T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 3 ARALIK 2005 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Fadime ÖZKAN

Amerika sokaklarında McDonald's aradım

Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın yürüttüğü "medya değişim programı" kapsamında Amerika'ya gelen 13 Türk gazetecisinden biri olarak Washington'dayım. Programın amacı iki ülke medya çalışanları arasında iletişim kurmak, bilgi alışverişinde bulunmak, medya etiğini ve medya-hükümet etkileşimini tartışmak.

Bizim burada iki hafta sürecek olan görüşmelerimiz tamamlandıktan sonra Amerikalı gazeteciler de Mart ayı içinde Türkiye'ye gelerek aynı şeyi ülkemizde yapacaklar.

Biz geçtiğimiz hafta içinde önemli medya kuruluşlarını ziyaret ettik, meslektaşlarımızla görüştük, akademisyenlerle ve ombudsmanlarla olanları ve olması gerekenleri tartıştık. Bu bir haftada edindiğim izlenimlerim şöyle:

Medya;

  • Amerikan medyası Bush'un Irak politikasında kullanıldıklarını, kitle imha silahlarının varlığı konusunda yanıltıldıklarını söylüyor, bu sınavdan başarısız çıktıklarını itiraf ediyorlar.

  • Savaş karşıtlığı konusunda hükümete yeterince baskı yapmadıklarını, bu sürecin medyanın güvenilirliğini ciddi şekilde sarstığını belirtiyorlar.

  • Amerikan basını sadece güven kaybetmiyor. Tirajlar da hızla düşüyor.1700 olan günlük gazete sayısı son bir kaç yılda 1500'e gerilemiş.

  • 30 yaşın altındakilerin gazete yerine interneti tercih etmesi basını harekete geçirmiş. Gençler için bedava gazeteler çıkararak onların da gerçek birer gazete okuru olacağı günler için şimdiden yatırım yapıyorlar.

  • Amerika'da geçerli olanın hükümet sansürü değil manipulasyonu olduğunun altını çiziyorlar.

    Sokak;

  • Günün birinde sokak sokak dolaşıp Mc Donald's arayacağım hiç aklıma gelmezdi! Karnınızı doyurmak için fast food ve yerel mutfaklar dışında neredeyse hiç alternatifiniz yok. Bu yüzden hem belli bir standardı yakalamak hem de tanıdık bir mekana 'sığınmak' için Mc'lere koşmamak imkânsız.

  • Bir haftadır hamburger ve pizza yemekten obez olmak üzereydik ki Allah'tan dün akşam bir kebapçı keşfettik. Adam's Morgan'da Arap müziği eşliğinde kebap pilav yiyerek kendimize geldik ve (Amerikalıların da zannettiği gibi) bir orta doğu ülkesi olup olmadığımızı böylece test etmiş olduk.

  • Caddelerde seyreden limuzin sayısı o kadar fazla ki, Hollywood'un limuzini sıradanlaştırmamasının nedeni dış pazar herhalde.

  • Burada bildiğimiz anlamda kıvırcık saçlı zenci kadın yok! Hepsi saçını ya örerek ya da özel bir kozmetikle düzleştirmiş. Sarı saçlı zenci de hayli fazla.

  • Sokak bankları evsizlerin mekan edinmemesi için olsa gerek kolluklarla ortadan ikiye bölünmüş. Her köşede bir evsiz sizden para istiyor.

  • Sokak müzisyenleri gerçekten çok iyi müzik yapıyor. Vesaire.. Vesaire..

    Şimdilik bu kadar.

    Bu yazının kıymetini bileceğinizi biliyorum. Yanımda bilgisayar getirmeye üşenmemin cezası olarak kullandığım bilgisayarın her 5 dakikasına 1 dolar ödedim ve üstelik de F klavyeye alışkın biri olarak aradığım hiçbir harfi yerinde bulamadım çünkü...

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi