AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

K Ü L T Ü R
Güzel yazının üçüncü şartı

  • OSMAN AKKUŞAK
    Güzel yazının ilk iki özelliğinin "yazarın içtenliği" ve "gerçeğe uygunluk" olduğunu kaydetmiştik.. yani içtenlik ve doğruluk...

    Yazının bu iki faktörden sonra gelen üçüncü vasfı ise "akıcılık" tır.. eskilerin "selaset" dediği şey. Akıcılığın iki çeşidi var: birisi fikirde yani mânada akıcılık, diğeri de söyleyişte ve telâffuzda akıcılık.

    Anlamda akıcılığın anlamı, paragraflarda ve sayfalarda ifade edilen fikirlerin ve duyguların birbiriyle uyuşarak yürümesi ve gelişmesidir.. zihniniz, fikirleri takip ederken bir engele, bir pürüze takılmaz.. pürüz dediğimiz şey, ya bir anlam karışıklığıdır.. yahut da bir fikrin kendinden evvelki veya sonraki fikirle uyuşmaması keyfiyetidir.. fikir akıcılığı bulunmayan bir yazıyı okurken kendinizi iri tezeklerle dolu bir tarlada yürüyor gibi hissedersiniz.. fikirdeki yahut anlamdaki akıcılığın sağlanmasında en büyük rolü "sarahet" yani "açıklık" oynar.. ayrıca birbirini izleyen fikirler ve duygular arasındaki entegrasyon ve tabiîlik; açıklıkla birleşerek, belki bazı zaman da "sadeliğin" yardımını alarak manadaki akıcılığı hep birlikte temin ve teşkil ederler.. zihin böyle yazıları, yani akıcı metinleri okurken hiç yorulmaz; fikirler, tasavvurlar, hayaller ve duygular sayfaların üstünden akar geçer.. metni anlamakta zorlanmazsınız.

    Söyleyişteki yani telaffuzdaki akıcılık ise, kelimelerin ve cümlelerin sesleri arasındaki ses uyuşması, telaffuz kolaylığı ve biraz da ses güzelliğidir.. telaffuzu akıcı olan bir parçayı okurken adeta bir mûsıkî nağmesi dinliyor hissine kapılırsınız.. bu ses güzelliği, mana ve duygu güzelliğiyle birleşmiş olursa.. böyle bir metin ya gerçek bir şiirdir, veya bir artistik nesirdir.. ikisi de aynı kapıya çıkar.. ikisinin de özü edebî hazdır, ses güzelliğidir.

    Ekseriya (çoğu zaman) fikir akıcılığıyla telaffuz akıcılığı birlikte bulunur ve ikisini de kapsamı içine alan bir terimle, sadece "akıcılık" kelimesi ile ifade edilir.

    Bazı yazarlar için "işlek bir dili var" denir.. bu işleklik dediğimiz şey ise, yazıdaki akıcılıkla beraber kelime hazinesi ve cümle çeşitleri bakımından bir zenginliği de şumulü (kapsamı) içinde bulundurur.. yani işlek bir dile malik olmak için geniş bir vokabülere ve çok çeşitli cümle klişelerine sahibolmak gerekir: kudretli dili olan bir kişi, zengin kavramlardan, zengin cümle çeşitlerinden rahatça seçme imkanına sahip olan kişi demektir. Yani işleklik biraz da ifade gücünden geniş kavramlardan bereketli hayal ve fikirlerden doğan hususiyettir.

    Güzel yazının ehemmiyetli özelliklerini yani yazanın samimiyetini, yazının muhakkak surette doğruları ve gerçeği söylemesi lazım geldiğini üçüncü olarak da akıcı bulunması gerektiğini kaydetmiş olduk. Güzel yazıda, daha başka hususiyetlere de elbette ki ihtiyaç vardır. Bunları hatta detayları ile ele almak, incelemek ve sergilemek gibi bir vazifeyi önümüzdeki günlerin gündeminde telakki ediyoruz. Dilimizin güzelliğini sağlamak için neleri ihmal etmemek lazım geldiğini bilmek ve bu bilgileri kalem elimizde olduğu müddetçe asla unutmamak, sadece kalem erbabının değil bütün gençliğin ve aydınların vazifesi olsa gerektir.



  • 30 Ağustos 2004
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED