|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Geçenlerde bir gazetede bir profesör (Bunların adlarını vermenin gereği yok) şöyle diyor: "Yine Ramazan geldi, yine iftar çadırları kapladı kentlerimizin büyük meydanlarını; yiyecek-giyecek dağıtımı yapan kamyonların yola çıkması da, yoksul semtlerde ev ev dolaşarak gizli ya da açık yardım dağıtılması da yakındır herhalde." İftar çadırları çok göze batar hale geldi. Birileri bu hayır işinden gocunuyor galiba. Konu Meclis'e bile taşındı. Lakin biz de bu babda bir uyarı yapalım. İşi abartmanın mânâsı yok. Bin kişilik çadır yaptınız, iyi; hoş; bunu beş bin kişiye-on bin kişiye çıkarmaya kalkışmak gösterinin daniskasıdır (Varsa paran çadırı büyüteceğine başka bir biçimde kullan). Profesör devam ediyor: "Herkes biliyor ki bu ülkedeki yoksulluk ve çaresizlik öyle iftar yemekleri, giyecek ve yiyecek yardımları ile üstü örtülecek, ya da birkaç ay önce siyaset dünyamızı kaplayan 'mikro kredi' gibi kendisi küçük cafcafı büyük projelerle azaltılacak bir sorun değil". Bu satırların yazarı belki de iyi niyetlidir, kim bilir, belki kendisi de Ramazan'da gizlice yardım yapıyordur. Ama söyledikleri hepimizin malumudur ve kimse bu çadırları kurarak, bu yardımları yaparak ülkedeki yoksulluğun, üstünü örtmeye çalışmıyor; belki tam tersine bu meseleyi ön plana çıkarıyor. İşin tuhaf tarafı aynı gazetede, aynı gün bir başka sayfada, bir başka profesör ise şunları söylüyor: "Bizim hesabını tuttuğumuz kesim ekonominin en fazla yüzde altmış beşi. Kayıt dışında ne olup bittiğini bilmiyoruz. Kayıt dışı ekonomi sayesinde bu ülkede bir paylaşım düzeni var ve insanlar bir şekilde bu parayı aralarında paylaşıyorlar. Türkiye'de açlık yok. En küçük gecekonduda bile televizyon var. İnsanlar geçinmenin yolunu bir şekilde bulmuşlar". İşte memlekette ne olup-bittiğinden asla haberdar olamayacak fıstığı kuru, iki profesörün birbirlerini nakzeden görüşleri. Neyse! Onları orada bırakalım. Bir Ramazan daha gelip geçti. Ne farkı vardı ötekilerden? Efendim şudur: Ülkemizde Ramazan her geçen yıl daha bir canlı-coşkulu-etkili olarak yaşanıyor. Oruç tutanların oranı yüzde seksen beşe dayandı. Nostaljik "eski Ramazanlar" diskuru da gündemden siliniyor. Bakınız TRT artık "Direklerarası" merkezli "Ramazan programları" yapıyor mu? Yoo... öteki kanallar da yapmıyor. Niçin? Çünkü canlısı var. Gidin Feshâne'ye ateş yutan adamdan, tel cambazına; türkü-şarkı-kantodan Karagöz'e kadar hepsini görün. Sultanahmet'te, Üsküdar'da hemen her semtte iftardan sonra acaip bir kalabalık çadırları dolduruyor. Yani anlayacağınız, hem yardım, hem ibadet, hem eğlence, hem gezme-görme, hem yeme-içme yerli yerindedir. Hatta geçmiş ile kıyaslanmayacak kadar artmış, çeşitlenmiştir. Eee!... Memnun değil gibisin, diyeceksiniz. Doğrudur. Ben de mahallemizin camiine teravih namazına devam ediyorum. Şahit olduğum şudur: Cami mahalle camii ama, ortada mahalle yok. Yani işin gövdesi kaybolmuş. Aynı safta namaz kılan insanlar birbirini tanımıyor. Bir ay teravihe devam ediyor, bir ahbap, bir dost bulamıyor. Metroya binip-metrodan inen insanlar gibi, ancak bir göz âşinalığı. Zaten Ramazan geçip teravih bitince dağılıyoruz. Kimse kimseyi görmüyor artık. Camide vakit namazları için bir saf tutan emekli ihtiyarlar kalıyor. O kadar! Evimizi, eşyamızı, sokağımızı, yolumuzu, bakkalımızı (pardon! marketimizi) üstümüzü-başımızı, işimizi-gücümüzü, hasılı bütün hayatımızı tanzim eden modern hayat (ABD tarzı yaşam) Ramazan'ın uhrevî atmosferinden yeterince ve topluca feyz almamızı engelliyor. Bu engelleri aşanlar elbette vardır. Ben bir genellemeden bahsediyorum. Ve bu bahis çok geniş, çok derin, çok incelikler taşıyan bir bahis. Modern hayat ile din. Şu günlerde herkesin hakkında laf ettiği şey. Bu işin içinden çıkamıyorum, bari bir güzel tavsiye ile yazıyı bağlayayım. Efendim kadim dostum İsmail Kara'nın son eseri bu konuda başvuracağımız mühim bir kaynak: Din ile Modernleşme Arasında - Çağdaş Türk Düşüncesinin Meseleleri (Dergâh Yayınları, Tlf: 519 04 21).
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |