AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Kitap okunacaaak! Oku!

Millî Eğitim Bakanlığı, 100 kitaptan oluşan bir "okunacak kitaplar" listesi hazırladı. Hedef, öncelikle, öğrencilere okuma alışkanlığını kazandırmak ve Türkçe'nin doğru ve güzel kullanılmasını öğretmek...

Bu hedefe ulaşılırsa, inşaallah, "düşünen, düşündüğünü doğru ve açık bir şekilde ifade eden, algılama gücü yüksek, yorum yapan, analitik düşünen, tartışan; doğruların tek noktadan değil, çeşitli bakış açılarıyla bakmak suretiyle ortaya çıkacağını kavramış, güzellik duygusu ve estetik anlayışı gelişmiş, kültürlü gençlerimiz" olacak.

İnşaallah!

Listeyi şurasından burasından didikleyen birçok yazı okudum; bunlar, genellikle, "Şu yazar niçin var, bu yazar niçin yok" türünden, öncelikle ahbap ve klan ilişkilerini gözeten yazılar.

Benim de listede yer almasını istediğim yazar ve kitaplar var, ama "yeter ki okunsun" görüşüne yakın olduğum için, herhangi bir ihtirazi kayıt düşmedim. Okunsun da, ne okunursa okunsun; çünkü zaten kimse bir şey okumuyor.

Madem "doğruların tek noktadan değil, çeşitli bakış açılarıyla bakmak suretiyle ortaya çıkacağını kavramış gençlerin yetiştirilmesi" düşünülüyor (ne kötü, "yetiştirmek!"), bakalım listeyi hazırlayanlar, sözünü ettikleri "çeşitli bakış açıları" hedefine ne kadar yaklaşabilmiş?

Tamam, Necip Fazıl'la Nazım Hikmet'i, Peyami Safa'yla Sabahattin Ali'yi yanyana getirdik ve güzel bir "çeşitleme" yaptık.

İyi de, zihni "Garip" abukluğuyla iğdiş edilmiş genç, İkinci Yeni'yi tanımadan, Sezai Karakoç'u, Cemal Süreya'yı, Edip Cansever'i, İsmet Özel'i, hatta Hilmi Yavuz'u bilmeden Türk şiirinin vardığı nokta hakkında nasıl fikir sahibi olacak? Mustafa Kutlu'yu, Rasim Özdenören'i, Nuri Pakdil'i, Mustafa Miyasoğlu'nu okumadan, doğruların "çeşitli bakış açılarıyla bakmak suretiyle" ortaya çıkacağını nasıl idrak edecek?

Rezervli bir liste demek istemiyorum.

Kötü bir liste.

Daha doğrusu, bile isteye eksik bırakılmış, alttan alta "devleti koruma" refleksinin öne çıktığı bir liste.

Oğuz Atay'ın, bence Oğuz Atay Külliyatı'nın en önemsiz, en kıytırık kitabı "Bir Bilimadamının Romanı" var da, niçin her satırıyla resmî anlayışla ödeşen (Çünkü doğruların tek noktadan olmadığını öğrettiğimiz gençlerimize, "total" ve "merkezci" yaklaşımların gülünç hallerini de öğretmeliyiz, öyle değil mi?) "Tutunamayanlar" niçin yok? "Tehlikeli Oyunlar" niçin yok?

Orhan Kemal var, Yaşar Kemal yok. Necati Cumalı var, Adalet Ağaoğlu yok. Fakir Baykurt var, Attila İlhan ve Selim İleri yok.

Peki, Orhan Hançerlioğlu niçin var?

Değeri nedir?

Ne yazmıştır?

Millî Eğitim Bakanlığı'nın "dünya edebiyatı"ndan salık verdiği kitaplar listesi de, aynı şekilde, eksik ve sorunlu. Hemingway ve Knut Hamsun, seçilebilecek en kötü kitaplarıyla yer alıyorlar listede. Ayrıca, çeşitli bakış açılarına hitap edecek en önemli yazarlar yok; Salinger, Trevanian, Kurt Vonnegut gibi... Joyce ve Woolf da yok! Listeyi hazırlayanlar Balzac'ı filan biliyorlar da, Celine'i hiç duymamışlar. Celine okunmadan olur mu hiç!

Beni ziyadesiyle mutlu eden, Bahattin Özkişi'nin ismini görmek oldu.

Gerçi Ahmet Hakan, "Kim bu Bahattin Özkişi? Acaba gerçekten 'hakkı teslim edilmemiş' bir yazarla mı karşı karşıyayız, yoksa ülkemizin en güzide müessesesi 'torpil' burada da mı devriye girdi?" diye soruyordu, ama, tanısa o da sevecektir eminim.

Özkişi unutulmuş, gözden kaçmış, hakkı teslim edilmemiş, moda ifadesiyle "Dostoyevskiyen" bir yazar

Tanpınar'ı seviyorsanız, Özkişi'yi de seversiniz.

Poe'nun grotesk dünyasından "edebî hazlar" devşiriyorsanız, Özkişi'yi de seversiniz.

Dostoyevski'yi seviyorsanız, Özkişi'yi zaten seversiniz.


30 Ağustos 2004
Pazartesi
 
AHMET KEKEÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED