T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 3 ARALIK 2005 CUMARTESİ | ||
|
İstanbul'da yaşayıp da işinin gücünün başında kalmak zorunda olmayanlar bugünü, bu cumartesiyi nasıl geçirebilirler? Benim önerim, İstanbulluların bugünü "havadan sudan konuşurak" geçirmeleri yönünde. İyi olur diye düşünüyorum; böylece hiç değilse bir gün, son günlerin "alt-üst kimlik", "alkol", "tekrar türban", "TSK'da terfiler" vs gibi demirbaş konularından uzaklaşmış ve "havadan sudan konuşarak" günü çok daha sakin bir ruh hali içinde geçirmiş olurlar... "Havadan sudan konuşmak?" Biliyorsunuz, dilimize "boş konuşmak" anlamında yerleşmiş bu deyim son yıllarda anlamını tamamen yenilemiş durumda. Bu deyim artık bırakın "boş konuşma"yı, tam tersine belki de "en dolu konuşma"ya işaret ediyor. Tam tersine, bugün "ciddiyet"in ölçüsü "havadan sudan konuşma"ya ne kadar önem ve zaman ayırıldığıyla ölçülüyor. İnsanoğlunun "sanayi devrimi" ile açığa çıkan "Prometheus damarı" geçen iki yüzyıl içinde o derece azmış ki, bu çılgınlığa bir son vermediği takdirde yakın tarihte istese bile hakkında laflayacağı "hava ve suyu" bulamayacak zaten... O "pembe yılları" hatırlayın; "hava ve su"nun ibadullah sayıldığı, üretim sürecinde hiç mi hiç kaale alınmadığı o "pembe yıllar"ı hatırlayın... İbadullah olan şey hakkında niçin konuşulsundu ki... Âdet olan, sayısı az, "nadir" olan şeyler üzerine konuşmak değil miydi? Oysa bugün durum böyle mi? Montreal'de geçen hafta düzenlenen "Kyoto Protokolü Toplantısı" arefesinde Amerikalı jeolog Kenneth Miller'ın başkanlığında bir ekibin Science dergisinde yayımlanan bir araştırmasına göre, okyanusların düzeyi son 150 yıl içinde son 5 bin yıl boyunca gerçekleşenden iki defa daha hızlı yükselmiş. "Sanayi devrimi"nin şu "hırs"ına ve "açgözlülüğü"ne, insanoğlunun doğa karşısındaki şu pervasızlığına bakın... Bu ve benzer sonuçlardan hareket eden Kanadalı bir araştırma grubunun kurduğu senaryolara göre, bu yolda ilerlendiği takdirde yeryüzü sıcaklığı 50 yıl içinde kuzeyde 5-10, güneyde ise yaz mevsiminde 1-2,5 derece artacakmış. Bu sıcaklık artışının etkilerinden "klima" ile sıyrılmak da mümkün değil; çünkü bu artış beraberinde kuraklık, su baskınları, orman yangınları ve tatlı su rezervlerinin azalmasını getirecekmiş. Yani özetle, bu gidişle yakında "havadan sudan konuşmak" için çok geç olabilir.. Onun için gelin bugün bu laflamanın keyfini çıkaralım... Bugünün programı belli: "Mesele nedir: İstanbul 2005 Küresel İklim Yürüyüşü. Kim katılacak: Gezegenin ve kendilerinin geleceğini düşünen genç, yaşlı İstanbullular. Ne zaman: Cumartesi, 3 Aralık, 12.00. Nerede: Haydarpaşa Garı önü ve Kadıköy Meydanı. Ne Olacak: Konuşmalar, konserler, barışçıl bir ruh. Amaç: Montreal 2005 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı karar vericilerine açık bir mesaj yollamak. Eşinizi, dostunuzu yanınıza alın ve İKLİM İCİN YÜRÜYÜN!" İşte size bir de ekolojik-politik slogan: "ABD Kyoto'yu imzala! Temiz enerji istiyoruz!" Yürüyüş'ü düzenleyenlerin Kyoto Protokolüne taraf olmayan Türkiye'ye çağrıda bulanacaklarını da hatırlatalım. "Kyoto Protokolünün imzalanıp onaylanmasını kendi seçtiğimiz meclisten de talep etmekteyiz" diyorlar. İşte size güzel bir cumartesi programı. "Millet" yok, "kimlik" yok, "TSK-Hükümet ilişkileri" yok, "laiklik" yok, "Türk" yok, "Kürt" yok (...) gündemimiz sadece "havadan sudan konuşmak"....
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |