AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Amerika kaybedecek

Irak'tan gelen görüntülere bakalım: -Parçalanmış, morglara ikişer ikişer dizilmiş Irak'lı çocuk fotoğrafları...

-Üzerlerine ağır silahlar çevrilmiş bayılan, diz çöktürülen kadınlar... Ağıtlar... Tabutlar... Parmak ısırmalar... Yakarışlar...

-Tekmelenen kapılar...

-Elleri bağlanmış, dizi dizi sıralanmış insanlar... Irak'a taşınmış Guantanamo görüntüleri...

-Peşpeşe gelen bombardımanlar... Şehirler üzerinde yükselen ateş ve dumanlar... Harabeye dönmüş bina görüntüleri... Taranmış, iskelete dönmüş otomobiller...

-Ve bütün bunları bütünleyen Amerikan - İngiliz silahları... Dev uçaklar, tanklar, zırhlı araçlar, uçak gemileri... Özetle dev bir askeri güç ve onun tabii sonucu yüzlerle, binlerle ifade edilen sivil ölümler...

-Bu bir işgal hareketinin tipik ifadesi.

Irak cenahında ise bir halk direnişi görüntüsü mevcut. Henüz ekranlara gerçek bir Irak ordusu ve gerçek bir asker görüntüsü yansımış değil. İşgal edilen vatanlarını savunmak için ellerine geçirdikleri her şeyi silaha dönüştürmüş insanlar yansıyor ekranlara... Mukaddes bir cihad duygusuyla direnenler onlar, şehadet tutkusuyla ölenler onlar... Asimetrik savaş...

Amerika ve İngiltere, savaş diye nitelenemeyecek bu işgal hareketini tamamlarsa, 12 yıl ambargo uygulanmış, silah denetçilerinin aylarca arayıp kitle imha silahı bulamadığı, füzeleri henüz birkaç gün önce imha edilmiş, ancak sivil bir direnişi örgütleyebilen bir ülkeyi işgal etmiş olacak...

Ama Amerika ve İngiltere yenilirse, işte böyle bir sivil direniş karşısında yenilmiş olacak. Dişiyle tırnağı ile ülkesinin bağımsızlığını savunan bir halk karşısında...

Biz, Türkiye olarak bu denklemi çok iyi anlarız.

Çanakkale'de 250 bin genç insanımızı toprağa vererek savunduk vatanımızı böyle bir işgal ordusuna karşı... "Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela..." idi onlar bizim için...

Milli Mücadele'de İngiliz, Fransız, Yunanlı, İtalyan işgal kuvvetlerine karşı balta ile, kürekle, kazma ile, güğümlerden patlayıcı yaparak savunduk vatanımızı. Annelerimiz bebek kundaklarına mermi sardılar.

Biz biliriz ki, hiçbir işgal kuvveti ilanihaye kazanamaz.

Eninde sonunda kaybeder.

Çünkü haksızdır. Çünkü asla ve asla yüreklere hükmedemez. Yabancı unsurdur. Sürekli red ile karşı karşıyadır.

Amerika ve İngiltere'nin "Irak'a demokrasi - insan hakları getireceği"ne inanan, "işbirlikçi bir grup" dışında kim var Irak'ta?

Şiiler mi, Sünniler mi, Araplar mı, Türkmenler mi, hatta Kürtler mi?

Evet, belki bu gruplar adına Amerika ile pazarlık yapan bir grup var, ama onlar ne kadar temsil ediyor halk kitlelerini? Eğer onlar temsil ediyorsa Amerikan - İngiliz birlikleri ile Basra'da, Bağdat'ta, Nasıriye'de, Necef'te çarpışanlar kimler?

Bugün ABD - İngiliz kuvvetleriyle işbirliği yapanlar Amerika'ya İnlgiltere'ye "Alın vatanımız sizin olsun" mu diyecekler? Onların çocukları yarın, bağımsızlık savaşına soyunmayacaklar mı?

ABD kaybedecek.
İngiliz mandası kalıcı oldu mu Irak'ta?
Sömürgeciliği geride bırakmadı mı dünya?
Şimdi yeniden sömürgeleşme dönemine mi giriyoruz?
Buna nasıl razı olur bugünkü çağın insanı?
Arap dünyasının yüreğini kanatmayacak mı bu işgal?
İslam dünyasının yüreğinde bir kama gibi durmayacak mı?
İsrail'in Filistin'deki zulmü İsrail için zafer mi?

Amerika, belki İslam coğrafyasındaki bilinç yükselmesini boğmak, yoketmek istiyor. Sömürgeci güçlere karşı sorgulama sürecini öldürmek istiyor. Ama bundan sonra bu mümkün mü? Bundan sonra bu yönde atılacak her adım, bu bilinci, bu sorgulama sürecini daha yükseltmeyecek mi? Öfkeler daha derinleşmeyecek mi?

Bakın, dünyada başladı müthiş anti Amerikan dalga?

Irak'la "insanlık"tan başka hiçbir bağı bulunmayan insanlar, Amerika'nın hegemonik hülyalarına isyan ediyor. Amerika dünyada kaybetti peşin olarak, Irak'ta da kaybedecek.

Amerika, İslam dünyasında kaybedecek.

Irak bir İslam toprağı ve siz oraya ateş kusuyorsunuz. İslam dünyası, bu ateş kusan canavarın yarın hangi İslam toprağını hedef alacağı sorusuyla meşgul. Türkiye gibi, Batı dünyasına çok yakın durmaya çalışan, Saddam üslubunu her zaman tepkiyle karşılamış bir ülkede bile, Amerika öfkelerin, nefretlerin, kuşkuların hedefi.

Amerika'da bile insaflı insanlar "Dostlarımız bizden kaygı duyuyor" diye değerlendiriyorlar olan bitenleri...

Dünya Amerika'nın aklından şüphe ediyor.

Dünya bu dev gücü yönetenlerin iz'anından, insanlığa karşı sorumluluk duygusundan şüphe ediyor.

Kaybetmek ne bundan başka?
Adınızı "kan dökücü" olarak yazdırmak zafer mi?
Dünya Saddam'ı konuşmuyor artık ABD'nin vahşet görüntüsü karşısında...
İtibarı sıfırlanmış bir ülke haline geldi Amerika.
Bu değilse ne kayıp?

Şu kesin ki bundan sonra İslam coğrafyasının gündeminde "Amerika'nın bölgeden nasıl kovulacağı" sorusu olacak?

ÖZÜR MEKTUBU OLMASIN!

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Bush'a tezkere reddinden sonra ilişkilerdeki güven sarsılmasını gidermeye yönelik bir mektup yazacağı belirtiliyor. Bu mektubun bugünkü zeminde Türkiye'de olsun, ABD'de olsun bir "özür mektubu" gibi algılanması ihtimali bulunmaktadır. Böyle bir tavrın, halkın şu anda yaşadıkları duygularla derin bir çelişki oluşturacağını belirtmek isterim. Yanlış bir davranış olacaktır. Tayyip Erdoğan'ı da yaralayacaktır. Bizden söylemesi.


1 Nisan 2003
Salı
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED