AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
İnadına üye olacağız

3 Ekim'i yorumlamak için 17 Aralık'ı yeniden hatırlamakta yarar var. 17 Aralık AB zirvesinde hangi karar çıkmıştı?

Cumartesi gecesi Başbakan Erdoğan'ı arayan BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın da 17 Aralık ve Haziran zirvelerine dikkat çekmesi önemlidir. Tabii öncelikle BM Genel Sekreteri'nin böyle kritik bir günde Erdoğan'ı arayarak, Türkiye'nin arkasında durduğunu göstermesi, bu meseleyi kendine dert edindiğini hissettirmesi başlı başına kayda değerdir. Annan, "17 Aralık'ta Türkiye'ye kesin bir tarih verilmiştir ve Türkiye üzerine düşenleri yapmıştır" diyerek müzakerelerin 3 Ekim'de başlaması gerektiğini vurgulamıştır.

17 Aralık'ta iki önemli karar alınmıştır:

1. Müzakereler 3 Ekim'de başlayacaktır.

2. Müzakerelerin hedefi tam üyeliktir.

Müzakerelerin başlaması için net bir tarih verilmesi Türkiye'nin ısrar ettiği konuların başındaydı. Yani başlama için "ikinci bir karara gerek olmaması", "gecikmeksizin başlar" gibi muğlak ifadelere yer verilmemesi, somut bir tarih zikredilmesi… Böyle de oldu, AB "3 Ekim'de müzakereler başlayacaktır" dedi.

İkincisi hedefin tam üyelik olduğu vurgulandı. Bu hedefin sulandırılması ya da değiştirilmesi Türkiye'nin kabul edemeyeceği kırmızı çizgilerden biridir. Bu yüzden Avusturya'nın gündeme getirdiği "imtiyazlı ortaklık" meselesi zamanı geçmiş bir tartışmadır. 17 Aralık zirve metninin 23. maddesinde "Müzakerelerin ortak hedefi katılımdır" denerek, AB kendisini bağlamıştır. Avusturya'nın o günlerdeki çabaları da netice vermemiştir, bugün hâlâ aynı kavgayı vermesi yakışıksız bir durumdur.

17 Aralık'ta olumsuz görülen hususların başında Kıbrıs paragrafı geliyordu. Her ne kadar hükümetin bastırmasıyla Türkiye'nin söylemi de metne eklenmişti ama yine de herkesin kanaati 3 Ekim'e kadar tanıma baskısının Türkiye'yi bunaltacağı ve müzakerelerin başlamasını engelleyeceği şeklindeydi. Bugün gelinen nokta o günkü olumsuz beklentilerin çok gerisindedir. Türkiye "tanıma" baskısını yine savuşturmuştur. Gümrük Birliği Ek Protokolünün imzalamasının tanıma anlamına gelmeyeceğini Güney Kıbrıs dahil herkes kabullenmiştir.

Zirvede alınan kararların olumsuz yönlerinden biri de müzakerelerin açık uclu olduğunun ve üyelik garantisi verilmediğinin yazılı olarak belirtilmesidir.

Müzakere Çerçeve Belgesi'nde bu olumsuzluğun tekrar edilmesi sürpriz olmaz. Türkiye'nin gereken şartları yerine getirmediği takdirde sürecin uzayacağı ve müzakerelerin mutlaka üyelikle sonuçlanmasının gerekmediği türünden bazı ifadelerin araya sıkıştırılması kimseyi şaşırtmaz.

Bu ifadeler AB'nin kötü niyetini yansıtan ifadelerdir. Avusturya'nın baskısı sonucu bu ifadenin biraz daha genişletilerek yazılma ihtimali de kuvvetle muhtemeldir.

AB üyesi ülkeler Avusturya'nın "imtiyazlı ortaklık" baskısını bu ifadeler yerine daha muğlak ifadeler kullanarak aşmaya çalışacaklardır.

Müzakere Çerçeve Belgesi'nde köşeli ifadelerin olması Türkiye açısından kabul edilmezdir. "Tanıma" ve "imtiyazlı ortaklık" gibi köşeli ifadeler yerine herkesin kendine göre yorumlayacağı ifadelerle işi geçiştireceklerdir.

25 ülkenin bir konuda uzlaşması ancak böyle muğlak bir çizgiye işi getirerek olabilir zaten.

Türkiye de sonuçtan memnun olur, diğerleri de…

Türkiye'nin 17 Aralık kararlarının gerisine düşmek istememesi son derece doğaldır. AB hiç değilse 17 Aralık'taki duruşunu sürdürme dirayetini ve olgunluğunu gösterebilmelidir.

Türkiye için bugün tarihi bir gündür.

Ermenilerin sponsoru olan Fransızların, dini ayrımcılıkla yoğrulan Alman Hıristiyan Demokratların, hâlâ Viyana kuşatması sendromundan kurtulamayan Avusturyalıların, 600 bin nüfusuyla Birliğin karar mekanizmalarını tıkama şımarıklığını sürdüren Güney Kıbrıslı Rumların inadına Türkiye üyelik ısrarını sürdürmeli ve müzakerelere başlamalıdır.

Türkiye istenmediği yerde durmayacak onura sahip bir ülkedir. Ama 25 üyenin çoğunun destek verdiği bir durumda birkaç ülkenin düşmanca çıkışlarına da pabuç bırakmayacak cesamete sahip bir ülkedir de aynı zamanda.

4 Ekim bu ülkelerin yüzünün kızardığı bir gün olacaktır.


3 Ekim 2005
Pazartesi
 
YASİN DOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya
| Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık
| Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED