|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İçimizde işlerin iyi gitmesini yürekleri kaldıramayanlar var. Türkiye'yi sevmeyenler yurtdışında da az değil. Bu yüzden, her iki günde bir, surat asmamızı gerektirecek bir haberle mutlaka karşılaşılıyor. Son zamanlarda bütün ekonomik göstergeler olumlu ya, içimizdeki 'şeamet tellâlları' fazla ses çıkartamıyorlar; buna karşılık, onların kışkırttıkları, "Türkiye'de darbe olabilir" türü saçmalıklarla yürek kaldırma gayretinde... Merak etmeyin. Askerî darbeleri, daha doğrusu halkın iradesinin önünü kesen her türlü müdahaleyi ortadan kaldıracak biçimde esiyor dünyanın her tarafındaki rüzgârlar... Irak'a yapılan askerî operasyon gözleri korkuttu, bu tamam; ancak o müdahaleyi yapanların elinde gerekçe olarak sadece "Irak'a demokrasi getirmek" kalmadı mı? Operasyon sonrası Irak'ından çıkartılacak dersler, dünyada halkın iradesinin önünü kesme heveslerini kursakta bırakacaktır... George W. Bush'un dünyayı fetih amaçlı girişimi, onun baktığının tersi istikamette, insanları daha katılımcı bir sistem beklentisine itmiş bulunuyor. Washington'daki şahinlerin amacı dört bir tarafta kendilerine körü körüne bağlı ('Vasal' statüde) devletler oluşturmak olsa da, şahinler, ilk hamleleriyle demokrasi özlemini tetiklediler. Özellikle İslâm Dünyası'nı oluşturan coğrafyada, önümüzdeki dönemde, katılımcı arayışlar daha fazla hissedilecek. Bu kanaate varışımın sebebi, geçtiğimiz üç günü, oldukça hararetli tartışmaların yaşandığı bir uluslararası toplantıda geçirmiş olmam. Gerçi katılımcılar arasında Batı'dan isimler de bulunuyordu, ama tartışmalar genellikle İslâm Dünyası temsilcileri arasında geçti. Yönetimlere yakın-uzak insanlar, akademisyenler, araştırmacılar, siyaset adamları, Irak-sonrası dünyada meydana gelebilecek gelişmelerin alacağı biçimi enine boyuna tartıştılar. Beklentiler arasında ilk elde asla meczedilemeyecek gibi gelen aşırılıklar var belki; ancak o aşırı beklentilerden hiçbiri 'katılımcı' olmayan bir sistem özlemine dönük değil. Kimi 'demokrasi' adını açıkça kullanamadığı için lâfı ağzında gevelese, kimi ise bir yönetim biçimi olan demokrasiden bir 'sert ideoloji' çıkartmaya çalışsa da, sonuçta, herkesin istediği, diktatörlerin, askerî yönetimlerin geride bırakıldığı bir dünya... Sistemlerin elden geçirilmesi endişeleri bütünüyle ortadan kaldırmıyor; huzurlu ve müreffeh bir dünya beklentisine cevap verebilmek üzere ihtilâfların da sona erdirilmesi şart. Bugün mevcut uluslararası ihtilâfların neredeyse bütünü bizim dünyamızla ilgili. İhtilâfın hiç değilse bir tarafında İslâm Dünyası içinden bir ülke bulunuyor: Filistin, Kıbrıs ve Ege, Çeçenistan, Keşmir, Pakistan-Hindistan... Bunların her biri, 'âdil' ve tarafların kabul edebileceği bir çözüm bekliyor... Sistemi katılımcı hale getirmek, uluslararası ihtilâfları çözmek de tek başına yeterli değil. Kalıcı bir güvenlik sistemiyle desteklenmeyen bir barışın yaşama şansı yok. İhtilâfların barışçı yollardan çözüldüğü Ortadoğu'da, geçmişte yapılan hatalardan ders alarak, geleceğe umutla bakmayı ve huzuru sağlayacak bir bölgesel güvenlik sistemi oluşturmak gerekiyor. Bir de refahı yaymak... Bugünkü görünümüyle, zenginlerle-fakirler arasında sıkışmış, varlığın adaletli dağılmadığı bir coğrafya İslâm Dünyası... Zengin ülkeler, Batı'daki güçlü hâmilerinin tercihi sonucu, 'katılım' veya 'demokrasi' kavramlarından ürken rejimlere mahkum edilmiş durumda... Bu dünyada demokratik arayışlar yok değil, var, ancak demokrasiyi fakir ülkelerde yeşertmek de kolay olmuyor. Zengin kaynaklara, kalabalık bir işgücüne sahip İslâm Dünyası; ama bu varlıktan 'refah' üretemiyor... Dünyanın dört bir yanından gelen 100 civarında kişi, üç gün boyunca, bu gündem maddelerini tartıştı. Irak'ta yaşananların gölgesinde yapılmasına rağmen, toplantıya katılanlarda, iyimserliğin egemen olduğunu gördüm. Demokrasi, kalıcı bir güvenlik sistemi, refahın yaygınlaştırılması, ihtilâfların çözümü, Irak'ta yaşanan kaosun ortadan kaldırılması, hatta Arap-İsrail barışı konularında, hemen herkes, 'örnek olay' olarak Türkiye'den söz etme ihtiyacı duydu. Merak edilecek bir şey yok.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |