|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan bir soru var: Terör eylemlerinden sonra henüz yeni yeni krizden çıkmaya başlamış olan ekonomimizin seyri ne yönde olacak? Özellikle makro gelişmelerle ilgilenen iktisatçıları, borsa ve piyasalarla ilgilenenlerden ayıran en bariz özelliklerden biri de, ekonominin dışından gelebilecek bu tür şoklara karşı hassasiyetleridir. Borsa ve piyasa uzmanları, ekonomi dışı diyebileceğimiz gelişmelere karşı hızlı, ama çoğu zaman yüzeysel bir tepki - analiz yaparlar. Zira onların tahlillerine ihtiyaç duyanlar, genellikle alışverişe konu olan malların fiyat ve miktarlarının anbean değiştiği ve hemen her türlü gelişmeye tepki verdiği piyasalarda alım ve satım yapan insanlardır. Bunlar, sıradışı gelişmelerin ilgilendikleri endeksi ne yönde etkileyeceği konusunda bilgi veren her türlü tahlile muhtaçtır. Tabii olarak uzmanlar da, eğer prim yapmak istiyorlarsa, gerektiği anda yüzeysel de olsa bu tahlilleri sunmak durumundadır. Oysa makrocuların analizlerinde zaman kıstası daha az elzemdir. Tabii olarak makrocular da, sadece son gelişmelerin muhtemel sonuçlarını çok daha detaylı bir şekilde analiz etmekle kalmaz, geçmişi ve hatta olayları bazen tamamen zamandan soyutlayarak okumayı severler. Gelişmeleri analiz yolunda bu iki tarz, tabii olarak olaylara bakış ve perspektif açısından da farklılaşır. Piyasa uzmanları, genelde telaşlı bir tahlille şokların etkisini abartır; özellikle kısa vadeye yoğunlaşır. Buna karşılık, makro iktisatçılar ise daha temel bir analizi önceleyerek vadeyi uzatırlar. Yaklaşımları daha soğukkanlı, hatta zaman zaman acımasız derecede duygudan yoksundur. Cumartesi günkü sinagog patlamaları, tatil gününe denk geldiği için Pazartesi günü piyasalar açıldığında tepkiler soğumuş ve daha aklı selim içinde normal bir seyir izlemişti. Ancak hafta içinde Levent ve Galatasaray'daki patlamaların ardından borsa hızlı bir tepki vererek inişe geçmiş ve bu seyir ancak borsanın kapatılması ile suni bir şekilde durdurulmuştu. Borsanın kapatılması ve bir müddet kapalı tutulması, biraz gecikmiş de olsa çok yerinde bir hareketti. Nitekim İstanbul borsasındaki düşüşün çok daha serti, önce Avrupa borsalarında, ardından da Amerika ve Doğu Asya - Pasifik borsalarında yaşandı. Ertesi gün, Türkiye borsası kapalı tutuldu. Türkiye'den tedirgin edici bir sinyalin eksikliğinde, tam bir gün sonra dünya borsaları normal seyrine döndü. Kısa süre içinde başta kredi kuruluşları ve bankalar olmak üzere yabancı kuruluşlar, terör eylemlerinin Türkiye ekonomisi üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirerek kamuoyuna yansıttılar. Bu mesajların ortak yönü, hepsinin güven telkin edici olmalarıydı. Eylemlerin etkisinin en kötü ihtimalle kısa süreli olacağını, ancak uzun vadede bir etkisinin olmasının düşük olacağı belirtiliyordu. Kredilendirme kuruluşları, Türkiye'nin halihazırdaki notunu düşürmeyeceklerini açıklayarak sürece katkıda bulundular. Tüm bunlar, dehşet vermeyi ve insanların gözünü korkutup hayatın normal seyrini engellemeyi hedefleyen bir eylemden sonra müspet sayılabilecek gelişmeler. İngiliz hükümetinin vatandaşlarından Türkiye'ye gitmemelerini istemelerine rağmen İngiliz şirketler Türkiye'deki faaliyetlerini devam ettireceklerini beyan ettiler. Eylemlerin yıl sonuna ve turizmin ölü sezonuna denk gelmesi de cari işlemlerde bir zafiyete sebep olmayacak gibi gözüküyor. Dışarıdan gelen bu iyimser mesajlara rağmen, özellikle ikinci saldırının hedefinin uluslararası bir banka olması hassas dengeler üzerine kurulu olan ödemeler dengesinde bir miktar olumsuzluklar oluşturabilir. Zira son zamanlarda cari açığın finansmanı, büyük ölçüde sermaye hesabı altında yabancı bankaların kısa vadeli yatırımlar amacıyla ülkeye soktukları dövizlerle sağlanıyordu. Artan dış ticaret ve cari açığa rağmen rezervlerin erimiyor olması ve kurun yükselmiyor olmasında bu girişlerin büyük etkisi vardı. Şimdi başta HSBC olmak üzere bankacılık sisteminin bayram sonrası tepkisi bu seyri değiştirebilecektir. Bu durumda, döviz kurunda bir miktar yükselmenin olabileceğini tahmin edebiliriz. Bu ise, reel kurun biraz gevşemesi açısından esasında iyi bir gelişme bile sayılabilir. Ancak ikinci patlamaların olduğu gün, özellikle Merkez Bankası'nın piyasalara verdiği hızlı cevap bir yerde bankacılık sisteminin haftayı problemsiz geçirmesinde etkili olmuş ve yerli - yabancı tüm yatırımcılara gerekli sinyalleri göndermiştir. Merkez Bankası, yerinde bir kararla likidite ihtiyacı olan herkese ihtiyacı olan miktarı faiz garantisi ile vereceğini açıklaması, düşük de olsa muhtemel bir panik atağı başlamadan engellemiş oldu. Bu "proaktif" tavır, bugüne kadar eksikliğini hissettiğimiz, ama Merkez Bankası'na yakışan bir tavırdır. Orta ve uzun vadede her şey, toplum olarak bizim oyuna gelerek, teröre ne kadar prim verip vermeyeceğimize bakıyor. Başbakan Erdoğan'ın, " Teröre en güzel cevap, günlük hayatlarımızın normal seyrinde devam etmesidir" şeklindeki mesajı toplumda karşılık bulursa, eylemlerin ekonomiye hemen hiçbir menfi etkisinin olmayacağını söylemek mümkün olacaktır. Bu bayram, kafa dinginliğimizi yeniden kazanmak için mükemmel bir imkan. Bu bayram, teröre karşı Allah'ın Türkiye'ye bir lütfu.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |