SEVDA ALKAN
Güzele yönelik bir arayışın ürünü olan ebru sanatı, su üzerine serpiştirilen sıvı boyanın rastgele bezendiği şekillerin ve bu şekillere müdahale edilmesiyle meydana gelen figürlerin kağıda aktarılarak sergilenmesi olarak tanımlanıyor. İlk defa kim tarafından ne zaman uygulandığı bilinmemesine rağmen, doğumu 15. Yüzyıl olarak kabul ediliyor. Buhara'dan doğup oradan İran'a ve Anadolu'ya geçen ebruculuk 16. Yüzyıl'da seyyahlar ve diplomatlar eliyle Avrupa'ya taşınmış ve 'Türk kağıdı' olarak adlandırılmış, zamanla Japonlar tarafından da benimsenmiş.

Para değil sabır istiyor

Ayla Makas, ebru sanatının devam edebilmesi için hizmet veren ender mekanlardan biri olan Caferağa Medresesi'nde değişik mesleklerden birçok insana ders veriyor. İ.Ü. Arap Dili ve Edebiyatı mezunu Makas, ebrunun usta sanatçılarından Fuat Başar ve Hikmet Barutçigil'den ders almış. Makas, geleneksel diğer tüm sanatlarda olduğu gibi bu sanatın da usta-çırak ilişkisi içinde sürdürüldüğünü söylüyor. Yurt içi ve yurt dışında birçok karma sergide yer alan Makas, kursiyerlere ebru sanatını öğretiyor. 10 yıldır ebru ile ilgilenen Makas, "Ebru sanatı, pahalı bir meslek değil ama çok sabır ve sevgi isteyen bir sanattır" diyor.

Şimdi moda oldu

Makas, "Öğrencilerin seviyesine göre ders veriyoruz. İçinde bulunduğunuz problemlerden uzaklaşmak istiyorsanız, zaman kavramını unutmak istiyorsanız, sabrı ve sevgiyi yakalamak istiyorsanız ebruya bir şekilde el atmak gerekir" diyor. Ebru sanatının, Türkiye'de son yıllarda moda haline getirildiğini vurgulayan Makas, şunları söylüyor: "Baba Evi dizisinde, Aşkın Nur Yengi'nin klibinde, Filler ve Çimenler filminde ebru sanatının çok kullanılması popülerleşmesine yol açtı. Bizim kurslarımız 3 aylık dönemlerden toplam 9 aylık bir kurs süresini kapsıyor. Yeni grup için kurslarımız Nisan ayında açılacak".