AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Deniz Baykal İngiliz İşçi Partisi yetkililerine ne diyecekti?

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal geçtiğimiz çarşamba günü Londra'ya geldi. Oradan da Londra'nın güneyinde bir kıyı şehri olan Brighton'a gitti ve devam etmekte olan İngiliz İşçi Partisi'nin yıllık kurultayını bir süre izledi.

İngiliz İşçi Partisi yetkililerinin muhtemelen onun gelişinden haberleri bile olmadı.

Nitekim Baykal toplantıyı protokol bölümünden değil, dinleyicilere ayrılan sıralardan izledi. Resmen davetli değildi.

Olması için de bir neden yoktu aslına bakılırsa.

Çünkü, artık herkesin bildiği bir şeyi, yani CHP'nin, Türkiye'deki radikal milliyetçi çizgideki MHP'nin de sağında bir parti olduğu gerçeğini İngiliz İşçi Partisi yetkilileri de biliyordu.

CHP ismen sosyal demokrat bir partiydi ama, artık ne sosyalliği ne de demokratlığı kalmıştı.

Son seçimlerden sonra Deniz Baykal ana muhalefet görevini yerine getireceğine, zamanını parti içi muhaliflerini tasfiye etmek için harcayarak, açıkça gerilim ve demokrasi dışı hedeflere oynamaya başlamıştı.

Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda MHP ile aynı çizgiye gelmişti.

CHP, savrulduğu yeni noktanın da gereği olarak hükümetin demokratikleşme çabalarına karşı çıkmış ve Kürt meselesinde MHP'den daha şahin bir role soyunmuştu.

Deniz Baykal, geleneksel olarak, "Baykal'a rağmen" gözü kapalı CHP'ye oy veren Kemalist seçmenlein bile tepkisi çekecek kadar sağa kaymakla suçlanır olmuştu.

Tabanını yitirdikçe demokrasiden ve demokratik değerlerden uzaklaşıyordu.

Sosyal demokrasiden uzaklaşalı ise çok olmuştu. Belki de Baykal hiç sosyal demokrat olmamıştı. CHP'li olmuştu ama, sosyal demokrat olmuş muydu?.

Onu Mülkiye'de hocalığımı yaptığı dönemden bu yana tanıyan biri olarak ben bile hatırlamıyorum.

Sosyal demokrat olmasa bile, hatırladığım kadarıyla hocalığı döneminde demokrat bir kişiliği vardı.

Baykal, kendi partililerinin de gayet iyi bildiği gibi, demokratlıkla çoktandır ilişkisini kesmiş bulunuyordu.

Dolayısıyla ve mantıken İngiliz İşçi Partisi'nin Baykal'ı resmen kongresine çağırması beklenemezdi.

Üstelik de Baykal çağırılsaydı bile, Türkiye'nin AB içindeki en etkin destekçilerinden olan ve Türkiye'nin müzakerelere başlayabilmesi için yoğun çaba harcayan İngiliz İşçi Partisi yetkililerine ne diyecekti?

"Arkadaşlar, Türkiye'nin müzakerelere başlaması için boşuna uğraşmayın, tam üyelik için de çaba harcamayın, biz sosyal demokratlar (!) olarak Türkiye'nin AB'ye girmesine karşıyız"

Hoppala, İngilizler bu işe ne derlerdi acaba?

Baykal'ı Londra'ya, İşçi Partisi üyesi olan birkaç Türk politikacı çağırmıştı.

İçlerinde İşçi Partisi içinde kariyerini yükseltmek isteyen ve milletvekili olmayı hedefleyenlerin de bulunduğu ve kendilerini 'sol' olarak nitelendiren birkaç politikacı...

Politik kariyerlerine belki destek olabilir düşüncesiyle olsa gerek, İşçi Partisi üyesi olarak Baykal'ı davet etmişler ve onun Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki fikirlerini dinlemek istemişlerdi.

Baykal için bir de panel düzenlemişlerdi. Panel "Avrupa neden Türkiye'ye hayır diyemez?" başlığını taşıyordu. Panelin düzenleyicisi ve yöneticisi, İşçi Partisi'nin son seçimlerde milletvekili adayı olan Ayfer Orhan idi.

Davet edenler belki de kendilerini CHP'li hissettikleri için Baykal'ı davet etmişlerdi. Ya da AB konusunda Baykal'la aynı düşünceleri paylaşıyorlardı.... Olabilir.

Yalnız, hakikaten bu davetin kariyerlerine katkı yapacağını ya da prestijlerini arttıracağını düşünmüşlerse büyük bir politik hata yapmış olmalıydılar...

Bu davet olsa olsa onların kariyerlerinde ve imajlarında zedelenmelere neden olmuş olabilir. Ben olsam, eğer asgari demokrat bir insansam ve hele sosyal demokratsam, Baykal'ı davet eden bir İşçi Partiliye pek olumlu gözle bakmazdım. Hatta oy da vermezdim mesela...

Daveti yapanlar sonra da Baykal'ı kongreye, Brighton'a götürüp, dinleyici sıralarından bir süre kongreyi izlettirip geri getirmişler. Akşam da, Londra'da görev yapan bazı basın mensuplarının ve yerel gazetecilerin de çağrıldığı bir yemek vermişler.

Yemek sırasında Baykal'ın gazetecilerin sorularına da cevap vereceği söylenmiş ama bu gerçekleşememiş. Gazeteci arkadaşlarımızın bazılarından öğrendiğime göre, kendisine pek de hoş olmayan sorular yöneltileceği anlaşılınca bu soru cevap faslından vazgeçilmiş. Mesela, bu toplantıya katılan işadamı ve aynı zamanda Londra merkezli internet gazetesi Açık Gazete'nin de yazarlarından Ziya Akşahin, bu nedenle sormak istediği soruları soramamış.

Deniz Baykal da bir süre sonra yorgun olduğunu söyleyerek Ayfer Orhan'la birlikte restorandan ayrılmış. Ziya Akşahin orada dile getiremediklerini daha sonra Açık Gazete'deki sütünunda yayınladı. ( www.acikgazete.com)

Çok eski bir CHP'li olduğunu vurgulayan Akşahin yazısında özetle CHP'nin gidişatını ve Baykal'ın tutumunu eleştiriyor ve CHP'nin yapılacak ilk seçimde barajı aşamayacağını söylüyor.

Bunu pekçok kişi söylüyor ama, galiba Baykal'ın seçim hesaplarıyla artık bir ilgisi kalmadı.

Bu durumda seçim hesaplarıyla ilgisi kalmayan bir siyasetçinin bir sosyal demokrat forumda ne işi olabilir?


3 Ekim 2005
Pazartesi
 
KORAY DÜZGÖREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya
| Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık
| Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED