|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 21 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Avrupa Birliği'ne giden yolun Diyarbakır'dan geçtiği rivayet edilir. Saymadım kaç yıl oldu, beş seneden fazladır bu sözü zamanın başbakanından duyalı. Diyarbakır'da kaldığımız süre boyunca caddelerini gezdik, sokaklarını dolaştık, çarşılarında tur attık, alışveriş yaptık. Kastedilen yolun hangisi olduğunu net bir şekilde fark edemedik. Mehmet Akif Caddesi, Elazığ Caddesi, Özal Bulvarı, İstasyon Caddesi, Gaffar Okkan Caddesi, Medine Bulvarı, Gazi Caddesi… Belediye Meclisi caddelerden birine "AB Caddesi" adını vermeli. KALE BALIK Yukarıdan bakınca bir "kalkan balığı"na benzeyen surlar, şehrin eski yerleşimini çevrelemekte. Çin Seddi'nden daha geniş ve daha yüksek olan Diyarbakır surlarının uzunluğu 5700 metre. Balığın baş tarafını oluşturan kısımda iç kale yer alıyor. İç kalede Saint George Kilisesi, Mirantepe (Artuklu) Sarayı, Hz. Süleyman Camii, Atatürk Müzesi ve Artuklu kemeri bulunuyor. Toplam 82 burcu bulunan dış kalenin, mimarlık tarihi bakımından birbirinden önemli dört kapısı var. KAPILAR
Celal Güzelses'ten kapıların türküsünü mutlaka hatırlayacaksınız… Mardin Kapı şen olur / Dibi değirman olur / Buralarda yâr seven /Mutlaka verem olur. Dağ Kapısı daşlıdır / Yârim kara kaşlıdır / Ben yârimi tanırım / Kıvır kıvır saçlıdır. Urfa Kapı bağlıdır / Yârim Karadağlıdır / Ben yarime kıyamam / Yârim küçük çağlıdır. Yeni Kapı bahçalar / Yâr orda keman çalar / O yâr bana bakanda / Yüreğimi parçalar. GELENLER, GİDENLER Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmeyen Diyarbakır'dan kimler gelmiş kimler geçmiş… Hurri-Mittaniler, Asurlular, Aramiler, İskitler, Medler, Persler, Makedonyalılar, Selevkoslar, Partlar, Büyük Tigran idaresi, Romalılar, Sasaniler, Bizanslılar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Hamdaniler, Mervaniler, Selçuklular, İnanoğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Moğollar, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar. KALABALIK Tarih boyunca Amida, Amid, Kara Amid, Diyar-Bekr, Diyar-ı Bekir, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarıyla anılan şehir, her dönemde önemli bir merkez olmuş ve bugün bir buçuk milyona yaklaşan nüfusuyla surlar içine sığmaz hale gelmiş. Kale dışında, iki kat daha geniş bir alana yayılmış durumda. Diyarbakır, modern binaları, geniş ve düzenli caddeleriyle ülkemizin bugün de en büyük şehirleri arasında yer alıyor. Diyarbakırlı dostlarımız da söyledi, biz de gördük, geniş caddelere rağmen trafik problemi İstanbul'u aratmıyor. ULUCAMİ
Selçuklu Sultanı Melik Şah tarafından 1091'de yenilenmiş. Geniş avlusunda bir güneş saati bulunuyor. Taş işçiliği öylesine ileri düzeyde ki, avluda aheste adımlarla hayran dolaşırken, taşların sizinle konuştuğunu hissedebilirsiniz. SIRA GECESİ Öğle yemeği Selim Amcanın Sofra Salonu'nda, akşam yemeği de Gazi Köşkü'nde ikram edildi. Ardından Sıra Gecesi başladı. Diyarbakır ve Urfa türküleriyle açılan gece, Erzurum, Karadeniz, Rumeli türküleriyle devam etti. Velhasıl bütün türkü coğrafyasını dolaştık. Sıra gecesinin sonunda İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, DTSO Başkanı Kutbettin Arzu ve Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl'ın da katıldığı halay çekildi. Böylece Mardin Kapı'nın niçin ve nasıl şen olduğunu anlamış olduk. Bu halayda ve yapılan toplantılarda Belediye Başkanı'nın da bulunması çok daha güzel olurdu fikrimce. YETMEDİ Heyet halinde gerçekleştirdiğimiz bir buçuk günlük gezinin beni kandırmadığını belirtmek zorundayım. Nasip olursa daha uzun süre kalmak üzere tekrar gitmek ve keyfimce sokaklarını arşınlamak niyetindeyim.
|
![]()
| ||||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |