|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Teknik şartnamelerin rekabeti ve eşit muameleyi sağlayacak şekilde oluşturulmasının, ihale sürecinin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesinin vazgeçilmez ön koşulu olduğunu önceki yazımda belirtmiştim. Bu nedenle alıcı ve kullanıcıların öncelikleri ve özellikleri gözönünde bulundurularak idarelerce farklı tip teknik şartnameler hazırlanmalı ve geliştirilmelidir. Mevcut uygulamada ihale dokümanında; ürün standardına yönelik belgeler ile üretici firmanın kalite yönetim sistemine ilişkin belgelerin birbirleri ile karıştırılarak bazen da birlikte istenildiği görülmektedir. Halbuki; birisi satın alınacak ürünün kalitesinin ulusal ya da uluslararası standartlara uygunluğunu gösterirken, diğeri üretici firmanın üretim ve organizasyon yapısının standartlara uygunluğunu tevsik etmektedir. Bazı idarelerin de herhangi bir standart belirlemesi veya belge düzenlemesi söz konusu olmayan yabancı ülke kuruluşların belgelerini standart belgesi olarak istediği, bazen de sadece o yabancı ülkede geçerli olan ulusal standart belgelerinin istediği görülmektedir. Hatalı teknik şartnamelerle yaratılan bu belirsizlik bir yandan ihaleye katılımı ve rekabetçi fiyatların oluşumunu olumsuz yönde etkilerken bir yandan da ortaya çıkan karmaşa nedeniyle, ihale komisyonlarının teklifleri sağlıklı olarak değerlendirmelerini ve ihaleyi sonuçlandırılabilmelerini imkansız hale getirmektedir. Bu nedenle, dokümanda mevzuat gereği istenilmesi zorunlu belge, işaret ve benzeri hususların ihale konusu işin niteliği ile uyumlu ve doğru olarak tespit edilmesi gerekmektedir. FİYATLARA "AHBAP-ÇAVUŞ İLİŞKİSİNİN" ETKİSİ
Sağlık alımlarında ortaya çıkan "gerçekçi olmayan-yüksek fiyat"ın temel nedenlerinden birisi de idarelerin ihaleye çıkarken yada pazarlık yaparken esas aldıkları yaklaşık maliyetlerin gerçekçi tespit edilememesi ile ödeme koşullarının, ihtilafa ve tereddüde yer vermeyecek şekilde net olarak ihale dokümanlarına konulmamasıdır. İdareler depocu ya da üreticiden alacakları ürünün yaklaşık maliyetini %25 kârlı eczacı fiyatı üzerinden belirlemeyi sürdürürlerse, Emekli Sandığı'nın fiyatını belirlediği tıbbi sarf malzemesi ya da ortopedik cerrahi malzemenin alımı için, devletin başka bir kurumu ihaleye çıkarken yaklaşık maliyeti, Emekli Sandığı'nın belirlediğinin 2-3 katı olarak tespit ederse sağlıklı bir ihaleden söz edemeyiz. Bu gün Emekli Sandığı'nın firmalara bin dolar ödediği bir ortopedik cerrahi ürün için SSK hastaneleri iki-üç bin dolar bedelle ihaleye çıkabilmektedir. Yaklaşık maliyeti gerçek fiyatın 2 katı olarak belirlediğiniz taktirde ihale bedeli de aynı oranda yükselmektedir. Bu durumda yüksek fiyat nedeniyle İhale Kanunu'nu suçlarsanız kimseyi inandıramazsınız. İstekliler tarafından sunulan tekliflerin gerçekçi bir şekilde oluşması, kamunun daha ucuz mal ve hizmet temini için ödeme koşulları da büyük önem taşımaktadır. Tip İdari Şartnamelerin "ödeme yeri ve şartları" maddesinde mutlaka ödeme takvimi açıkça belirtilmelidir. Ödeneklerin serbest bırakılması konusunda Maliye Bakanlığı; döner sermayeden yapılacak ödemelerle ilgili olarak mutlaka bir planlama yapmalıdır. Ödemelere ilişkin tüm ucu açık ve belirsiz düzenlemeler, isteklilerin teklif fiyatlarına ek maliyet olarak yansımaktadır. İstekli ihalesine katıldığı idarenin yetkilileri ile "ahbap-çavuş" ilişkisi içerisinde ise ödemelerinin kısa zamanda yapılacağı düşüncesi ile daha düşük fiyatlar teklif etmekte, ilişkisi vasat yada hiç olmayan istekliler ise ödemelerde meydana gelebilecek muhtemel gecikmeleri fiyatlarına yansıtmakta, daha yüksek teklif vermektedirler. Eğer "kanun gereği mecburen" ihale, yöneticilerle ilişkisi "istenen düzeyde olmayan" bir istekli üzerinde kalmışsa ona artık "Allah yardım etsin". Ne verdiği ürün zamanında idarece teslim alınır, nede parası zamanında ödenir, adeta "sürüm sürüm süründürülür," hatta mümkünse tedarikçi iflas ettirilir.Bütün bu riskler istekliler tarafından mutlaka teklif fiyatlara yansıtılmakta dolayısıyla devlete ve millete ekstradan fatura edilmektedir. Bu nedenle, Kamu İhale Kurumu, ödeme takvimi net olmayan ihale dokümanlarının kanuna aykırı olduğunu ve iptali gerektiği yolunda kararlar almıştır. Bunlarla birlikte alınması gereken tedbirlerden biriside; Kanunun 22'nci maddesine (f) bendi olarak eklenen hüküm çerçevesinde; özelliğinden dolayı stoklama imkanı bulunmayan ve acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, tıbbi sarf malzemesi ile test ve tetkik sarf malzemesi alımlarının ihalesiz olarak doğrudan temin yoluyla karşılanması ile ilgilidir. Bu güne kadar yetkililerce stoklanamayan ürünlerin neler olduğu konusunda bir çalışma yapılmadığı için; idareler arasında farklı ve çelişkili uygulamalar, dolayısıyla yüksek bedelli alımlar ortaya çıkmaktadır. Bunun önlenmesi için acilen Sağlık Bakanlığı ve yetkili idarelerce yapılacak bir ortak çalışmayla stoklanma imkanı olmayan ürünler belirlenmelidir.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |