Evet, Fenerbahçe'den ne köy olur, ne kasaba... Bunun son örneğini dün gece bir kez daha gördük. Artık Fenerbahçe için şampiyonluk çok uzaklarda kaldı. Bunun gerekçesinide aşağıda izah edeceğim.

Koskoca ilk 45 dakikaya baktığımızda Fenerbahçe'nin kaleye doğru dürüst bir tehlikesi bile yoktu.

Buna karşılık Ankaragücü'nun direkte patlayan ve kale sahasındaki karambollerden yaralanmadığı pozisyonları vardı.

Johnson ve Fatih'in kart cezalısı olmasına karşılık yeni takviye Besnascih ve Kemal'le oynayan Fenerbahçe 4'lü savunmada çakılı oynadı.

Orta sahanın yükü Hakan ve Kemal'e verilirken Serhat, Besnascih, Ortega ve Tuncay ile gol arayan Fenerbahçe forveti, ilk yarı boyunca sinek avladı, durdu.

Buna karşın Ankaragücü orta sahasını kalabalık tutup, Hakan Keleş ve Ümit'in kaldırdığı toplarla Hüseyin ile gol aradı.

İlk yarının sonuna baktığımızda Fenerbahçe'nın "pısırık", Ankaragücü'nün ise saman alevi gibi parlayan "canlı" futbolu vardı. Zaten pozisyonlardaki zenginlikte Ankaragücü lehineydi.

İkinci yarıya Fenerbahçe Ceyhun ile başladı.

Sonra....

Ortega'nın seyehate çıkan hali, Besnascih'in manken edasıyla poz vermesi, Kemal'in ne için bu takıma geldiğini anlayamaması ortaya çıkınca Fenerbahçe'nin çirkinliği kendiliğinden görüntü verdi.

Yani...

Bu Fener'den ne köy, ne de kasaba olmayacağı bir kez daha görüldü.

Anlaşılan...

Artık Fenerbahçeli'ler puan cetvelinin üzerlerinde bulunan Beşiktaş, Galatasaray ve Gençlerbirliği'nden çok şey öğreneceği var. Üstelik dinlemek değil, öğrenmemek ayıptır.

Bunun terbicihi Oğuz ve Fenerbahçeli'lere aittir...

Son söz olarak Fenerbahçe için şampiyonluk kaf dağının arkasında kaldı, anlaşılan. Bir de ikincilik ve üçüncülük kaçmasın. 5 tane Ortega, 6 tane Kemal, 20 tane Besnascih, 30 tane Rebrov alsan, bu saatten sonra hepsi hikaye.

Vah Fenerbahçe vah...

GÜRAY SOYSAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu