|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 21 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Yüksek öğrenimini, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde tamamlayan, daha sonra aynı üniversitenin Ortadoğu-İslâm Ülkeleri Enstitüsü Sosyoloji ve Antropoloji Bölümü'nde yüksek lisans yapan Nevin Meriç, halen İstanbul Müftülüğü'nde çalışıyor. Daha önce Osmanlı'da Gündelik Hayat'ın Değişimi (2000), Gündelik Hayat ve Fetvalar (2004), Değişen Kadının Yaşamı (2004) gibi eserleri neşredilen Meriç, çok dikkate değer bir çalışma daha yayımladı: Değişen Kentte Dini Hayat-Ve Fetva Soruları (Kapı Yay. 2005). Ülkemizdeki toplumsal değişimin muharrik gücü köylerden şehirlere "göç" olmuştur. 1950'li yıllardan itibaren hızlanarak günümüze kadar gelen ve halen devam eden bu göç hareketi geleneksel değerleri değiştirdiği gibi modernleşme paralelinde pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Nevin Meriç Müftülüğün fetva bölümüne vatandaşlardan gelen soruları cevaplamakta, bu sebeple değişim tablosu ile birebir -hemen her gün- yüzleşmektedir. İstanbul Müftülüğüne 1999-2000 yılında sadece bir kişiye 10.000 soru gelmiştir. Ramazan ayında bu rakam ikiye, üçe katlanmaktadır. Bu da modern kentte yaşayan insanımızın kendi dini hakkında fevkalade zayıf bir bilgi düzeyinde kaldığını gösterir. Oysa insanımız dinini öğrenmek ve dindar olabilmek için azami gayret sarfetmektedir. 1999 yılında yapılan bir kamuoyu yoklamasında Türk halkının % 81.8'inin kendini Sünnî-Müslüman ve % 76.8'inin Hanefî mezhebinden olarak tanımladığı belirlenmiştir. % 91'i Ramazan ayında oruç tutmakta (Oruca gösterilen bu ilgi beni de şaşırttı), % 45'i beş vakit namazını kılmaktadır. % 84'ü Cuma namazına gitmekte, % 70'de fırsat bulursa Hac ibadetini yerine getirmeyi düşünmektedir. Madalyonun öteki yüzünde şehirleşme ve modernleşmenin dinin insan hayatındaki belirleyici olma yönünü geleneksel dönemden farklılaştırarak azalttığı görülmektedir. Bu bilhassa gündelik hayat-ibadet ilişkilerinde olumsuz olarak farkediliyor. Modern kent yaşamının mekanı ve zamanı nasıl parsellediğini gördüğümüzde bu değişim zorlamasını anlayabiliyoruz. Nevin Meriç kendisine gelen soruların bir kısmını kitabına almış. Bu sorulara bakınca modern kent insanının dinî anlama ve yaşamada hangi problemlerle karşı karşıya kaldığını, nasıl sıkıştığını, hatta çaresiz olduğunu tesbit edebiliyoruz. Ben de bu sorulardan bir kaçını örnek olsun diye aşağıya alıyorum: • Kadının pantolon giymesi günah mı? Pantolonla namaz olur mu? • Kalıcı makyaj caiz mi? Beyim güzellik salonuna git, biraz kendine bakım yaptır dedi. Çok şaşırdım. Gidersem günah olur mu? Vücudumun bazı bölgelerine silikon yaptırsam günah olur mu? • Komşu vefat etmiş ama üç gün sonra öğrendik. Polis çağırdık, evi onlar açtı. Çok üzüldük ama olan olmuş. Bu durumda bize de günah yazılır mı? • Çalıştığım için öğle-ikindi, kışın da akşam namazlarını kılamıyorum, ne yapmam lazım? • Almanya'dan geldim, yeni evliyim. Komşular gusül diye bir şeyden bahsetti. Gusül nedir? Aklınızın alamayacağı çeşitlilikte sorular devam edip gidiyor. Nevin Meriç bu soruların muhtevasından hareketle modern kent atmosferinde dinî hayatın bütün yönlerine bakıyor, meseleleri yorumluyor. Türkiye tahlilleri açısından fevkalade önemli tesbitlerde bulunuyor. Başta üniversite çevreleri olmak üzere bütün okurlara tavsiye ediyorum. Ve Nevin Meriç'ten daha nice eserler bekliyorum.
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |