SEHER KADIOĞLU
Beşpeşe romanını beşte birlik katılımıyla heyecanlandıran, Bin Lotluk Ceset, Kramponlu Ceset, Rol Çalan Ceset kitaplarının yazarı Celil Oker bu kez Son Ceset adlı yapıtıyla karşımıza çıkıyor. Celil Oker romanlarının tek basımla kalmayışı, eski yapıtlarının modasının geçmeyişi, yazarın gücünün en basit göstergesi.

Oker'in romanları, kolayca tüketilen kuru bir polisiye olarak kategorize edilemez. Öncelikle kahramanı, kendi tanımlamasıyla "Şu Hava Kuvvetleri'nden müstafi, THY'den kovulma, kendisine saygısı olan hiçbir frequent flyer'in adını bile duymadığı sekizinci sınıf charter şirketlerinde bile tutunamayan, şu sıralar sayenizde MS Flight Simulator'ın Cessna'sına elini sürmekten aciz eski pilot, ex-kaptan, nevzuhur özel dedektif Remzi Ünal" okuyucusuyla arasındaki kontağı her eserinde daha fazla kuvvetlendiriyor.

Dedektif sıradan bir dedektif değil

Hikayesine okuyucuyu zorla çağırmıyor. Oluşturduğu sokak, ev dekorlarının içindeymiş hissiyle dedektifin peşinden her adımınıza dikkat ederek koşuyorsunuz. O İstanbul'un ara sokaklarında ana caddelerinde, önemli mekanlarında yoluna hızla devam ederken satır aralarında bir şeyleri kaçırmaktan korkarcasına temkinli davranmak gerekiyor. Remzi Ünal'ın yaşantılarılarına hayat biçimine eşlik ederken, orta yaşını çoktan aşmış bir dedektifin yalnızlığını paylaşıyorsunuz. Sigarasını azaltmak amacıyla nefes alıp verme teknikleriyle, kahve düşkünlüğüyle, çok cepli, çok işlevli paltosuyla, apartman yöneticisiyle, bahşişini ihmal ettiği bakkal çırağıyla, reklamcı arkadaşıyla, uçma arzusunu tatmin ettiği bilgisayar oyununa olan tutkusuyla, farketmediğimiz, aramızda yaşayan bir karakter.

Remzi Ünal tiplemesinin inandırıcılığı kendine özgü davranış yaşantı biçimi kadar daha önce kaleme aldığı romanlara yapılan göndermelerle perçinleniyor. Oker, film çekermiş gibi aktardığı canlı atmosferdeki insanları psikolg gözüyle analiz ediyor. İnsan portreleri, ruh tahlileri, insanı anlamaya yönelik. İnsanların gizlerinden düğümlenen olaylar ön yargıdan uzak, titiz analizler sonucunda aydınlığa kavuşuyor. Her ayrıntının adeta röntgenini çektiği için okuyucu bakış açısını Remzi Ünal'la paralelleştiriyor. Konuşmaya açıklamaya, hesap vermeye yanaşmadan, serüvenlerini oluşturan kişileri konuştururken, okuyucusuyla zevkli oyunlar, bulmacalar başlatıyor. Romanları aslında tek bilinmeyeni aramıyor. Kurgulamalarındaki bilinmeyenlerdeki çokluk zenginleştiriyor bir yerde yapıtlarını.

Celil Oker polisiyelerindeki konular gündemi kalbinden yakalıyor. Futbol, borsa, bilgisayar gibi günümüz hayatını yönlendiren temaları işliyor. Kitaplarında yaşayan Remzi Ünal'ın kimseye zeki, hoş, iyi, temiz görünmek gibi bir kaygısı yok. Görünürde sadece parasının peşinde iş kovalayan duygularını işine taşımayan bir dedektif; derinde, suçluların cezasız kalmasına göz yummayan, eski dostlarını unutmayan olumlu hasletlerini ifadeden kaçınan dürüstlüğün bekçisi bir adam.

Cevap soru doğuruyor

Son Ceset serüveniyle meraklısına tekrar merhaba diyen Remzi Ünal bu kez bilgisayar dünyasına dalıyor. Tehditle, şantajla aldığı görevdeki müşterisi öldürülünce bulaştığı çıkmazdan çırpındıkça kurtulamıyor. Kim katil? Kim iyi? Beyin jimnastiği yaparken bir yandan aikido taktiklerini kullanıyor. Beynini ve vücudunu çalıştırdığı her hamleye saniyesi saniyesine katılıyorsunuz. Romanı okuyan her ayrıntıyı görse olaylara bu kadar yakınlaşamaz. Çünkü görmek kadar Oker ustalığında değerlendirme yeteneği de gerekiyor. Her sorunun cevabı başka bir soru doğuruyor. Her şey hızla akarken tüm şüpheliler zan altında kalıyor. Sonrasında Remzi Önal çözümsüzlüklerden yola çıkarak karmakarışık yumağı küçük bir hamleyle çözüyor. Celil Oker romanı günceli, insan ruhunun görünmeyenini, hayatın ve insanın karmaşıklığını ve her şeye rağmen hayatın devamlılığını vurguluyor.

İngiliz Dili ve Edebiyatı eğitimi alan, çevirmenlik, gazetecilik, ansiklopedi yazarlığı yapan Celil Oker; reklam yazarlığı ve Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim üyeliği yapıyor.