T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 21 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

Halepçe katliamı: ABD Saddam'ı aklayacak mı?

Amerika, Saddam Hüseyin'i aklayacak mı? ABD'nin tam kontrolü altında bir mahkeme... Bir tiyatro. Saddam iddialardan birer birer aklanırsa ne olacak? Bu olamaz mı? O kadar emin olmayın..

Önceki gün Saddam döneminin sekiz üst düzey yetkilisi serbest bırakıldı. İçlerinde "Bayan Şarbon" lakaplı Huda Salih Mahdi Ammash ile "Doktor Mikrop" lakaplı Rihab Taha da var. Yüksek Eğitim Bakanı Humam Abdülhalik ile Ulaştırma Bakanı Ahmed Murtada da bırakılanlar arasında.

Savaş suçu ile itham ediliyor, kimyasal ve biyolojik silah programının parçaları olarak biliniyorlardı. Birine "mikrop" diğerine "şarbon" lakabı takılmıştı. Propaganda makinesi onları yerin dibine batırmıştı. Ne oldu da bırakıldılar? Adları ölümle anılıyordu, ne oldu da serbest bırakıldılar? Direnişçileri bölmek için Saddam'la ve eski Baasçılarla uzlaşma yolu aranıyor.

Baasçıların yeni yönetimde görev alması bekleniyor. ABD'nin köklü değişim sinyalleri veren yeni Irak politikası ile serbest bırakılmaları arasında ne tür bir bağlantı var? Saddam'la da, Saddam'ın eski kadrolarıyla da pazarlık yapılıyor. Üstelik bu pazarlıklar yeni değil. Irak'ı kontrol edemeyen ABD şimdi onları kendi safına çekmeye çalışıyor. Saddam'ın yargılanması bu pazarlıkların seyrine göre yürüyecek. Mahkemeyi, ellerinde bir koz olarak tutuyorlar.

Bu mahkeme Saddam'ı bırakın idam etmeyi, ciddi anlamda cezaya bile çarptıramayacak. Irak'ın geçmişine yönelik hiçbir önemli gelişme aydınlatılmayacak. Özellikle ABD'nin rol aldığı hiçbir olay... Saddam-Rumsfeld pazarlıkları, İran-Irak savaşı boyunca Irak'a verilen silahlar, Irak savaşta üstün gelmeye başlayınca İran'a verilmeye çalışılan silahlar (İran-Contra Skandalı), bütün bu silahlandırmaların bölgede yaşayan ağır insan zayiatıyla bağlantıları, 1980'den 1991'e kadar Irak'a kitle imha silahı için malzeme sağlayan şirketlerin ve ABD'nin günahları ortaya çıkmayacak. Birinci Körfez Savaşı sırasında öldürülen iki yüz otuz bin Iraklının toplu mezarları da.

Dahası, Irak işgali için gerekçelerden biri olarak gösterilen Halepçe katliamına ilişkin ayrıntılar da ortaya çıkmayacak. Mart 1988'deki katliamda gerçekte neler olduğunu, şimdiki Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin bu katliamdaki rolünü, ABD'nin üslendiği görevi, Halepçede kaç masum insanın kimyasal silahlarla öldürüldüğünü, saldırıyı kimin yaptığını net bir şekilde öğrenemeyeceğiz. Söylentiler her zaman doğru olmayabiliyor. Özellikle de ABD'nin propaganda makinesinin yaydığı söylentiler. Ölümler abartılabildiği gibi, katiller de gizlenebiliyor ve başkaları hedef alınabiliyor. Irak işgali öncesi bu propagandalara inanmamış mıydık?

Kimyasal silahları ABD verdi. Askeri uzmanlar da gönderdi. Talabani'nin Halepçe'ye soktuğu İran askerleri ve ABD askeri istihbaratının kimyasal saldırıyı İran yaptı iddiaları ortada. Çünkü İran'a da benzer destekler verdi.

Hem Irak hem İran suçlanıyor. Gerçekte katil kim? Gerçekte kaç kişi öldü? 5 bin ya da 8 bin mi yoksa birkaç yüz mü?

CIA'nın 2002'de hazırladığı Irak'ın kitle imha silahlarına dair raporda, Mart 1988'de Halepçe'de kimyasal saldırı ile hayatını kaybedenlerin sayısını "yüzlerce İranlı ve Kürt" olarak niteliyor. Ama aynı raporda başka bölgelerde on binlere varan rakamlar sarfediliyor.

Halepçe katliamının sanığı kim, Irak mı, İran mı, Amerika mı yoksa Batılı ülkelerin kontrolündeki şirketler mi? Yoksa ABD askeri istihbaratı mı böyle bir saldırı tezgahladı? Yarın İran'a saldırı gündeme geldiğinde ABD'nin Halepçe'den İran'ı sorumlu tutması halinde ne yapacağız?

Kilit isim Talabani. Halepçe'de ne olduğunu en iyi bilen isim o. İran askerlerini gizlici Halepçe'ye sokan, Irak askerlerine saldırtan ve böyle bir saldırıya zemin hazırlayan kişi o. Aynı Talabani, Saddam'ın idam kararını imzalamayacağını söylüyor. Neden?

Bu dosya açılmayacak. Açılırsa bile kanıtları gizlenecek. Dosyanın açılması ABD'nin de, Talabani'nin de işine gelmiyor. Çünkü açılırsa ABD yargılanacak.

Tuhaf değil mi?

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi