|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Aydın Doğan grubunun gazeteleri, son günlerde Türkiye'deki "milli hassasiyetler"in aşındırılması konusunda kendilerine yakışan bir yayın yapıyorlar. Önce Milliyet, arkasından da Hürriyet Çanakkale'de Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'ndaki 'hurafe turizmi'ni gözaltına aldılar. Efendim bazı rehberler, Çanakkale Savaşı ve büyük zaferi anlatırken Atatürk ve Mehmetçik'in adını anmadan ziyaretçilere 'Bir bulut gelip İngiliz Kraliyet Birliği askerlerini içine alıp götürdü. Sarıklı ve yeşil cüppeliler Türk askerlerinin arkasında görünüp düşman askerlerini korkuttu. Sarıklı ve yeşil cüppeliler, düşmanın attığı top mermilerini elleriyle tutup düşman gemisine attı. Bir yaralı köpek cephede Türk askerlerine yol gösterdi ve askerlerimizi kurtardı' şeklinde hurafe bilgiler veriyorlarmış. Bir kere, bu efsanelerin büyük çoğunluğu, bu ülkede yaşayan herkesin çocukluğunda duyduğu şeyler. Çocukluğumuzda duyduğumuz, savaş menkıbelerinin içinde Atatürk de var, Mehmetçik de var. Yani bunlar, "irticacı' rehberlerin yeni uydurduğu şeyler değil. Milliyet ve Hürriyet'in "mal bulmuş mağribi" gibi sarılmasının hiçbir anlamı yok. Kaldı ki, bütün ulusların tarihinde bu tür "efsaneler" hep olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir. Eğer bu tür haberleri yapanlar, kafalarındaki "ideolojik virüsler"den kurtulup biraz olsun "sosyoloji" ve "mitoloji tarihi" okuma zahmetinde bulunsalardı daha sağlıklı haberler üretebilirlerdi. Bu tür efsaneler yıllardan beri üretiliyor ve bundan sonra da üretilmeye devam edecek. Peki durup dururken böyle bir kampanya da nereden çıktı? Tam da Türkiye'de demokratikleşme rüzgarlarının estiği ve AB'den müzakere tarihi beklendiği bir dönemde, ülkeyi yeniden "laikçiler" ve "dindarlar" diye kamplara bölmekten acaba kimlerin çıkarı olabilir? Bütün ulusların tarihlerindeki "destansı" dönemler, o ülke insanlarının geleceğe daha güvenle yürümeleri için her zaman bir motivasyon kaynağı olmuştur. Oysa bizdeki, milli değerleri dinamitleme merkezi gibi çalışan bazı medya kurumları, destansı zaferleri bir "kamplaşma" ve "çatışma" unsuru olarak kullanmaya çalışıyorlar. Tıpkı 28 Şubat döneminde olduğu gibi, dindarların "dışlanma" operasyonu bugün de aynen sürdürülüp, toplumda "düşman kamplar" oluşturulursa, acaba Milliyet ve Hürriyet büyük bir zafer mi kazanmış olacak? Evet, bütün toplumlarda olduğu gibi, Türk toplumunun da kendi tarihi destanlarına yaklaşımında bazı "hurafeler" olabilir, vardır da... Korkmayın, insanların kendi tarihlerine ve "milliyet"lerine yaslanmasından kimseye zarar gelmez. Ayrıca hiç endişeye de gerek yok, tarihle ilgili üretilen efsaneler yüzünden "laiklik" elden gitmez... Not: Madem tatil modern hayatın bir parçası haline geldi, biz de duruma uyalım ve kısa bir mola verelim. 12 gün sonra görüşmek üzere...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |