Sultan II. Abdulhamid'in dördüncü kuşak torunu olan Mehmet Selim Ethem, Osmanlı Devleti'nin kurulduğu bölgeye yakın olan İznik'te yaşıyor. 1924'teki sürgünden sonra ailesi Lübnan'a gittiği için orada doğan Ethem, 1952'de Türkiye'ye dönmüş. Sonra Suudi Arabistan'a giden ve burada 24 yıl kalan Ethem, haritacılık ve denizcilikle uğraşmış. Suudi Kraliyet ailesinden birinin filosuyla hemen hemen tüm dünya denizlerini dolaşmış. Ethem bu sayede İngilizce, Fransızca, Arapça ve Endonezya dilini konuşabiliyor.

Üç yıl önce İngiliz asıllı, Türk vatandaşı eşi Azize Hanım'la İznik'e yerleşen Ethem, yatçılık mesleğini şimdilerde ara sıra göle açılarak sürdürüyor. Bir Türkiye hayranı olan eşi ise ev ve bahçeyle ilgili işleri yönetiyor, bir taraftan da İngiliz dergilerinde Türkiye lehine yazılar yazıyor.

Mehmet Selim Ethem, ABD, Fransa ve İsviçre gibi farklı ülkelere dağılan ve bir kısmı da Türkiye'de olan Osmanlı Hanedan üyelerini bir arada tutmak için Paris'te bir dernek kurulduğunu söylüyor. Ethem, Hanedan üyesi olmadığı halde aileden geldiğini ileri süren kişilere de kızgın. Babası Ermeni olan Nadine Dawson'ın uzun bir zamandır kendini Hanedan üyesi gibi göstermeye çalıştığını belirten Ethem, "Bu tür sahtekarlıkları deşifre etmek gerekiyor" diyor.

Aileniz 1924'teki sürgünden sonra nereye gitmiş?

Ben 1939'da Lübnan'da doğdum. 1952'de aileye izin çıktı geri döndük ama ben 20 yaşında yeniden yurtdışına gittim. Arabistan'da haritacılık yapmaya başladım. Sonra Türkiye'ye dönmek üzereyken Kraliyet Ailesi'nden bir prensle tanıştım. Kendisi benden yat konusunda yardım istedi. Bu işe girdim. Sonra giderek profesyonelleştim, ABD'de eğitim gördüm. Birkaç tane daha yat aldı prens ve sonuçta yedi yatlık bir filomuz oldu. Ben amiral oldum ve neredeyse tüm dünya denizlerini dolaştım diyebilirim.

Fransa'da Osmanoğlu Hanedanı adı altında bir dernek kurulmuş. Bu dernek kim tarafından kuruldu ve nasıl faaliyet gösteriyor?

Derneğin kuruluş amacı Hanedan üyesi olanları bir araya getirmek ve bir anlamda da üye olmadığı halde bu iddiada bulunanları tespit etmektir. Derneği benim Paris'teki kuzenim Cemil Adra kurdu. Derneğin başkanı da Cemil'dir. Hanedan üyesi olanlar Derneğe otomatikman üye olabiliyor. Paris'te bir bey vardı. Bu bey Newsweek dergisine ilan koyup Osmanlı Tuğrası'yla kulüp kurmuş. Sözde prens. Zeki birisi ama sahtekar. 'Siz de kulübe üye olabilirsiniz' diyormuş. 25 bin frank istiyormuş. Malesef verenlerde var.

Kendilerini Hanedan mensubu olarak lanse eden kişilerin çoğalmasında ailenin sürgün nedeniyle dağılmış olmasının etkisi var mı?

Evet, her yerde aile üyesi insanlar var. ABD'de, İsviçre'de, Fransa'da vesaire. Türkiye'de olanlar benim bildiğim kadarıyla Neslişah Sultan ve Harun bey. Bunlar İstanbul'da yaşıyor. Ayrıca Osman Nami bey var Marmaris'te. ABD'de yaşayan Ertuğrul beyden sonra aile büyüğümüzdür. Bunların soyadı Osmanoğlu'dur. Benim soyadım Ethem. Büyükbabamın babası İbrahim Ethem Paşa'dır. Gazi Osman Paşa'yla Plevne'de savaşmış.

Nadine Dawson bir sahtekar

Dawson'ın Hanedan üyeliği iddiası nereden geliyor?

Tabii buradan ünvan elde etmek istiyor. Bu kişi sizin gazetede çıkmadan önce de değişik gazetelerde göründü. Özellikle dış basında. Halbuki hiç alakası yoktur bu kişinin Hanedan'la. Ama yıllardır kendini öyle sunuyor. Ne yazık ki özellikle yurtdışında kimi zaman başarılı da oluyor. Secere çok dikkatle yazılmıştır Osmanlı arşivlerinde. Osmanlıca okumak kaydıyla herkesin bilgisine de açıktır. Kendisi Ermenidir. Mısır'da yaşayan bir aileden geliyor. O şekilde yürütüyorlar bu sahtekarlığı.Türk basınında bunları yazmak lazım. Sizin haber de vesile oldu buna. Bir de Nesrin Hanım vardı. Neslişah diye sundu bir süre kendini ama fazla tutmadı. Bu hanımefendi halamla fotoğraf çektirip Osmanlı Bankası'na gitmiş. Yüklü miktarda bir kredi alacak. 'Ben hanedan üyesiyim, siz de Osmanlı Bankasısınız, bana kredi verir misiniz' demiş. Halamla çektirdiği fotoğrafları vermiş. Bereket ki banka araştırmış, böyle bir şey olmadığını anlayınca vermemiş krediyi.

TONGUÇ ÖZGÜVEN

« Geri Dön