AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Özel hastane fiyatları

Türkiye'nin sağlık alanındaki dönüşüm programının aksamadan ilerlemesi için, özel hastanelere büyük görevler düşmektedir. Çünkü toplam kalite felsefesinin öne çıkardığı "müşteri memnuniyeti" (müşteriler, hastalar, hasta yakınları, kamu kurumları, sosyal güvenlik kurumları, hastane çalışanları ve "Sağlık Bakanlığı" veya genel anlamda "devlet" olarak kategorize edilebilir) fikrine dayalı işletmecilik anlayışına bağlı çalışma sürdürülmezse, ortak doğrulara bağlı sağlık sektörü oluşturmak mümkün olmayacaktır. Ama bu arada kamu hastanelerinin de sağlık işlemleri hakkında gerçekçi ve piyasa maliyet ve kar oranlarını dikkate alan fiyatlamalarla faaliyet göstermesi gerekmektedir. Böylece özel hastaneler, reel olmayan kamu hastane fiyatları karşısında rekabet gücü elde edebilmek için dokuz takla ve bir parende atmak zorunda kalmayacaklardır. Bu işleyiş kusuru ortadan kaldırıldıktan sonra, bilimsel işletmecilik kurallarıyla, oluşan benzer fiyatlar karşısında hizmette kalite öne çıkacak ve hizmet kalitesiyle müşteriyi memnun edenler, kamu veya özel ayrımı olmaksızın rekabette üstünlüğü elde edeceklerdir. Sözkonusu belirli şartlar altında oluşan bu piyasa tercihine de eleştiri yöneltmek mümkün olmayacaktır.

Gazetemizin Pazar günkü (14.08.2005, s.13) nüshasında İsmail ZELVİ'nin "Özel hastanelere 'fahiş fiyat' uyarısı" başlıklı haberi yayınlanmamış olsaydı, böyle bir yazıyı Çarşamba günleri yazdığım sağlık ekonomisi yazıları arasında okuyacaktınız. Gündemi doğru tespit eden bu habere göre, Başbakan Tayyip Erdoğan, bazı özel hastanelerin hastalara fahiş faturalar çıkardığından yakınmaktadır. Bilindiği ve hastane yönetiminde dönüşüm sürecinde yaşandığı üzere, bu durum, kamuoyunda da yoğun tartışma konusudur. Başbakanın vurgu yaptığı, "Akıl almaz rakamlarla vatandaşa yükleniyorlar. Özel sektör 'kazları bulduk tüylerini yolalım' havasına girmesin" uyarısı, yabana atılır bir uyarı değil elbette ve gerçeklerle örtüşüyor. Prensipleri doğru belirlenmiş denetim sürecinin başlatılmasını uyarabilecek olan özel hastaneler hakkındaki bu olumsuz yapı hakkında, Başbakanın söylediklerini şöyle sıralamak mümkün:

1.Hastane Kapasitesinden Tam Yararlanma: Temeli 1989 yılında atılan ve ancak 15 yılda tamamlanabilen Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Araştırma Hastanesi için 47,5 trilyon lira harcandığını hatırlatan Başbakan'a göre, zamanında bitirilseydi 6-7 trilyon liraya mal olacaktı, bu hastane. 400 hasta yatağı, 58 yoğun bakım yatağı, 42 otel yatağı, 26 kardiyoloji yoğun bakım yatağı, 12 ameliyathane, 6 anjiyografi odası, 4 röntgen odası ve 40 poliklinik bulunan bu hastanede, yılda 4 bin ameliyat yapılabilecek, 100 bin kişiye poliklinik hizmeti verilebilecek. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Araştırma Hastanesi'ni hizmete açan Erdoğan, hastanelerin Sağlık Bakanlığı'na devredilerek tek elden yönetilmesinin "reform" niteliğinde olduğunu vurgulayarak, "Bir tarafta dolu bir SSK veya devlet hastanesi, bir tarafta yatakları boş olan bin vakıf hastanesi vardı. Şimdi SSK'lıya özel hastanelerinin kapılarını açtık. Ancak sistem hala tam olarak sağlıklı şekilde yürümüyor. Çünkü önümüzde hala bürokratik oligarşi duruyor. Er veya geç bunu aşacağız" demiştir. Kanımca bu olumsuzluk giderildiğinde, ülkemizdeki tüm hastane kapasitesinden doğru yararlanma imkanı doğacaktır. Çünkü çevresindeki nüfus yapısına hizmet vermeye yetmeyen kamu+özel hastane sayısının yeni yatırımlarla mutlaka artırılması gerekmektedir.

2.Doğru Yönetilen Özel Hastaneler: Başbakan, özel hastaneler hakkında şunları söylüyor: "Benim vatandaşım, hastane kapılarında kuyrukta bekletilemez. Bazı özel hastanelerde SSK'lılara hala bazı dallarda, poliklinik hizmeti, sağlık hizmeti verilmiyor. Bunları da Sağlık Bakanlığımız takip ediyor. Anadolu'da sürümden kazanmak diye bir deyim vardır. Boş duracağına gel devletinle anlaşma yap, sen de bu imkanlardan istifade et. Ama maalesef özel sektörde öyle bir mantık var ki, bazı tedavilerde akıl almaz rakamlarla vatandaşa yükleniyorlar. Özel sektörün 'kazları bulduk tüylerini yolalım' havasına girmemesi gerekir".

Sağlık Sektöründe yaşanan bu fiyat tartışmasının en başka Genel Sağlık Sigortası, doğru işletmecilik, adil gelir dağılımı ve bilimsel yöntemlerle çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Asgari temel normları belirlenmiş sağlık hizmet ve işlemleri için, bilimsel esaslara uygun fiyat tespiti çalışmalarını sürekli yapacak adil kurumların teşkil edilip işletilebilmesi halinde, hizmet ve işlem fiyatlarında standardizasyona gidilebilmesi ve ayrıca böyle bir yapının etkin olarak denetlenmesi mümkün olacaktır. Kanımca, ancak bu şekilde, adil fiyatlama oluşabilecek ve uygulanabilecektir.



15 Ağustos 2005
Pazartesi
 
TAHSİN SINAV


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED