|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İngiltere'de uzun yıllar yaşamış bir ahbabım anlattı. Eşi ile birlikte, eve köpek almaya karar verirler. "Bize can yoldaşı olur" diye düşünürler. Belediyenin köpek evine başvurulur. Burada sokağa bırakılan sahipsiz köpekler vardır.. Müracaatları incelenir. Adresleri alınır. "Biz sizi ararız" derler. Bir hafta sonra iki kişi kapıyı çalar:
İncelenir. Köpeği nerede yatıracakları sorulur. Çift, kapı önündeki merdiven altını gösterir. "Olmaz" cevabını alırlar. "Işıklı bir yer lazım." Sonunda balkona yakın bir yerde anlaşırlar. Birkaç gün sonra görevliler, hiçbir özelliği olmayan sıradan bir köpek ile gelirler. (Ahbabımın tanımı: Resmen uyuz bir it!" Yanlarında köpeğin maması ve ilaçları da vardır. Hayvanın nasıl besleneceği, ilaçların ne zaman ne kadar verileceği bir bir anlatılır. Bununla da yetinilmez... Köpek bakımı ile ilgili bir de kitap takdim edilir. "Oh nihayet..." köpek bürokrasisi bitmiştir. Görevliler giderler. Aradan 15 gün geçer. Çat kapı... Yine aynı görevliler. Hayırdır? Köpeğe bakmaya gelmişler. Yanlarında getirdikleri terazi ile köpeği tartarlar. Muayene ederler.. Bit-pire var mı diye incelerler. Sınav başarıyla verildiği için, köpeğin çiftte kalmasına karar verilir. Sayın okurum bunları niçin anlattım... Şunun için.. AB sadece , siyasi ve ekonomik özgürlük, insan hakları, demokrasi demek değil. AB aynı zamanda bir kurallar yumağı. Standartlar yığınağı. Bunlar Türkiye'de bilinmiyor. Bilinmesi için de çaba sarfedilmiyor. Geç kalıyoruz.
Otomobil alacakların acele etmesinde yarar var
Daha önce bu köşede "Canlanmayı gözlerimle gördüğümü" yazmıştım. Şimdi rakamlarda da görüyorum. Özellikle ithal mallara büyük talep var. En başta da otomobile. Gerçi tüketici kredi faizleri biraz daha inecek ama, elinizde nakit varsa siz otomobil almakta yine de acele edin. Bu talebe bu fiyatlar dayanmaz. Zamlar ufak ufak gelmeye başladı bile. Yılın 4 ayında satılan her 100 otomobilden 69'u ithal. Satış artış oranı tam yüzde 210.. Yerlilerin satışında da yüzde 113'lük artış var. Talepler mayıs ayında iyice hızlandı. Bu yaz çok hareketli geçecek çok!
Nasıl ünlü bir spor yorumcusu olursunuz?
Sık sık karşınızdakinin sözünü kesin. Sinirlenin ve bağırarak konuşun. Ceza sahasında bir futbolcu topu iki eliyle tutsa bile, "burada kasıt yok penaltı değil" diye iddia edin. "Sizde şaibe var, 15 yıl önce lehinize faul verilmişti" diyerek tartışmayı çığırından çıkarın. Sürekli hakemi karalayın. Gekerirse hakaret edin. Karşınızdakine, "Senin kafan almaz, beynin sulanmış" gibi kaba ithamlarda bulunun. Genel kültürü zayıf, dangul-dungul konuşan biri olduğunuz izlenimini verin.
SORU HATTI
Türkiye ne zaman kendi uydusunu yapacak?
Soru: Türkiye uzay teknolojisinin neresinde? Ne zaman kendi imkanları ile uzaya çıkacak. Bu konuda bir hazırlık var mı? Cevap: Türkiye Bilimsel Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türk yapımı ilk uyduyu uzay yolculuğuna hazırlıyor. BİLSAT adı verilen bu uydu temmuz ayında Rusya'dan uzaya gönderilecek. Bu mini uydu ile meteorolojik olaylar yanında Türkiye toprakları da havadan izlenebilecek. Örneğin tarımın durumu, kaçak yapılaşma gibi gelişmelerin de uydudan takip edilmesi öngörülüyor. 110 kilo ağırlığındaki BİLSAT 15 yıl süreyle hizmet verecek.
BİLGİ DAMLACIĞI
Türkiye'nin halen uzayda haberleşme amaçlı 3 uydusu var. 24 Ocak 94'te fırlatılan ilk uydu roket arızası nedeniyle parçalanmıştı. Birçok TV kanalı, Türksat 1B ve 1C üzerinden bize ulaşıyor. 2001 yılında fırlatılan Türksat 2A ile yayın alanı Çin'e kadar uzandı.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |