|
AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
| |
|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Başbakan Erdoğan, "Kıbrıs'ı tanıma konusunda adım atarsanız iyi olur" diyen AB yetkililerine, "Onları Gümrük Birliği'ne de aldık. Türkiye, 17 Aralık'a kadar Kıbrıs konusunda bir adım atmayacak" restini çekti.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Kıbrıs Rum Kesimi'ni tanıması konusunda "adım atmasını" isteyen AB yetkililerine, "Onları Gümrük Birliği'ne de aldık. Türkiye, 17 Aralık'a kadar Kıbrıs konusunda bir adım atmayacak" restini çekti. Brüksel'de temaslarını sürdüren Başbakan Erdoğan, sabah saatlerinde AB Komisyonu Başkanı Jose Barroso ile biraraya geldi. Barroso, AB kamuoyunda Kıbrıs konusunda adım atılması için beklenti olduğunu belirterek, Türkiye'den Ankara Anlaşması'nın ek uyum protokolünün imzalamasını istedi. Barroso, şöyle konuştu: "Ekstra gündeme gelenlerin bizimle ilgisi yok. Şimdi her ülke, taleplerinin değerlendirilmeye alınması için çalışıyor. Ama siz sonuca bakın; asıl almak istediğinize bakın. Türkiye istediğini alıyor, tarih ve nihai olarak; asıl olan budur. Bunun dışındakiler iç politika malzemesi olarak kullanılıyor. Ama Kıbrıs konusunda bir jest yaparsanız iyi olur. Brüksel koridorlarında 'Tasos Papadopulos'u (Güney Kıbrıs Rum Lideri) memleketine boş göndermeyin' sözleri konuşuluyor." Kıbrıs konusu 17 Aralık'tan sonra Erdoğan, bu talebe, 24 Nisan 2004 tarihinde adada yapılan referandumu anımsatarak, "Türkler 'evet' diyerek tuttumlarını göstermiştir. Şimdi yapılması gereken Rumların adım atmasını beklemektir, Türklerin değil. Biz üzerimize düşenleri yaptık. Gümrük Birliği'ni 25 ülkeye bile yaydık. Türkiye, 17 Aralık'a kadar Kıbrıs konusunda bir adım atmayacak. 17 Aralık'tan sonra uyum protokolünü konuşabiliriz" ded. Türkiye'nin beklentilerini özetledi Erdoğan, daha sonra görüştüğü Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt ile birlikte yaptığı basın toplantısında da, Türkiye'nin durumu ve beklentilerini şöyle özetledi: "Türkiye, 1996'da gümrük birliğine girmiş; Helsinki zirvesinde adaylığı kabul edilmiş ve Kopenhag zirvesinde de siyasi kriterlerini yerine getirmesi halinde, gecikmeksizin müzakerelere başlanacağı belirtilmiştir. Son dönemdeyiz. Son iki yılda, Kopenhag siyasi kriterleri ile ilgili olarak tüm yasal ve anayasal değişiklikleri tamamlamıştır. Hedefimiz tam üyeliktir. Ne zaman gerçekleşir; ayrı bir konu. Ama hedef, müzakere sürecinin, ikinci bir karara gerek kalmaksızın, 17 Aralık'ta verilecek bir tarihle başlatılmasıdır. Beklentimiz, Kopenhag zirvesindeki 'gecikmeksizin' ifadesini tanımlayacak bir tarihtir. Kopenhag kriterlerinde olmayan bir maddenin önümüze çıkarılmaması lazım. Maç esnasında yeni bir kural olmaz. Ne zam, ne tenzilat istiyoruz. Fiyat ne ise bu fiyatı ödedik, gereğini bekliyoruz." Verhofstadt tam destek verdi Verhofstadt da, Belçika'nın, Türkiye'nin AB üyeliğini her zaman desteklediğini, AB'nin siyasi bir birlik olduğunu ve Türkiye'nin yerinin bu birlik içinde bulunduğunu söyledi. Verhofstadt, Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin 2005 içinde başlaması gerektiğini ve başka önerilerin ortaya atılamayacağını belirterek, "Türkiye ile zaten imtiyazlı ortaklık mevcut" dedi. 'Küresel güç olmanın yolu Türkiye'den geçer' Başbakan Erdoğan, AB liderlerine de "küresel güç olmanın yolu Türkiye'den geçer" mesajını verdi. TOBB öncülüğünde 269 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Türkiye Platformu'nun Brüksel'de düzenlediği ve AB temsilcilerinin de katıldığı toplantıda bir konuşma yapan Erdoğan, AB liderlerine Türkiye'nin "hemen" üye olmayacağını hatırlatarak, Türkiye'nin üyeliğine kadar geçecek sürede bir çok şeyin değişeceğini vurguladı. Erdoğan, "Nelere muktedir olduğumuzu son iki yılda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimle gözler önüne serdik" dedi. "AB liderleri, Türkiye'nin üyeliğini çok yönlü ve geniş bir perspektiften değerlendirmelidir" diyen Erdoğan, AB'nin küresel ölçekte rol alabilmesi için yolunun Türkiye'den geçtiğini söyledi. Tarihten yeterli derslerin alınması gerektiğini belirten Erdoğan, AB'nin "çeşitlilik içinde birlik" olarak farklı kültür ve dine sahip grupları kabul etmesi gerektiğine dikkat çekti. Hollandalı film yapımcısı Van Gogh'un öldürülmesini dinler arasında yabancılaşmaya bağlayan Erdoğan "İhtimal vermek istemiyorum ama AB kimliğini Hristiyanlıkla sınırlayıp laik Türkiye'yi dışlarsa bünyesinde yaşayan ve entegre olmaya davet ettiği milyonlarca Müslümanı ve başka inançtaki toplumları 'uyum'a mı yoksa 'yabancılaşma'ya mı teşvik etmiş olacaktır?" diye sordu. DUYGU GÜVENÇ / BRÜKSEL
|
|
|
|
|
|
|