|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Amerika Irak'ta nereye gitmek istiyor? Irak'ta kalıcı düşmanlıklar üretmeye mi? Irak'ı parçalamaya, çökertmeye mi? Irak'tan, şiiler üzerinden İran'a savaş açmaya mı? Nereye? Necef'te Şiilerle, Sünni üçgeninde Sünnilerle kıran kırana savaş... 24 Saat içinde 30 ölü... Ya da birkaç güne sığan yüzlerce ölü... Tarihi - manevi niteliği ile tanınan bir şehrin, sembollerin bombardımana tabi tutulması... Milis diye sivil katliamı... nereye varılır buradan? Her gün eli daha çok kana bulanan bir işgal gücü... "Yerli yönetim" diye başa geçirilen insanların, kısa sürede, kendi halkına karşı işgal gücünden daha kanlı hale gelmesi... Saddam'ı yargılamak için katil bir yargıç istihdamı... Neresinden hangi erdem çıkar bu uygulamaların, hangi demokrasi, hangi özgürlük, hangi insan hakları çıkar? Hangi çağdaş değer için gelmişti buraya Amerika? Irak Filistin oldu, Amerika İsrail neredeyse... Bush Irak'a ne zaman duvar örmeye başlayacak dersiniz? Şiilere bir duvar, Sünnilere bir duvar, Kürtler'e bir duvar, Türkmenlere bir duvar... Ve hepsinin üzerine Ebu Gurayb ya da Guantanamo surları... Ardından gelsin işkence, gelsin kıtal... Çığlıklar, çığlıklar... Tecavüze uğrayan kadınlar Amerika'nın Irak dosyasının hangi sayfasında yer alacak? Her gün batağa daha çok saplanan bir süper güç... Koalisyon ortakları bir bir kopuyor bu suç ortaklığından... Acaba Amerika, Şiilerle Necef kapışmasının içinden İran'a saldırı gerekçesi mi çıkarmak istiyor? Ne istiyor Amerika? Irak savaşı, Genişletilmiş Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesinin neresine oturuyor? Böyle kaç savaşı öngördü Amerika? Bremer, adıyla sanıyla işgal gücünün genel valisi idi... Allavi ne? Gözükara, başı dönmüş bir yerli işbirlikçi tayin edip, ardından kanlı işgal operasyonları düzenlemek, çağdaş anlamda, Ortadoğu'ya demokrasi getirme yöntemi mi? İsrail Filistin'de sadece dramların aktörü oldu. Üstelik sadece Filistinliler için değil, bizzat kendi toplumu için de... Hele Şaron politikaları... İsrail'e sadece kan dosyası bıraktı. Bush ve ekibi de Amerika'nın Irak profilini kanla çizdi. Bu Irak, en az Vietnam dosyası kadar utanç verici olacak Amerikan tarihi için... Nasıl İsrail, bu kadar Filistin'li kanıyla barışı bulamayacaksa, Amerika da, bu kadar Şiinin, bu kadar Sünninin kanıyla, barışa çıkacak bir yol inşa edemez. Necef'e düşen her bomba kin tohumları ekiyor, Sünni milislere yönelik her operasyon Irak'ta Filistin iklimi üretiyor. Diyorum ki, Amerika'nın Ortadoğu'da Irak'ta yaşanandan daha kötü bir hesabı yoksa, şu an Irak'ta yaşananlar ABD politikaları adına bir cinnetin göstergesidir. Yoo, bir süper güç, bu kadar maceracı bir sürece angaje olmamalı... Amerikalı yöneticiler sadece "Şu anda Irak'taki politikalarımızı kim destekliyor?" sorusunu sorsalar, sağduyunun yolunu bulabilirler. Belki paradoks gibi görünebilir, ama Irak'taki Amerika, uluslararası terörizmle mücadele etmiyor, aksine, milislerin içine sürüklendiği asimetrik savaş mantığı ile, belki kuralsız mücadele ortamını besliyor. Amerika büyük günah işliyor. Tarihi bir vebali yükleniyor ve bunun yükünü zor taşıyacağı kesin. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANINA: Çanakkale konusunda yaşanan gerilimi gündeme alma zamanı geldi sayın Bakan. Orada absürd bir gerilim yaşanıyor. Çanakkale'yi kim nasıl anlatmalı? Kim neye nasıl müdahale etmeli? Hangi devlet görevlisi hangi vatandaşın hangi giyimini sorun edinmeli, neyi nasıl öğreneceğini nasıl, hangi yetkiyle belirlemeli? Oraya giren çıkan insanların duygu dünyasına müdahale etme hakkını kim nasıl edindi? Rehberler Truva'yı efsanelerle, tanrılar ve tanrıçaların maceralarıyla anlatınca çağdaş görev yapılmış oluyor, Çanakkale kahramanlığı manevi boyutu ile anlatılınca mı çağdışılığa düşülüyor? Lütfen ilgilenin. Çanakkale, manevi derinliğinden koparılamaz. Çanakkale, bölgedeki olayın derinliğinden habersiz ve çoğunluğuyla Yunan mitolojisini yemiş yutmuş ve her nasılsa rehberlik yetkisi almış kişilerin inisiyatifine bırakılamaz. Belki tarihçilerin bir "Çanakkale destanı" yazmaları (ki bunların çok güzelleri halen var) ve rehberlerin o bilgi ile donatılması, bununla birlikte, yurdun değişik yerlerinden gelen insanların kendi edindikleri bilgi ile veya kendi getirdikleri rehber ile bölgeyi özgürce gezmelerine müdahale edilmemelidir. Çanakkale bölgesine gelen insanlara keyfi müdahalelerde bulunmak, Atatürk'e hakaret vs gibi maddeleri devreye sokarak korku üretmek, 2004 Türkiye'sine ve hele sizin bakanlığınızı ilgilendiren bir alanda hiç mi hiç yakışmıyor. HALUK ŞAHİN'E: Maalesef sayın Şahin, benim Çanakkale ile ilgili değerlendirmelerimi tahlil ederken; kendi iletişimcilik kariyerinize layık bir tutum sergilememişsiniz. Hürriyet, Milliyet ve Radikal'in Çanakkale ile ilgili haberlerine bir kere daha bakın, bir kampanyayı görmemeniz mümkün değil. Haber değil onlar. Ben sizi insancıl çizgiyi önemseyen bir yazar olarak bilirim, Çanakkale haberleri insanları kılık kıyafeti ile, düşünceleriyle, hatta seyahat tercihleriyle yargılayan bir nitelik taşıyor. Eminim ombudsmanlarınıza halkın tepkileri yansıyacak ve siz de orada kendi iletişim kareyerinizi ölçme imkanı bulacaksınız.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |