaba katacaklarını düşünmek mümkün... O zaman klasik soruyu sormak grekiyor: -Müslümanlar'a yararının bulunmadığı açık olduğuna göre kime yararı var bu terör eyleminin? Doğrusu şu anda kimse net olarak "şuna yararı var, öyleyse arkasında şu var" gibi bir sonuca ulaşamıyor. Ama en azından bu eylemden "İslami terör" sonucunu çıkarmanın çok ciddi bir dezenformasyon -bir saptırma girişimi olduğunu görmek mümkün. Şunu herkes biliyor: El Kaide, içi her biçimde doldurulabilecel bir kaneviçe durumunda şu an... Nerede olduğu bilinmeyen Bin Ladin de doldurabilir, Saddam da, Amerika da doldurabilir, İsrail veya İngiltere, Fransa veya Almanya da... Soru hayatiyetini koruyor: -Acaba eylem kime yaradı?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |