AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Kuzey Kıbrıs'ta hileli bir seçime tarafsız kalmak..

Kuzey Kıbrıs'ta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı verilen topraklarda genel seçimlere hızla yaklaşılıyor. 14 Aralık'ta yapılacak seçimler, sadece adanın kuzeyinde yaşayan 200 bine yakın Kıbrıslı ve Türkiyeli Türk'ün geleceğini değil, belki de Türkiye'nin geleceğini belirlemesi açısından büyük önem taşıyor.

Kıbrıs'ta çözüm olmaması halinde, son terör saldırılarının yarattığı Türkiye'ye yönelik sempatinin ve "Bu durumda bir an önce Türkiye'ye tarih vermek gerekir" diyen Avrupalılar'a rağmen, Türkiye'nin Avrupa yolu büyük ölçüde tehlikeye girebilir. Kıbrıs nedeniyle Avrupa yolunun tıkanması ihtimali karşısında bulunan Türkiye için Kuzey Kıbrıs'taki seçimlerin büyük önemi bulunuyor. İstanbul'daki son terör saldırıları nedeniyle Kıbrıs bir süredir gündemin daha alt sıralarına düşmüş gibi görünse de mesele çok önemli.

Kuzey Kıbrıs'ta Rumlar'la anlaşmadan ve ortak bir devletin çatısı altında Avrupa Birliği üyeliğinden yana olan muhalefet partileri belki de ilk defa Türkiye'ye karşı çok kesin bir tavır ortaya koydular.

Seçimlerden sonra Denktaş'ın görüşmecilik görevinden alınacağını şimdiden deklare eden bu partiler, "Türkiye Denktaş'tan vazgeçmese bile biz kararımızdan dönmeyeceğiz" şeklinde bir açıklama yaptılar.

Bu açıklama, Kıbrıs Türkleri'nin, Ankara'nın müdahaleci ve baskıcı politikalarına karşı belki de ilk açık karşı çıkışları olarak değerlendirilebilir.

Ada Türkleri ilk defa Türkiye'yi uyararak kuzeye müdahale etmemesini söylemektedirler. Çünkü son gelişmeler ve AKP Hükümeti'nin Kıbrıs konusundaki çelişkili beyanları ve yaklaşımaları, seçimleri muhalefet kazansa bile Ankara'nın, Denktaş'a arka çıkarak görevinde kalmasını sağlayacağına ilişkin söylentileri doğrular nitelikte.

Bu önemli gelişmenin yanısıra Kıbrıs'ta seçimin oldukça şaibeli geçeceğine ilişkin birçok olay ortaya çıkartılıyor.

Son aylarda yasadışı olarak vatandaş yapılan Türkiyeli göçmenlerin sayısının 15 bin kadar olduğu söyleniyor.

100 bin kadar seçmenin bulunduğu bir coğrafyada, 10-15 bin yeni ve güdümlü seçmenin önemli bir rol üstleneceği muhakkak...

Bunun yanısıra bazı muhtarların, yurt dışında bulunan Kıbrıslı Türkler'in oy kullanabilmeleri için sahte ikamet tezkeresi düzenledikleri de bildiriliyor. Denkaş ve taraftarlarının seçimi kaybetmemek uğruna şaibeli her türlü girişimi deneyeceklerine muhakak gözüyle bakılmalı.

14 Aralık'a yaklaştıkça adanın kuzeyinden buna benzer başka haberler de duyacağız. Denktaş ve iktidar partileri, bölgedeki derin örgütler ve Türkiyeli görevlilerin de büyük desteği ile muhalefetin gücünü kırmaya ve seçimi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar.

Bunun için de anlaşıldığı kadarıyle, amaçlarına varabilmek için, birçok kirli oyun da dahil olmak üzere her yolu denemeye kararlı görünüyorlar.

Buraya kadar bilinmeyen bir şey yok. Adanın kuzeyinde herzaman entrika ve her zaman Türkiye'nin baskı ve yönlendirmelerine tanık olunmuştur. Ankara, adanın kuzeyini her zaman müstemlekesi gibi görmeyi tercih etmiştir. Asıl önemli olan konu ise hükümetin tutumunda düğümleniyor.

AKP iktidarı AB'ye tam üyelik meselesine büyük önem verdiğini açıklıyor. Bunun için belli bir yol da ketedilmiş bulunuyor.

Bu çerçevede Kıbrıs'taki kesin çözümün de seçimlerden sonraya bırkakıldığı, bunun için muhatefetin seçimi kazanmasını beklediği görülüyor. Başbakan ve Dışişleri Bakanı bu konuyu sık sık dile getiriyorlar.

Doğrudan çözüm yolunu denemek ise başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere devleti yöneten odaklarla çatışmak anlamına geliyor.

Bu yola yönelip yıpranmak yerine, muhalif partilerin seçimi kazanıp Denktaş'ı görüşmecilikten alarak bir anlaşma metnine imza atmalarını teşvik etmek, AKP iktidarının daha çok işine geliyor. Bu nedenle AKP, Kuzey Kıbrıs'taki siyasi partiler karşısında tarafsız olduğunu ve tarafıszlığını seçimler sırasında da sürdüreceğini ifade ediyor.

Denktaş ve yandaşlarının daha önce yapılan seçimlerde hepTürkiye'deki devlet ve iktidar partileri tarafından desteklendiği düşünülürse bunun önemli bir taahhüt olduğu anlaşılır. Tabii bu taahhüt, Kuzey Kıbrıs'ta muhalefetin seçimi kazanması durumunda bir anlam ifade edebilecektir.

Oysa gelen haberler, kuzeydeki Denktaş devletinin ve Türkiye'deki derin devlet güçlerinin muhalefet aleyhine önemli mesafeler katettiğini gösteriyor.

Denktaş oyunu kuralına göre oynarken kendi kuralalrının geçerli olmasını istiyor.

Durumu da şimdiden ilan ediyor:

"Muhalefet açık farkla seçimi kazanamazsa görevimden ayrılmam" diyor.

Oysa daha önce seçimi kaybetmesi durumunda derhal istifa edeceğini söylüyordu.

Demek ki Türkiye'deki yandaşları ona, seçimi kaybetmeme ihtimali bulunduğunu söylemiş olmalılar. İşte bu noktada, güçlerin böylesine dengesiz olduğu bir durumda tarafsız kalmak güçlüden yana, yani Denktaş'tan yana olmakla bir anlam taşıyor.

Kuzey Kıbrıs'ta seçmen iradesinin özgürce ortaya çıkmasını engellemek ve çözümsüzlük politikalarına devam edebilmek için girişilen oyunlara AKP seyirci kalamaz.

Eğer seyirci kalmaya devam ederse ortaya çıkacak sonuçlardan en fazla kendisi zarar görecektir.


27 Kasım 2003
Perşembe
 
KORAY DÜZGÖREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED