|
T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
| Y A Z A R L A R | 21 ARALIK 2005 ÇARŞAMBA | ||
|
|
Ben uyarayım da sonra "Söylemedin" demesinler: Bu hükümeti çok hafife alıyorsunuz efendiler... Elbette böyle bir uyarıda bulunmamın taze bir sebebi var; hem de 'fikri takip' ilkesi sebebiyle bana dönük bir sebep... Üç ay önce, Washington'da tuttuğu nabızlardan hareketle "Amerika AKP'nin ipini çekti" yorumunu yapan, ya da yerleşik olduğu ABD başkentinden, "Darbe ihtimali tartışılıyor" mesajlı yazılar yazanlar vardı... Şimdi ise ABD'den çok farklı mesajlar geliyor... Yoksa, unuttunuz mu? "Unuttum" diyen çıkarsa darılırım. Üç ay önce Türkiye gündemi günler ve günler boyu bu konuyla doluydu. Benim de kıyısından katıldığım bir tartışmaydı bu. Bayağı gürültü koptuğunu hatırlayacaksınız... Yasemin Çongar yıllardır Türk-Amerikan ilişkilerini Washington'dan izler. Bu konuda bilinmesi gerekenlerin onun kaleminden ülkemize yansıdığını kabul edebiliriz. ABD başkentinde gecesi-gündüzü Türkiye olan Amerikalıların onunla teklifsiz konuştuklarını düşünmemiz de yanlış olmaz. Bu da, yazdıklarının dikkatle okunmasını gerektirir. Tam da 12 Eylül (2005) günü '25 Yıl Sonra Benzer Sorular' başlığı altında şunları yazmıştı Milliyet yazarı: "Son aylarda Washington'da, 'Türkiye'de yeniden bir askeri müdahale mümkün mü' sorusunu çeşitli ortamlarda dillendiren ABD'li yetkililere tanık oldum. / Son haftalarda Washington'da, 'Türkiye'deki gidişin sonu askeri darbe' diyebilen yönetimden bağımsız analistler dinledim. / Son günlerde Washington'da, 'ABD'nin çıkarları, Türkiye ile hükümetten hükümete bir ilişki yerine, devletten devlete ilişkiyi geliştirmektedir. Askeri ve sivil bürokrasiyle işi götürmektir' öğüdünü veren Türkiye uzmanları var." Yazıda, "Bunlar ABD yönetiminin düşüncesini veya beklentisini yansıtmıyor" uyarısı da bulunuyor, ama sonra sanki o uyarı yapılmamış gibi surata patlayan şu satırlar geliyor: "Ancak bence, ABD yetkililerinin Türkiye'deki gidişat konusunda yaptıkları fikir egzersizinin genişliğini yansıtan 'Yeniden darbe olabilir mi' sorusu önemli. / Gözlemlerim, Washington'daki yetkililerin bu sorunun yanıtının 'olumsuz' olmasını açık ve tereddütsüz biçimde istedikleri yönünde. Ama soru etrafında nabız tutma ihtiyacı duymaları bile başlı başına bir gösterge." Bu yazıdan üç ay kadar önce (8 Haziran 2005), Başbakan Tayyip Erdoğan'la birlikte Washington'da bulunan Mehmet Ali Birand'ın gazetesine geçtiği yazının başlığını da hatırlatayım isterseniz: "ABD, AKP'yi silmek üzere..." "Bu hükümeti çok hafife alıyorsunuz, efendiler" dememin sebebini herhalde anladınız. Mehmet Ali Birand'ı bilmem, ama Yasemin Çongar şimdilerde çok farklı şeyler yazıyor Washington'dan... Önceki gün Milliyet'te çıkan yazısından ilgili bölümü okuyalım: "Evet, AKP ile kan uyuşmazlığı yaşayan, Erdoğan hükümeti üzerinde arzuladığı nüfuzu kuramayan ya da bu hükümetin Türkiye'yi er geç İslamcı bir rejime sürüklemesinden çekinen birileri ABD'de var. Evet, bu birilerinin, Türkiye'de de AKP'ye benzer bakan ve belki de yeni bir 28 Şubat arayışındaki başka birileriyle teması olabilir. Ve evet, yine bu birilerinin, Bush yönetiminin bazı mensuplarıyla siyasi ve kişisel yakınlığı bulunabilir. / Ama bütün bunları, 'Tamam işte! Washington, AKP'ye karşı askeri girişim arayışında' diye okumak devasa bir hata olur. Böyle bir ihtiyatsız genelleme, olsa olsa, birilerinin yaratmak istediği havaya hizmet eder." Bu satırların yazılmasına sebep olan, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın Washington'a yaptığı gezi... Birileri, o geziye, Org. Büyükanıt'ın aklından geçmeyen anlamlar yüklemişlerdi. Washington'daki Türk gazeteciler de o 'birileri'nin etkisiyle, daha başlamadan, gezinin sonucu üzerinde spekülasyon yapmaya başlamışlardı. Sanırım, Org. Büyükanıt'ın ölçülü tavrı, yaptığı konuşmalara ve verdiği cevaplara yansıttığı titizlik o birilerini hayal kırıklığına uğrattı... İleride bugünleri yazacak olanlar açısından bu üç-beş aylık dönemin mercek altına alınmayı hak eden ayrı bir önemi var. Önceki gün, ABD'nin Ankara'ya yeni atadığı büyükelçi Ross Wilson'la aynı mekânı paylaştım. Onun Türkiye'ye yaklaşımı herhalde Washington'un gerçek havasını yansıtıyor. Wilson'un konuşması Hürriyet yazarı Gila Benmayor üzerinde şu ilk izlenimi yapmış: "Ross, ABD'nin bir önceki elçisi Eric Edelman'a göre çok daha temkinli." Yazının sonunda, "Bence en anlamlı olan mesaj" diye şu sözlerini yansıtıyor büyükelçinin: "Buraya öğrenmek, sizleri dinlemek için geldim. Sokaktaki insana kulak vermek istiyorum. Duyduklarımı da Washington'a ileteceğim'... / Ross Wilson'ın bu sözleri Bush Yönetimi'nde bir tutum değişikliğinin göstergesi olabilir mi?" Ben uyarımı yaptım, ama yine de siz siz olun ve ihtiyatı elden bırakmayın...
|
![]()
| ||||||||||||||
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
| Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |