|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ABD başkanı Saatli Maarif Takvimi kullansaydı, hergün takvimin bir yaprağını daha koparırken seçime bir yıldan az kaldığını kolayca fark ederdi; elektronik takvimle aynı hissi duyması o kadar kolay değil. Her geçen gün sadece ömründen bir günü eksiltmiyor George W. Bush'un, yanındakilerin seçime dayalı kaygılarını da büyütüyor... George W. Bush'un gözü önünden hiç uzaklaştıramadığı tablo, babasının, seçimi Bill Clinton karşısında kaybettiği gün olmalı. Arkansas gibi ülkenin en küçük eyaletinin adı kısa süre öncesine kadar hiç duyulmamış valisi, geçmişinde BM ve Çin'de büyükelçilik, CIA başkanlığı ve ABD başkan yardımcılığı bulunan, Körfez Savaşı'nda ABD başkanı olarak zafere imza atmış George Bush'u yenebilmişti. Baba Bush'un başına geleni 'evin içinden' yaşamıştı George W. Bush... Bush-Clinton seçim kampanyasının son günlerini Washington'da izlediğim için biliyorum: Adsız valinin başkanlığı kazanacağı yoklamalardan belliydi; hemen her hafta bir miktar daha destek kaybederek yarışı az geride bitirdi Baba Bush... Savaştan zaferle çıkması ekonomide yaşattığı hayal kırıklıklarını perdelemeye yetmemişti... "Babasının yaşadığını oğlu tekrarlayacak mı?" Seçime bir yıldan az bir süre kala, ABD'de siyaseti gözleyen herkesin cevabını merak ettiği soru bu. Bu sorunun cevabı, ABD'yi dört yıl kimin yöneteceği açısından merak edilmiyor yalnızca; Amerikan seçmeni, verdiği oyla, dünyanın gidişiyle ilgili politikaları da belirleyecek... Bush'un rakibi belli olduğunda, Demokrat Parti'nin, seçim kampanyasını, "Nasıl bir ABD ve dünya istiyorsunuz?" sorusu üzerine oturtması hiç sürpriz olmayacak. Geçmişe bakıldığında, Baba Bush'un yenilgisinde ekonominin merkezî rol oynadığı görülüyor. Oğul Bush da, bu yüzden, ekonomik göstergelerin umut verici olmasına bel bağladı; belli başlı ekonomik göstergeler Bush için yüz güldürücü bugün. Bush ve yanındakilere 'güven aşısı' yerine geçiyor olumlu çıkan her ekonomik gösterge. Afganistan ve Irak'ta savaş iyi gitmese bile, terörün başka coğrafyalarda boy vermesi, "Teröre karşı savaş haklıdır" görüşünü güçlendiriyor. Bugünden seçimin yapılacağı Kasım 2004'e kadar geçecek süre içerisinde yaşanacak olaylar, Bush'un yeniden seçilme şansını bütünüyle ortadan kaldırabileceği gibi güçlendirebilir de... Bu durum da, Bush'tan çok yanındaki kadronun hesapları açısından önemli; eğilimler arasındaki çekişmelerin şu sıralarda gizlenemeyecek boyutlara ulaşmasının sebebi de yaşanan belirsizlik... Baba Bush kazanamadığında, şimdi oğlunun yanında yer alan genç kadronun dünya için öngördükleri 'yeni düzen' ile ilgili proje suya düşmüştü. ABD'yi Roma İmparatorluğu çapında bir emperyal güç olarak tasarlayan o projenin yeniden canlanması için tam sekiz yıl bekledi o kadro. Her ânında, "Keşke, savaşı erken bitirmeseydik..." pişmanlığıyla yaşandı o sekiz yıl... Babanın başına gelen oğul için de söz konusu olduğunda, tarih, yanındaki kadro için de tekerrür etmiş sayılacak... Sekiz yıl önce gençtiler, bekleyebildiler; bir sekiz yıl daha bekleyebileceklerini sanmak zor... Ne yapmayı planlıyorlar acaba? Kaybedeceklerini kesin bilseler, daha önce 'şer ekseni' olarak gördüklerini ilân ettikleri başka ülkelere de savaşı taşımak için ellerini çabuk tutacaklarına iddiaya girilebilir; yeni gelecek başkanın kolayca içinden çıkamayacağı kadar ortalığı karıştırmayı yeğleyebilirler... Şu aşamada kendilerini duraklatan, aslında uslu dursalar kazanabilecekken yanlış bir adımla kaybedebilecekleri endişesi... Amerikan halkı, bu hassas dengenin kendisiyle ilgisini anlamış gibi, kesin kararını bir türlü belli etmiyor; seçime bir yıl kala, sandıktan çıkacak sonuç tam ortada görünüyor... Takvimden düşen her yaprak Bush'un yüreğini hoplatıyor olmalı; bakalım o ve yanındakiler bu gerilime ne kadar dayanabilecekler?
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |