AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Başarıya inanmak

İnsan, bir felsefi tabana (din, fikir akımı, ideoloji, gelenek vb) bağlı olarak düşünen, değerlendiren ve karar verebilen bir canlı olarak, kendisinin ve etrafındakilerin davranışlarını, tutarlı bir mantıkla sürekli yargılamaktadır. Gününü gün etmeyi "başarı" olarak değerlendiren insan sayısı, bugünden geleceğe kurduğu programı gerçekleştirmeyi "başarı" olarak değerlendiren insan sayısından daha azdır. Öyleyse "başarı"yı kanımca bugünden geleceğe dönük bir program kurgulayarak adım adım gerçekleştirme sürecini işletip hedefe ulaşma keyfiyeti olarak tanımlamak mümkündür. Ve bu süreç, aynı zamanda bitmez tükenmez bir motivasyon işlevidir.

Bu bakışla motivasyonu nasıl tanımlayabiliriz ? Motivasyon, bireyin harekete geçmesi ve belli bir hedefe odaklanabilmesi ve ulaşabilmesi için gerekli isteğe ve özveriye sahip olması anlamına gelmektedir. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS)'nın Eylül 2004 sonlarında yayınladığı "Motivasyon" kitabının "Sunuş" yazısından aldığım bu tanım, maksadımızı algılamaya yeterli. Gerçekten bireysel bir nitelik olarak motivasyon, ihmale gelmeyen bir olgunun adıdır.

"Eğer yenildiğini sanıyorsan yenilmişsindir. Girişmeye cesaretin yoksa girişemezsin. Başarmak ister ama başaramayacağını sanırsan, hiç şüphen olmasın, başaramazsın ! Harpte muharebeleri kazananlar, her zaman daha güçlüler veya daha hızlı koşanlar değildir. Er veya geç, başarmış bir kimse, başaracağına inanmış bir insandır."(Motivasyon kitabını tanıtıma ilişkin Basın Bülteni'nden.)

Avrupa Birliği hedefine kilitlenmiş bir Başbakan'ın başarısı bile, kişiliğinde ve toplumda oluşturduğu motivasyona bağlıdır. Bu motivasyonun özü ve felsefesi, demokrasi şartlarının eksiksiz yaşanabilmesiyle örtüşüyor. Antik çağ Atina şehir devletindeki gibi, yurttaşların söz hakkı ve yönetime katılmasıyla biçimlenen demokratik yapıyı bilgi ekonomisi şartlarında hayata geçirebilmenin önemi, bireysel motivasyona yaptığı katkıyla ortaya çıkmaktadır. Bunun siyasal başarıyla doğrudan bağıntısı sözkonusudur.

Vatandaşlarını kalkınmış ve mutlu bir ülke motivasyonuyla besleyebilen bir demokratik yapı, bireylerdeki girişim ve başarı arzusunun kışkırtılmasının verimini ortaya çıkarmaktadır. Girişimci olsun, çalışan olsun bu motivasyonun meyvelerini devşirebilen bireylerimizle, daha müreffeh bir ülke kuracağımızdan en ufak bir kuşku duymamak gerek. Liderlerden şirket çalışanları veya topluma yönelen olumlu düşünceler, bireysel başarıları kalıcı hale dönüştürmektedir.

Kültürel ve iktisadi çiçeklenme, demokratik yapının oluşturduğu girişimcilikten besleniyordu, antik Atina'da. Bütün Akdeniz dünyasından filozoflar, sanatçılar, alimler ve şairler, Atina akademilerine, atölyelerine intikal ederken, ahlak felsefesi ve bilimsel düşünce de belirgin bir ivme kazanmıştı. Türkiye'de de böyle bir süreci gecikmeden yaşamayı başarmalıyız. Böylece Avrupa Birliği sürecinin felsefi altyapısını örmüş; motivasyonu sağlamış olacağız.

İleriye bakan bir Türkiye'nin dünyaya nizam veren bir bakışla sağladığı toplumsal motivasyonu, Avrupa Birliği hedefiyle özdeşleştirdiğimizde, bireyin evrensel düzlemde yeni kazanımlara yönelişini kurabileceğimizi öngörebiliyorum.

Girişim fikrini algılama yeteneği kazanıp hareket alanlarını evrensele yöneltebilen bireyleriyle, oluşan motivasyonu, ulusal başarıya dönüştürme zamanı gelmiş bulunmaktadır.

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın şahsında biriken bu yöndeki enerjinin açığa çıkmasının başarıyla örtüşmesini bekliyorum. Şüphesiz Türkiye, başarıya inanarak hedefine ulaşacaktır. Evrensel vizyonumuz, bunu gerekli kılıyor.

Motivasyonumuzla etkilemeli ve etkin olmalıyız.


4 Ekim 2004
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED