Trabzon-Beşiktaş derbisinin futbol ayağını şimdilik bir kenara bırakalım. İşin başında dost acı söyler misali gerçekleri belirtelim. Beşiktaş'a yazık, çok yazık oluyor. Bu takım, bu kulüp böyle kötü günlere, böyle acılara layık değil.

Sorumlular her kim ise, ortaya delikanlı gibi çıksın, "biz bu işi beceremedik" desin ve gitsin. Ligin 8 haftasında 18 puan kaybeden 25 milyon dolarlık Beşiktaş, bu hallere durup dururken gelmedi. Beyni çalışan, yüreği yeten varsa, bu takımda bugün istifa eder. Bunlara Del Bosque de dahil.

Gelelim maça... Beşiktaş'ı biraz işi sulandıracağız ama, teşbihte hata olmaz deyip şöyle anlatalım:

Amerikan, Rus, İtalyan derken Trabzon'da yeni bir salata çeşidine rastladık. Şef Del Bosque'nin Beşiktaş usülü "İspanyol salatası". Dünkü Beşiktaş'a tabir yerinde ise, "İspanyol salatası" demek bize göre "cuk" oturan bir benzetme oldu.

İşin taaa başından sonuna kadar öyle karmaşık Beşiktaş izledik ki, şaşkına döndük. İki doğruyu üst üste yapamayan, her doğrunun peşinden bir yada iki yanlışı getiren Beşiktaş yenilmeye mahkumdu, ve de öyle oldu. Del Bosque'nin daha dün adam yerine koymadığı Çağdaş, Fatih Sonkaya, Trabzon'u arz-ı endan ettiler. Ama gelin görün ki hiçbir işe yaramadı. 4-4-2 sistemini zaman zaman 4-2-4'e dönen Beşiktaş'ın en çok aksadığı yer orta sahasıydı. Siyah-Beyazlıları, şöyle doğru dürüst gol yerine götürecek, gol pozisyonu yaratacak bir futbolcusu yoktu dersek sözü abartmış sayılmayız. Juanfran'ı soracak olursanız, Beşiktaş takımında iş yapması için bir fırın ekmek yemesi lazım.

Trabzon'da oynanan bir derbi maçıydı. Ziya Doğan bunu iyi bellemiş olacak ki, sahaya sürdüğü Trabzonspor'da gol yerinde oynayacak futbolcuları bir elin parmaklarından azdı. "Önce emniyet" diyen Ziya Doğan, Gökdeniz ve Fatih'i rakip alanda besleyecek futbolcularına pek yer vermemişti. Yani Trabzon'un düşüncesi de önce yenilmemekti. Ama gelin görün ki, bu düşüncedeki Trabzonspor'u yenebilecek bir Beşiktaş'ta ortalarda yoktu.

İşin teknik özeti şöyle: Beşiktaş kalecisinden başlayarak en uçtaki futbolcusuna kadar aksayarak oynuyor. Daha doğrusu futbol oynamıyor. Geri dörtlünün savunmadaki bariz eksikliği gün ışığı kadar aşikar. Orta sahadan ileriye, ileriden de gol yerine gidiş-gelişler o kadar az ki, kazanmanın mümkünatı yok.

İşin başında söylediğimizi sonunda tekrarlayalım. Madem yapamadınız beyler, yolunuz açık olsun.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu