AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Erdoğan, piyasanın da lideri olabilecek mi?

Başlangıçta biraz fantastik görünen ve bir tür kendi yağımızla kavrulma projesi olan kaynak arayışı şimdi giderek bir hükümet politikasına düşünüyor. Gündeme gelen "ulusal kaynak havuzu" ile, ülkenin içinde bulunduğu iç borç sorununu aşmak ve her sabah faizlerin artması endişesiyle uyanan Hazine'nin pahalı borçlanma sorununu gidermek fikri, yasal zemin arayışına kadar varmış bulunuyor. Yani; Irak krizi sürecinin ilk dönemine damgasını vuran bir dogma önemini ve gücünü yitiriyor. Bu; "Amerika'yı küstürürsek, onlar da ekonomimizi destabilize ederler. Desteğe mecburuz" dogmasıydı.

Tezkere reddedildi hatta ilişkiler gerginleşti ama, sonuçta Amerika'nın Türk ekonomisi üzerinde kıyıcı etkiler yaratmak gibi bir politikası bulunmadığı ortaya çıktı. Tersine, her an doğabilecek ihtiyaç nedeniyle, Türkiye'yi hoş tutmak yolu tercih edildi. Washington'un hiç talep yokken birdenbire, Kongre'ye hibe ve yardım paketleri önermesi de bunu bir göstergesi oldu.

Piyasa denilen şey...

Bir ulusal seferberlik, Türkiye'nin dertlerine ne kadar çare olacağı ya da devletin likitide sorununu ne kadar çözebileceği tartışılır. Hatta böyle bir kampanyanın sonuç alıp almayacağı bile su götürür. Ama, sorun zaten bu değildir...

Türkiye önce, sonsuza dek ABD-IMF ekseninde kırılgan bir finans dengesi üzerinde yaşayamayacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundadır. Borsa-kur-faiz gerçekleşmeleri böylesine doğrusal bir etkiye açık olamaz, finans piyasalarının akışı bu kadar inatla reel sektörün tersine gidemez. Bir yandan kredi derecelendirme kuruluşlarına öte yandan IMF'ye angaje olan; bazen bütün bunlardan bağımsız borsa spekülasyonlarının peşine takılıp giden bir ekonominin serbest piyasa fikriyle de alakası yoktur. Bu tablonun tek bir açıklaması vardır; o da Türkiye'nin Şubat 2001 kriziyle girdiği cenderede bütün tutamaklar kopartılmış olduğu için ayağa kalkamadığı gerçeğidir. Sistem böylesine kırılgan olduğu için her ayağa kalkma girişimi de kolaylıkla bertaraf edilebilmektedir.

İşte bu yüzden, sonuç alınacak olsa da olmasa da ulusal kaynak arayışları son derece önemlidir. Çünkü, piyasa dediğiniz şey aslında parayı devlete pahalı satan kesimin küçük tasarrufçu üzerindeki karizmatik etkisinden başka bir şey değildir. Tedavüldeki toplam paranın çok küçük bir bölümüne hükmeden bu kesim, "örgütsüz ve endişeli" küçük tasarrufçu üzerindeki yönlendirici gücü sayesinde dövizi artırmakta, faizi şahlandırmaktadır. Çıkarlarını çok iyi korudukları ve hesaplarını çok iyi bildikleri için, paralarını soktukları güzergah, küçük tasarrufçular için de mecburi istikamet kabul edilmektedir.

Paraya liderlik etme fırsatı

Şu halde, küçük tasarrufçuya istikamet verecek yeni bir piyasa liderliği şarttır. İnsanların 100 Dolar almak için döviz bürolarına koşmayacağı bir sistem, ekonominin sırtındaki faiz maliyeti yükünü kaldırmanın ilk adımıdır. Eğer, hükümet ve Tayyip Erdoğan, arkasındaki geniş kamuoyu desteğin farkına varır ve para sahibi olan-olmayan bütün kesimlerin aslında kendisinden başka seçeneği olmadığını kavrarsa; piyasa liderliğini eline geçirir, bir daha da bırakmaz. Piyasa denilen mekanizma da paranın rantı peşindeki macera dolu yolculukta ömür tüketmek yerine, kalıcı kazancı yani reel ekonomiyi tercih etmek zorunda kalır.

Türkiye'nin, Türk ekonomisinin bugün geldiği noktada zaten başka da seçenek yoktur. 70 milyonluk bir ülkenin, yüzde 5'lik bir kesiminin para ile para kazanma düzenini ilelebed finanse edebilmesi düşünülemeyeceğine göre bu seçenekle yüzleşme kazınılmazdır.

İşte bu yüzden önemli olan hükümetin kuracağı havuzun dolup dolmaması değil, her kesimden ve hacimden tasarrufçunun güven duyacağı bir siyasi liderliğin ortaya çıkmasıdır. Sadece, 4-5 milyar Dolar yerli kaynak bile krizle kronikleşen dengeleri tersine çevirmeye yetebilir.

Türkiye, ya bu yolu deneyecek ya da her uluslararası krizde stratejik ve diplomatik tercihlerini o an ihtiyaç duyduğu kredi karşılığında parça parça elden çıkaracaktır.


1 Nisan 2003
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED