|
|
|
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
|
|
|
|
Zalim farklı, feryat aynı
KÅMİL BÜYÜKER
Dünün ve bugünün Irak halkının ızdırabını, feryadlarını dile getiren "Uzun Gecelerin Feryadı: Irak" isimli eser Ufuk Kitapları arasından çıktı. Kendisi de bir Iraklı olan ve İstanbul'da ikamet eden Edip İbrahim Debbağ tarafından kaleme alınan kitap, sayfalara sığmayacak ızdırapları, çekilen sıkıntıları, meşakkatleri tarihe kayıt düşmek adına özetliyor. Orijinal adı, "sarâhun fî leylin tavîl" olan eser, yazarın akıcı üslubuyla hadiselerin içinde ve hadiseleri yaşarcasına sizi Irak'ta feryadların yükseldiği evlere misafir ediyor. Iraklı kadınların hikayesi Kitap, Cüneydi Bağdadi Hazretleri'nin manevi huzurunda gözü yaşlı, eli tesbihli Hamide teyzeyi, kocası şehid olmuş Selime'yi, ruhu tertemiz ama bedeni vahşetin gölgesinde kirletilmiş Zekiye'yi ve onların bitmeyen ve sancılı geçen gecelerinin hikayesini anlatıyor. Kitabın kahramanlarından Selime'nin kelimeleriyle nakledilen sözler Irak halkının durumunu özetler nitelikte: "Bütün dünyada bizim durumumuzda olan hiçbir millet yok. Ülkemiz gibi gasp edilmiş bir ülke, yönetimimiz gibi gasp edilmiş bir yönetim, halkımız gibi gasp edilmiş bir halk gördün mü dünyada? Bu memlekette her şey gasp edilmiş. Zulümle, demirle, ateşle, tankla topla geldiler; yine ancak demirle, zulümle, ateşle, tankla, topla gönderilirler bunlar." (s.43) Köpeği aç bırak... Saddam'ın akıl almaz zulümlerine maruz kalan Irak halkı, ağıtlarını ve feryatlarını da kimseye duyuramamış. Saddam'ın insanlarına nasıl hükmettiği ve insanlarını nasıl aşağıladığını gösterir şu cümleler de okuyanı hayretler içerisinde bırakıyor: "Saddam'a "Bir başına bu zor güdülen halkı nasıl idare ediyorsun?" diye soruldu. Saddam cevap verdi: "Yalnız ben, ben tek başıma onu nasıl idare edeceğimi gayet iyi bilirim. 'Köpeğini aç bırak, peşinden gelir' felsefesiyle yönetiyorum." (s.48)
Nihayet bombaların hiç susmadığı, korkulu gecelerin hiç bitmediği, erkeklerin kaderinde hep meçhul ve sebepsiz ölümlerin olduğu ve çocukların, annesiz, babasız ve oyuncaksız bırakıldığı bir ülkede yani Irak'ta felaket ve acı yine hep kol geziyor. Yazar kitabının tetimmesinde, Iraklının kaderinin bugün de değişmediğini otuzbeş yıldır esarette kıvranan bir halkın bugün de Felluce'de, Necef'de, Telafer'de, Ebu Gureyb Hapishanesi'nde yaşadıklarıyla sanki o kalp gözü açık Hamide teyzenin söylediklerini çağrıştırdığını söylüyor: "Gelecekteki daha da büyük olacak." Tüm olup bitenlere rağmen yazar, eserini, "Kudreti Sonsuz" olana sığınmayla tamamlıyor.
|
|
|
![]() |
|
|
|
|