T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 20 ARALIK 2005 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Akif EMRE

NATO'da Türkiye'ye yeni rol mü?

NATO Genel Sekreterinin Ankara'ya yaptığı ziyarette gündem maddeleri arasında Afganistan ve Kıbrıs konusunun öne çıkması tesadüf değil. Her ne kadar Türk tarafı PKK'yı gündeme getirse de ziyaretin ağırlıklı konusunu Afganistan'daki yeni yapılanma oluşturuyor.

Jaap de Hoop Scheffer'in böyle bir gündemle gelmesi NATO'nun askeri olarak Afganistan yeni bir strateji izlemeye hazırlanmasıyla yakından ilgili. 8 Aralık 2005 tarihinde yapılan Dışişleri Bakanları zirvesinde ISAF güçlerinin Afgan hükümet otoritesinin daha geniş bölgeye yayılması için yeni konuma geçilmesini kararlaştırmışlardı. Amerikan güçlerinin Afganistan'ı işgalinden bu yana başkent Kabil ve çevresinin dışında ülkenin büyük kısmında hakimiyet kuramadığı biliniyor. Bu dar alanın dışında ya silahlı direniş devam ediyor veya geleneksel-yerel otoritelerin sözü geçiyor. Amerikan güdümlü Karzai hükümetinin otoritesi son derece sembolik temsille sınırlı.

Seçimlerin yapılmış olması Karzai yönetimini meşrulaştırdığı varsayılarak resmi otoritenin etkinlik alanın genişletilmesi için askeri güç kullanımının zamanı geldiği düşünülüyor.

Özellikle Amerikan güçlerinin belli bölgelerde şiddetli direnişle karşılaşmaları, önemli can kayıplarıyla sonuçlanan çatışmaların devam etmesi seçimin meşruiyetini kuşkulu hale getiriyor. Örneğin Kunar bölgesinde çatışmaların şiddetlenmesi, buna karşı Amerikan güçlerinin psikolojik yıpratma dahil her türlü mücadele yöntemine başvurması, Amerikalı İnsan Hakları örgütlerinin harekete geçmesine neden oldu. Kunar bölgesinde radyo yayınlarıyla yapılan psikolojik savaşta sadece direnişçilere değil bölgede yaşayan sivillere yönelik olmasının "toplu infaz"a dönüştüğü rapor ediliyor.

Seçimin eylül ayında yapılmış olmasına rağmen kesin sonuçların açıklanarak, meclisin henüz açılabilmiş olması, demokrasi vaadinin yerine getirildiği anlamına gelmiyor. Hatta yasayla konan kontenjan nedeniyle Afganistan parlamentosunun (68 üyeyle) dünyada en yüksek oranda kadınların temsil edildiği yer olması bile Amerikan işgalinin en önemli gerekçelerinden birini meşrulaştırmaya yetmiyor. Parlamentoya giren isimler arasında, Karzai'nin listesinden seçilen isimler arasında mücahid liderlerinin, Taliban yöneticilerinin olması karşısında demokrasi sınavını tersine döndürüyor.

Gerçekten bir demokrasi sınavından bahsedilecekse ironik biçimde bu sınav Afgan halkından çok Amerikalılar için geçerli. NATO desteği ile ülkede güvenlik ve demokrasinin getirilmesin vaadiyle işgali meşrulaştıran Amerikan güçlerinin bundan sonra takınacakları tutum sadece Irak için değil Ortadoğudaki dönüşüm için de önemli işaretler verecek.

Yeni dönemde iki sorunla karşı karşıya işgal güçleri, ilki, seçimle gelen Afgan temsilcileri hazmederek, parlamentonda çıkabilecek sürpriz kararlara saygılı olması. Şimdiden, değil sadece Sayyaf gibi eski mücahid liderlerine, toplumun doğal yansıması olarak parlamentodaki kültürel muhafazakar eğilimli çoğunluğa karşı tahrik edici sesler yükselmeye başladı bile. İşgal güçlerinin hoşlanmadıkları 'demokratik sonuç' ile bir arada yaşama sınavından geçecekleri muhakkak.

İkinci sınav, NATO güçlerinin seçilmiş hükümetin otoritesini yaymak konusunda kullanacakları güç gösterisinde ortaya çıkacak. Human Right Watch gibi kuruluşların raporlarında yer alan, Cenevre sözleşmesine aykırı olarak, Vietnam savaşından kalma refleksle bir bölgenin tümünü sindirmeye yönelik operasyonların devam edip etmeyeceği bundan sonra çok daha önem kazanıyor.

Bir yanda silahlı çatışmalar devam ediyor, NATO ülkenin en azından önemli bölgelerinde otoritenin temini için karar alıyor, diğer tarafta demokratik sonuç son derece rahatsızlık verici bir tablo sergiliyor. İşgal Afganistan'da kendi vaatleriyle cezalandırılmış gibi görünüyor.

Türkiye'den, bölgedeki imajından dolayı muhtemelen daha fazla askeri rol alması istenecek. Afganistan'da mahkum olmuş Amerikan imajının ardından NATO ile birlikte Türkiye sınavdan geçecek.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi