AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Raporumu arzımdır

Bir bu eksikti. Washington’a geleceğim ve “Hey, orada ne oluyor?” sorusuna ABD’deki gelişmelerden cevap aramayacağım da Türkiye’den yönlendirilen “ABD Türkiye’de darbe mi istiyor?” sorusuna muhatap olacağım... Kırk yıl düşünsem böyle bir ihtimal aklıma gelmezdi.

İki günlük izlenim sonucunu bir cümleyle özetleyeyim... Hayır, ABD Türkiye’de darbe istemiyor... Ancak, ABD’de Türkiye adı geçtiğinde ‘darbe’ sözcüğünü telâffuz edenler var. Bunların kim olduğuna ve neden böyle davrandıklarına değineceğim, ama az sonra...

Konu Türkiye’nin gündemine Milliyet’in Washington temsilcisi Yasemin Çongar’ın son yazısı ile girdi. Mâlum, pazartesi 12 Eylül’ün 25. yıldönümüdü ve Çongar, yazısına, “25 yıl sonra benzer sorular” başlığını uygun görmüştü. Yazının en kritik cümlelerini aktarayım: “Son aylarda Washington'da, ‘Türkiye'de yeniden bir askeri müdahale mümkün mü’ sorusunu çeşitli ortamlarda dillendiren ABD'li yetkililere tanık oldum. / Son haftalarda Washington'da, ‘Türkiye'deki gidişin sonu askeri darbe’ diyebilen yönetimden bağımsız analistler dinledim. / Son günlerde Washington'da, ‘ABD'nin çıkarları, Türkiye ile hükümetten hükümete bir ilişki yerine, devletten devlete ilişkiyi geliştirmektedir. Askeri ve sivil bürokrasiyle işi götürmektir’ öğüdünü veren Türkiye uzmanları var.”

Bu gelişmenin en çarpıcı yönüşu: Aynı yazar, sadece 15 gün önce, “Erdoğan’ın ABD’deki imajı düzeliyor” başlıklı bir yazıya imza atmıştı. O yazının en kritik bölümü bir ABD yetkilisinin şu sözleriydi: “ABD Dışişleri'nin Avrupa İşlerinden Sorumlu Müsteşarı Dan Fried, geçen salı, benim de aralarında olduğum bir grup Avrupalı gazeteciye şunları söyledi: / “Türkiye, demokratik dönüşüm sürecinin ortasında. (Artık) çok daha özgür, çok daha demokratik bir ülke. Türkiye'de, demokratik ilkelere uyma suretiyle, ülkenin Avrupa'ya katılım hevesini hayata geçirmeye kararlı liderler var. Bu, son derece umut vericidir."

15 gün önce, ismini verdiği Amerikalı yetkiliye dayanarak Tayyip Erdoğan’ın ‘imaj’ düzelmesi yaşadığını ilân eden gazeteci, şimdi ‘anonim’ kaynaklar üzerinden, “Washington Türkiye’de darbe ihtimalini tartışıyor” sonucunu çıkarmaya yarayacak bir yazı yazarsa elbet bunun etkisi olur...

Nitekim oldu da. ‘Olağan şüpheliler’ derhal köşelerini koroya dönüştürdüler. Tek örnek herhalde yeterli. Alıntı, Hürriyet’in ‘başyazı’ sütunundan. “Doğrusu bu gamsız, bu umursamaz tavırlar, ‘Acaba olayların daha da yaygınlaşıp başedilmez hale gelmesinden sonra uygulamayı düşündükleri bir senaryo mu var?’ diye düşünmeye zorluyor bizi... / Bu düşünce, 25 yıl önceki askeri müdahaleyi gerçekleştirenlerin ağızlarından duyduğumuz, ‘Bir aşamadan sonra, müdahalenin gerçekleşmesi için kamuoyunun olgunlaşmasını bekledik’ şeklindeki itiraf yüzünden aklımıza geliyor da olabilir. Keza bu düşünce tamamen yersiz de sayılabilir. / Ama bir gerçek var ki, Türkiye bu vurdumduymazlığın bedelini ağır şekilde ödeyebileceği günlere doğru sürüklenmektedir.”

Dün başka gazetelerde de ‘darbe’ ihtimalini gündeme getiren yazılar çıktı. Şemaet tellâlları yine devrede, besbelli. Eh, ben de Washington’dayım ve kaynaklara doğrudan ulaşamasam da onlarla muhabbeti olanlarla konuşabilecek durumdayım. Her adım başında ya Türkiye’yi ilgi alanı seçmiş bir Amerikalı ile karşılaşıyorum, ya da Türkiye konulu araştırmalar yürüten bizimkileri görüyorum. Dolayısıyla “Ne oluyor?” sorunuzu onlara yöneltme fırsatı buldum...

Olan şu: ABD yönetimi Türkiye’nin demokratik çizgisinin kesilmesini istemiyor, böyle bir ihtimali düşünmüyor bile. AB üyeliği yolunda ilerleyen, sorunlarını çözmüş bir Türkiye’nin dünyanın istikrarına katkısının müthiş farkında. Dahası, Orta Doğu’ya ‘demokrasi’ şırınga etmeye çalışan Amerika’nın, en uzun süreli demokrasi tecrübesi olan bir ülkede ‘askerî yönetim’ istemesi düşünülebilir mi?

Ancak, bu, “ABD’de ağzına acı biber sürülmesi gerekecek kişi yok” anlamına gelmiyor. Maalesef var. Bu kişiler geçmişte Türkiye ile ilgili önemli görevlerde bulunurken, ülkeleri yöneticilerine, “Merak etmeyin, Türkiye istediğimiz gibi hareket edecek, askerlerimizin topraklarında konuşlanmasına, çevre ülkelere savaşımızda üs olarak kullanılmaya izin verecek” teminatını sunmuşlardı. Bazıları, 1 Mart 2003’ten sonra görev üstlendiler, ama ‘yeni Türkiye’nin başına buyrukluğunu hazmedemediler... İktidara yüklenirken CHP’yi harcamalarının sebebi de bu.

İşte, bu bir-iki Amerikalı, bulundukları yerlerde felâket senaryolarını dillendiriyorlar. Bunların Türkiye’de de uzantıları var ve onlar da kahve dövücünün hınk deyicisi gibi davranıyorlar...

15 günde “Erdoğan’ın imajı sağlam” noktasından “Darbe konuşuluyor” noktasına gelinmesinin de bir izahı var: Yeni açıklamayı tetikleyen Milliyet yazarının ilk yazısı oldu. İktidarın imajının düzelmesine tahammül edemeyenlerin saldırısı bu...

Arzederim.


14 Eylül 2005
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED