|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kutsal gelenekte duanın vazgeçilmez bir yeri ve önemi vardır. Bütün ibadetler baştan sona birer duadır. Dua insanın Allah'la olan bağlarını yenileme ve güçlendirme eylemidir. Allah'la bağlarını koparan insan, bütün dünyayı ele geçirse de, yoksulluktan kurtulamaz. Necip Fazıl'ın kitaplarında sık sık vurguladığı gibi: "Kim ki, Allah'a sahiptir o neden mahrumdur, kim ki Allah'tan mahrumdur, o neye sahiptir?" İnsan hem dünyasını, hem de ahiretini güzel ve yaşanır kılmak için dua eder. Ruhla birlikte bedenin de dua sürecine katıldığı oruç ayı tamamlandı. Nuri Pakdil'in yorumuyla "Oruç ayı, gerçek anlamıyla, inanmışların içlerinde bir özeleştiri yapmalarını zorunlu tutar. Özeleştiri yapmayan kişi atılım yapamaz, aşamaz kendi kendisini." Özelleştirinin olmadığı bir toplumda dua olmaz, duanın olmadığı bir toplum daha güzel ve yaşanır bir hayatın kapılarını aralayamaz. Bunun için inananlara sürekli "Allah'ım gönlümü zenginleştir, işimi güzelleştir ve dilimin bağlarını çöz" diye, dua etmeleri önerilir. Geçen Perşembe akşamı STV'de Rıdvan Kızıltepe ile Selman Kuzu'nun başarıyla hazırlayıp sundukları "Ufuk Ötesi" programında, özgün sosyolojik değerlendirme ve yorumlarıyla büyük ilgi toplayan Prof. Dr. Ümit Meriç'le bütün boyutlarıyla "Dua" üzerine iki saate yakın sohbet ettik. Kızıltepe ve Kuzu duanın dini, Meriç sosyolojik, ben de kültürel boyutunu ele aldım. Duanın kişi ve toplum üzerindeki etkileri değişik açılardan yorumlandı. Bayram, duanın bireysel alandan toplumsal alana çıkarak, toplumun bütün katmanları için bir güç ve sinerji kaynağına dönüşmesidir. Duanın toplumsallaştığı bir ülkede ümitsizliğe kesinlikle yer olmaz. Toplumun hangi kesiminden gelirse gelsin, ümitsizlik inançsızlıktır. Türkiye gibi, durmadan korku ve düşman üreten ülkeler, özellikle bayramlarda duayla silahlanmazlarsa, ümitsizliğin üstesinden gelemezler. Dua sevginin büyütülmesidir. Sevginin büyütülmesinde ise, sınır yoktur. Güzellik gibi, sevgi de bütün insanlığı kuşatacak biçimde genişletip, zenginleştirilebilir. Allah güzelliği sever. Allah'ın sevgisini kazanmak için hayatın her alanında güzel olmak gerekir. İslam'da güzel olmanın bilimi tasavvuftur. Tasavvuf Allah'ın sevgisini kazanmanın sanatıdır. Allah sevdiği insanın gören gözü, üreten eli, konuşan dili ve yazan kalemi olur. Yusuf Hashacip, Ahmet Yasevi, Mevlana, Yunus ve Hacı Bayram, Allah'ın sevgisini kazanmanın verdiği güçle isimlerini ölümsüzleştirmişlerdir. Dua düşünce ile eylem arasında bir köprüdür. Dua düşünce ve eylemi meyvanın çekirdeğini içinde taşıdığı gibi taşır. Duasız düşünce ve eylem, düşünce ve eylemsiz de dua olmaz. Ruslara karşı otuz sene başarıyla direnen Şeyh Şamil, sonunda yenik düşer. Hacca gitmek için İstanbul'a geldiğinde Ahmet Ziaeddin Gümüşhanevi'yle görüşür. Gümüşhanevi tasavvufta vazgeçilmez bir yer tutan "dua halkalarını terk etmeseydiniz, Ruslara yenik düşmeyebilirdiniz" değerlendirmesini yapar. Tarihin her döneminde yeni fetih kapıları duayla yoğrulmuş düşünce ve eylemle açılmıştır. Dua güzelliğe giden yoldur. Yunus'un "Biz her dem tazeyiz, bizden kim usanası" dediği nitelik, düşünce ve eylemden önce duayla kazanılır. Allah'ın yardım ettiği insanın önünde hiçbir güç duramaz. Allah'ın yardım etmediği bir insan da dünyanın bütün güçlerinin desteğini alsa yine de istediği hedefe ulaşamaz. Görünmeyen dünyanın kapıları duayla açılır. Bütün okuyucularımızın bayramını duayla silahlanmaları dileğiyle tebrik ediyorum.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |