|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
hiç konuşulmadı Mevcut vatandaşlık tanımının toplumu parçalara böldüğünü söyleyen Başörtüsü/Türban kitabının yazarı Murat Aksoy, başörtüsü özgürlüğü siyasi olarak talep edilmeli, diyor.
Türkiye'nin son 20-25 yılına damgasını vuran, yasaklar nedeniyle sorunlaşan, işin içine kamusal alanın da girmesiyle iyice içinden çıkılmaz hale getirilen başörtüsü/türban tartışmaları yeni bir kitaba daha konu oldu. Murat Aksoy'un Ferhat Kentel'in danışmanlığında hazırladığı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İnsan Hakları Hukuku Bölümü'nce kabul edilen yüksek lisans tezinden kitaplaştırılan 'Başörtüsü / Türban', Kitap Yayınevi'nden çıktı. 'Batılılaşma-Modernleşme, Laiklik ve Örtünme' alt başlıklı kitabın yazarı Aksoy, bu alanda çalışma düşüncesinin 1999 yılında, Fazilet Partisi milletvekili Merve Kavakçı'nın yemin etmek için Meclis'e gelmesiyle yaşananların ardından doğduğunu söylüyor. Aksoy o dönemde, Kavakçı'nın haklarının korunması gerektiğini savunan sivil insiyatif grubunun içinde yer alır. Kavakçı özelinde hak ve özgürlükleri ihlal edilen tüm insanlara siyasi destek sağlamayı hedeflediğini anlatan, birbirlerinden farklı olduklarının bilincindeki farklı toplum kesimlerinin farklılıklarını koruyarak bir arada yaşayabilmesi gerektiğinin altını çizen Murat Aksoy, "Hem Batıda, hem de Türkiye'de başörtüsü konusunda yaşanan tıkanıklık, bu coğrafyalardaki vatandaşlık ve kimlik tanımlarının dayandığı zihniyetlerin yaşananlara cevap verememesinden kaynaklanıyor" diyor. Başörtüsü özgürlüğünü talep etmenin siyasi bir talep olduğunun altını kuvvetle çizen, konunun bugüne kadar hukuki, tarihi ve sosyolojik olarak tartışıldığını ama zannedilenin aksine siyasi olarak hiç tartışılmadığını vurgulayan Aksoy, şunları söylüyor: "Yasaklar nedeniyle engellenen başörtülü arkadaşlar siyasi müttefiklerini kendileri yaratmalılar. Bu müttefikin de, temel eksenini mağdurun, mazlumun hakkını korumak olarak belirleyen, kendini solda tanımlayan, evrensel anlamda sol bir parti olması gerekiyor. Bizde partilerin siyasi yelpazeye dağılımı ve algılanışında bir kayma var. O yüzden mevcut partiler içinde söylem ve eylem olarak evrensel sola en yakın parti AK Parti. Ama algılanışı farklı. AB'ne üyelik süreci evrensel anlamda gerçek bir sol partinin kurulmasını da, türban sorununun çözümünü de kolaylaştıracaktır." Türban / başörtüsü konusunun yıllardır gündemde olmasına rağmen henüz siyasi açıdan konuşulmadığını söyleyen Murat Aksoy, tartışmanın taraflarının konuyu, diğer tarafı dinlemeden, bulunduğu kesimin ezberiyle konuştuğunu, bunun da diyalogu engellediğini hatırlatıyor. 1989 yılında başörtüsü yasaklarını protesto etmek amacıyla solcu ve başörtülü öğrencilerin Beyazıt'ta birlikte yaptıkları eylemin çok daha etkili olduğunu hatırlatarak, bu ülkede sorunların aşılmasının Kürt-Türk, Alevi-Sünni, ilerici-gerici gibi ikincil anlamdaki karşıtlıkların aşılmasıyla mümkün olacağını belirtiyor. Vatandaş tanımı değişmeli
Meseleyi kavramsal olarak tarihi, hukuki ve siyasi alanlarda tartışan Murat Aksoy, çalışmasının sonunda şu hükme varıyor: "Önümüzdeki dönemde başörtüsü konusunda bir çözüm üretilecekse, bu, Cumhuriyetin kuruluşu ile tanımlanmış olan vatandaşlık anlayışının yeniden biçimlenmesiyle olacaktır. Bu ise siyasal bir projedir ve tepeden inme bir modernlik projesinin değil, tüm vatandaşların kendilerini ifade edebildikleri bir sürecin son durağı olmalıdır."
|
|
|
![]() |
|
|
|
|