AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Kim hain, kim vatanperver!..

Birçok konu yüksek sesle tartışılıyor olmasına karşın, olup bitenler işin özüyle ilgili bir hassasiyetle değil, konjonktürün sunduğu politik fırsatlarla ilgilidir. KKTC'nin tarihte hiç olmadığı kadar itibar gördüğü, değer bulduğu ve Ada'nın kuzeyinde kişi başına gelirin son bir yılda iki katından fazla arttığı gerçeklerini görmezden gelip, hamaset yapılması böyle bir şeydir. Amaç, Kıbrıs Türk'ünün hakkını, hukukunu korumak değil, içeride değişen paradigmanın temsilcilerini dövmektir.

Irak'ta Türkmen kartı üzerinden yıllarca politik terör estirenlerin son seçimlerdeki fiyaskodan tek kelimeyle söz etmemeleri de aynı yöntemin bir başka tezahürüdür. Türkmen kartı'na ne oldu? Hiçbir şey çünkü, öyle bir kart gerçekte hiç varolmamıştı… Ne farkeder! "Var" diyenler vatanperver, "yok" diyenler vatan haini olarak kayıtlara geçti bir kere..

Irak'ın kuzeyinde de facto kurulan ve temsilcilerinden birinin tüm Irak'a Cumhurbaşkanı olmayı başardığı Kürt devleti ile ilgili tartışmalar da aynı arızalı duruma bir başka örnektir. Türkiye, yıllarca bölgede bir Kürt Devleti'nin kurulmasına karşı çıktı. Irak'ın toprak bütünlüğü, Türkiye'nin toprak bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası olarak vaz'edildi.

Kürt devletine niye karşı çıkıldığı açıklıkla ortaya konulamadığı gibi; madem çıkıldı o devletin kuruluşunun neden önlenemediği de sorgulanamadı.

Önümde, bundan tam 6 yıl önce 1999 yazında TBBM Başkanlığı'na sunulan ve altında bugünün Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve arkadaşlarının imzası bulunan bir görüşme talebi metni var. Çiçek, "Irak'taki gelişmelerin istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini, bunun bir genel görüşmeyle tartışılması gerektiğini" söylüyor. Müracaat metninde, Irak'ta bugün oluşan tablo açıkça ve isabetle tanımlanıyor.

O günün iktidarı, muhalefetten geldiği için bu teklifi reddediyor. Ama şimdi muhalefette olan o günün iktidar unsurları Irak'ta olup bitenler için hükümeti ağır bir şekilde eleştirebiliyorlar. Bu paradoks elbette, mevcut hükümetin sorumluluğunu zerre kadar azaltmaz ama Türkiye'de temel sorunların tartışılıyor gibi görünmesine rağmen gerçekte hiç tartışılmadığını bal gibi ortaya koyar.

Herkes sınırsız ölçüde vatanperver ama kimse vatanı sevmenin bir akıl ve strateji işi olduğunu farkında değil. Öylesine, ürkütücü bir baskı var ki, mesela Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasının artı-eksi komplikasyonlarını hesaplamak da mümkün değil. Aynı şekilde, Türkiye "güçlü ve büyük bir devlet", Talabani-Barzani "çapulcu" ise neden çapulcuların galip geldiğini düşünmek de! Bugün sanki öyle bir konu hiç tartışılmamış veya halledilmiş gibi aynı kadrolar aynı heyecanla bir başkasına dalıp gidiyor!

Tartışmak değil, sembolleri kalkan gibi kullanıp tartışıyor gibi yapmak bu ülkenin, her şey önce gelen yapısal bir sorunudur.

Temel sorunlarını böyle tartışmaya devam eden bir ülkenin yüzünün gülmesi de ancak tesadüflere bağlıdır.

İzin!

Küçük bir izin ricası… Gündelik telaş, mesleğin ve hayatın temposu içinde ihmal edilen sorunlar ve konularla ilgilenebilmek için bir araya ihtiyaç var. En kısa sürede görüşmek ümidiyle…


VALİ GÜLER: KISITLAMAYI KULÜPLER ÖNERDİ!

Dünkü yazıda kulüplerin İstanbul Valisi başkanlığında stad terörüne karşı toplanmalarına ve sonunda derbi maçlarını karşı takım seyircisi olmadan oynatma kararına eleştiri vardı. İstanbul Valisi Muammer Güler aradı. "Sitem etmeyeceğim, sadece bazı gerçeklerin bilinmesinde fayda var" dedikten sonra, özetle şunları söyledi:

"Seyirciyi tel kafesler ardında tutan, onlara aslen terbiyecisi gibi muamele gösteren anlayışı kırmaya çalışıyorum. Bir grup seyirci var ki amacı maç seyretmek değil olay çıkarmak. Bunlar yüzünden gerçek seyirci stadlardan çekiliyor. Her birinin başına bir polis koysan polisle kavga ediyorlar. Bıraksan birbirleriyle…

Son 3-4 seneye bakın olaysız maç yok. Buna rağmen benim de maçlara rakip taraftarların gelmesini engellemek gibi bir yetkim yok. Padişah mıyım!.. UEFA kriterine göre rakip takım yüzde 5 gelebilir ama bizi kulüp başkanlarımız bunu istemediler. 'Biz birbirimizden bilet talep etmeyeceğiz. İsteyen gitsin biletini Biletix'ten alsın, maça gelsin' dediler. Benim açıkladığım karar da budur. Tek derdim insanların medeni bir şekilde maç izlemesini sağlayabilmek. Stada girmesini bilmeyenler, AB'ye nasıl girecekler?"



5 Ağustos 2005
Cuma
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED