|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
2004-2005 Eğitim Yılı başındayız. Eğitimden, eğitim kuruluşlarından ve piyasa-eğitim ilişkisinden bahsetmenin tam zamanı. Türk toplumu, eğitimi çok sorgulamasına rağmen, istediği çözümlere maalesef ulaşamıyor. Kahvehanelerde, dost meclislerinde, ciddi bilimsel toplantılarda hep eğitim sistemi gündeme gelir, fikirler ve çözümler, ortalığa arz edilir; ama pratikte bir türlü piyasa - eğitim bağlamına uygun eğitim sistemi kurulamaz; büyük eğitim giderlerine rağmen, gençler eğitimli işsiz olmaktan kurtulamazlar. Eğitim görmüş gençlerimiz, dünyanın neresine, hangi ülkesine giderse gitsin, kendilerini o ülkenin ekonomisine süratle uyarlama başarısı gösteren meslekli birey olmakta beklenen başarıyı gösteremezler. Bu durum, eğitim sistemimizin sorgulanmasını gerektiriyor. Toplumumuzun sosyolojik analizine şöyle bir göz atıldığında, istihdam edilen veya iş talebiyle piyasaya çıkan bireylerimizin büyük bir kısmının vasıfsız olduğu görülecektir. Ayrıca genel lise mezunları ve pek çok fakülte mezunu, piyasadaki istihdam açığına uygun eğitim görmediğinden, vasıfsız bireyler kategorisinde işlem görmektedir. Elbette tahsilli vasıfsız ile tahsilsiz vasıfsız arasında fark olmakla birlikte, tahsilsiz vasıflı kadar rahat iş bulamamaktadırlar. Tahsilsiz vasıflıları ise piyasa yetiştirmektedir, ama bu yapının bilgi toplu şartlarıyla gitgide yabancılaşacağı bir gerçek. Öyleyse bireylerimizin meslek eğitimi görmemişi kalmamalı, değil mi ? İşi yapanın da, bu işi yönetenin de meslek bilgisi sahibi olması zarureti iyice gün yüzüne çıkmış bulunuyor, çünkü.. Gelişmiş toplumlarda ortaöğretim içerisinde mesleki ve teknik eğitimin ağırlığı, % 70'ler düzeyindedir. Türkiye'de ise bu oran, % 35'ler civarındadır. Yoğun genç nüfusuyla geleceğin dünyasında ilk on büyük ekonomi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'ye böyle bir oluşum, yakışmamaktadır. Çünkü gençlerine ve tüm bireylerine mesleki eğitim vermeyi yeterince başaramamış bir ülkenin, dünyanın ilk on ekonomisi arasına girmesi beklenemez. Öyleyse Türkiye'nin geleceğinin doğru yönde tasarımı için, öncelikle mesleki eğitimin gelişmiş toplumlar düzeyine çıkarılması gerekiyor. Meslekli bireyler, kendi gelecekleriyle birlikte Türkiye'nin geleceğini parlayan bir yapı içerisinde kurgulayıp tasarlarken, gerçekleştirme becerisini de göstereceklerdir. Bireyi bilgi toplumuna hazırlayamayan bir mesleki eğitim sistemini değiştirmek şart. Çünkü geleceği tasarlayamayan ve bu nedenle de kapsayamayan bir mesleki eğitim, piyasa ekonomisinin ihtiyaç ve isteklerine cevap veremez. Büyük bir üretim ve ticaret savaşının yaşandığı dünyamızda, girişimcinin ve çalışanların bu şartlara uyumlu eğitimi almasından kaçınılamaz. Uluslararası rekabetin kıskacındaki ihracatımız, dünyada markalaşma sürecine girmiş ürünleriyle üretim ve ticaret savaşlarını kazanmalıdır. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK, mesleki eğitimi iş dünyasının ihtiyaçlarına göre, yeniden tanzim etmek gerektiğini dile getiriyor. Çünkü meslek liselerindeki eğitim sisteminin sanayiye eleman sağlamada yetersiz kaldığını herkes görüyor. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığı, meslek liselerini yeniden yapılandırıyor. Bakanlık, TOBB, TÜSİAD, TESK, TİSK, TÜRK-İŞ, DİSK ve HAK-İŞ ile ortak hazırladığı proje çerçevesinde, meslek liselerini "piyasanın talebine" göre şekillendirme kararı almış bulunuyor. Hazırlanan rapora göre, 12 yıllık temel eğitime geçişin altyapısını oluşturmak, mesleki eğitim sistemini AB standardına yükseltmek ve iş piyasasının ihtiyacına cevap vermek amacını taşıyan proje, bu eğitim-öğretim yılında 30 ildeki 104 pilot okulda uygulanacak. Proje çerçevesinde mesleki eğitim 4 yıla çıkarılacak. Öğrenciler 9. sınıfta genel lise öğrencileriyle paralel eğitim alacak. "Genel kültür, temel beceriler, yönlendirme, bilgisayar ve rehberlik" alanlarında eğitim görecek. Öğrenciler, 10. sınıftan itibaren mesleki beceriye yönelecek. Bu okullardaki eğitim-öğretim programı, TOBB, TÜSİAD, TESK, TİSK, TÜRK-İŞ, DİSK ve HAK-İŞ'in görüşleri dikkate alınarak hazırlanacak. Pazar günkü Yeni Şafak'ta yer alan bu haberin anlamı üzerinde düşünme şansına ulaştığım için kendimi mutlu addediyorum. Çünkü uzun yıllar boyunca duyarsız kalınan mesleki eğitim konusundaki bir uygulama tasarımını öğrenmiş bulunuyoruz. Uygulaması gerçekleştiğinde, gerçekten kayda değer bir ekonomik sürece girmiş olacağız. Bireyimiz, toplumumuz ve ekonomimiz için hayırlı olsun!
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |