T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M
Eğitimde 'yerinden' yönetim

Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, merkezdeki birçok yetkiyi yerel yönetimlere devredeceğini söyledi. Mumcu, "Eğilimimiz atama, tayine ilişkin bütün yetkileri yerinden yönetim birimlerine devretmek" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, bakanlık teşkilatını yeniden yapılandırma projesini Yeni Şafak'a açıkladı. Merkezdeki birçok yetkiyi yerel yönetim birimlerine kaydıracağını söyleyen Bakan Mumcu, "Eğilimimiz atama ve tayine ilişkin bütün yetkileri yerinden yönetim birimlerine devretmek. Denetlemeye ilişkin yetkilerin büyük bir kısmını da İl Milli Eğitim Müdürlüklerine ve valiliklere bırakacağız" dedi. Merkez teşkilatını daha fonksiyonel bir yapıya kavuşturacağını belirten Bakan Mumcu genel müdürlük sayısını da 5'e indirecek.

Yüksek öğretim sistemi ve üniversitelerin bilimsel düşünce ışığında yenilenmesi amacıyla bir tartışma süreci başlatan Erkan Mumcu, bu tartışmayı yönlendirmek istemediği için kendi yaklaşımını açıklamayacağını belirtti. Bakanlığın internet sitesine konuyla ilgili pek çok öneri geldiğini kaydeden Bakan Mumcu, tartışma sürecinde gelişmiş batı ülkelerinin birikimlerinden de yararlanılacağını söyledi.

Mumcu, "Üniversite sadece bulunduğu ülkeye ve topluma ait bir organ, kurum değil. Küresel ölçekte üretilen bilgi, birikim ve tecrübeye açık olması, katkı sağlaması gerekir. Yani, bu zaten işin doğasında varolan birşey. Üniversiteler bunu getirecekler" dedi.

Bakanlık teşkilatlarının yeniden yapılandırılması için büyük adımlar atmaya hazırlanan Erkan Mumcu, bu konuda kendisinden önceki bakanların yaptıkları çalışmaları değerlendireceğini söyledi. Mumcu, "Ben bakanlığa geldiğimde çok ciddi bir gelişme kaydedilmişti. Benim yapacağım şey bu birikimi ilgili kesimlerin değerlendirmesine açmak ve rafine etmek. Yani ince işçiliğini yapmak" diye konuştu.

İşte Bakan Mumcu'nun merak edilen sorulara cevapları:

Yeniden yapılandırma planında neler var? Genel müdürlükler birleştirilecek mi?

Genel müdürlük sayısının 15'ten 5'e indirilmesi, bazı yönetim kademelerinin ortadan kaldırılması. Yani genel müdür yardımcılıklarında, daire başkanlıklarında, müsteşar yardımcılıklarında... Türk bürokrasinin kurgulanması lineerdir; hizmet sorunlarının bir çoğu da oradan kaynaklanır ve esas itibariyle kimsenin kimseye güvenmemesinden kaynaklanan bir sorundur. Vatandaşa "bugün git yarın gel" denmesinin temel nedeni odur. Daha fonksiyon odaklı, dairesel bir organizasyon düşünüyoruz. Yerinden yönetim bu aynı zamanda. Merkez teşkilatının yetkilerinin önemli bir kısmını yerel yönetim ünitelerine devretmeyi düşünüyoruz.

l Milli eğitim teşkilat yasasını değiştirmeden ya da yerel idare reformu gerçekleştirmeden bunları yapabilir misiniz?

Kanunlarımızda var olan imkanları kullanarak yapacağız. Yeni bir kanun çıkarmak suretiyle değil. Milli eğitim müdürlüklerini ve dolayısıyla valilikleri güçlendirmek istiyoruz. İl İdaresi Kanunu zaten bizim aradığımız imkanları içinde barındırıyor. Esas itibariyle bizim sorunumuz yeni bir mevzuat yaratmaktan çok yönetim kültürüne ilişkin. Genelgelerle, yönetmeliklerle, uygulamalarla biz her geçen gün daha merkezci, daha hiyerarşik bir yapıya dönüşüyoruz. Giderek bakanlıklar başbakanlığa bağlanan işlevsiz kurumlar haline getiriliyor.

Hangi yetkilerinizi paylaşacaksınız?

Eğilimimiz atama, tayine ilişkin bütün yetkileri yerinden yönetim birimlerine devretmek. Ayrıca denetlemeye ilişkin yetkilerin büyük bir kısmını da onlara vereceğiz. Eğitim - öğretim programlarında Talim Terbiye Kurulu'nun çizdiği temel çerçeveden sapmamak üzere bir takım esneklikler getirmek istiyoruz. Diyelim ki Ağrı'da çocuklara ne verilmeli? İstanbul'da ne kadar verilmeli? Burda bir farklılaşma olabilmeli. Ya da İstanbul'da ders günü sayısı sabit olmak üzere ne zaman başlanıp bitirileceği konusunda esneklikler sağlanabilmeli. Coğrafi koşullar, meteorolojik koşullar dikkate alınabilmeli. Ders günü kayıplarının telafi ettirilmesi konusunda da yerinden yönetim birimlerine yetki verilmeli. Verimliliği sağlamaya dönük her türlü yetkiyi kullanabilmeli.

Bakanlık öğretmen ataması yapmayacak diyebilir miyiz?

Bu tür flaş söylemek istemiyorum. Bakanlıkta özel kalem müdürü ataması dışında atama yaptım mı?

Ankara İl Milli Eğitim Müdürü'nün kıdeme göre atanmadığı öne sürüldü?

Kıdem denilen şey yöneticilik kıdemidir. 27 yıllık memuriyet kıdem anlamına gelmez. Asaleten atanma yeterliliğine ilişkin yönetmelik hükümleri var ortada. Valilik atadı. Bir karşılamada vali beyle karşılaştım. Kıdeme aykırı davranıldığı yolunda birşey var, inceler misiniz dedim. 'Hay hay' dedi. Baktık bu arkadışımızın kıdemi fazla. 14 yıldır burada müdür yardımcısı. Meclis kürsüsünde yalan söyleyecek kadar cesaretli bir adam değilim. Bunu belki yapabilecek yeryüzünde cesur adamlar vardır da, ya da gözü kara adamlar vardır da.. ayıptır yani... Meclis gibi bir çatının altında böyle birşey söylenmez. Ben asla söylemedim bugüne kadar.

'Meclis'te bir YÖK Komisyonu kurulmasından kuşku duyarım'

YÖK Araştırma Komisyonu'nun kurulması gündemde, bilginiz var mı?

Grup başkanvekilimizi aradım. Ne böyle bir düşüncelerinin ne de milletvekillerinden kendilerine yönelen bir girişim veya talebin olduğunu söyledi.

Böyle bir girişimde sizin yaklaşımınız nasıl olur?

Ben Meclis'in iradesini tartışamam, ama Türkiye'nin sağduyulu bir biçimde üniversite birikimini, çağdaş bir üniversite modeline dönüştürmek konusunda bir geniş uzlayışıyı aradığı dönemde ne kadar yarar sağlar bunu bilmiyorum. Bundan kuşkuluyum.

"AK Parti hükümeti yükseköğretimde kadrolaştı" gibi iddiaların ortaya atılmasından endişe duyuyor musunuz? Bakanlıkta 1041 çalışanın görev yerlerini değiştirdiğinizde eleştirilmiştiniz.

Eğer birtakım basın yayın organları ve toplum adına konuşan kimseler gerçek sorumluluklarının toplumu enforme etmek olduğunu unutup, dezenforme etmek, sağlıklı bir haber alma ortamı yerine bir propaganda ortamı yaratmak isterlerse benim tek başıma buna karşı yapabilecek çok şeyim yok. Ben açıkça bu eğilimi görüyorum. Meclis kürsüsünde söyledim. İsteyen herkese hesap vermeye açığım. Burası bir hukuk devleti. Her türlü hesap sorulabilir. Ben kanunun bana emrettiğini yaptım. Geçici görevlendirme imkanı suiistimale dönüştürülmüştü. Ben bu suiistimali kaldırdım. Hesap sorulacaksa bu suiistimali yapanlardan sorulmalı.

HUKUKUN GEREĞİNİ YAPTIM

Kalan boşluklar ne olacak?

Orada da yetki kullanmadım. Çok sınırlı sayıdadır. 570 kişi içinde 20'yi bulmaz. En kıdemli olan kıdem ve liyakat esaslarına göre valilikçe atanır, dedim. Kıdemi de ben mi icat ettim? Adam orada en kıdemli idareciyse bunu ben mi icat ettim? Ben 14 yıldır gizli bir planın içinde milli eğitim müdür yardımcısı mı tutuyordum? Böyle bir insafsızlık olur mu? Daha objektif bir kriter bilen varsa söylesin. Hukukun gereğini yaptım diye kim bana gözdağı verebilir?

İlköğretim öğrencilerinin pantolon giymesi sağlanabilir mi?

Bunlar benim şu aşamada gündeme girebilecek nitelikte konular değil. Eğitimde kılık kıyafete kadar pekçok önemli sorun var?

  • ASLIHAN ALTAY KARATAŞ



  • 4 Ocak 2003
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED