GÜLDEN TÜMER / İSTANBUL
Ermeni Patriği 2. Mesrob Matufyan'ın 'acil din görevlisine ihtiyacımız var' diyerek İstanbul'daki devlet üniversitelerinden birinde teoloji kürsüsü kurulması için talepte bulunması ilahiyatçıları böldü. İlahiyatçılar, Türkiye'de yaşayan Müslüman olmayan vatandaşların dini ihtiyaçlarının gözardı edilemeyeceği konusunda birleşirken, 'İlahiyat fakültelerinde teoloji kürsüsü kurulsun' önerisine ise kimileri 'olur' derken kimileri 'yüksekokul ya da fakülte' önerisi getirdi.

İhtiyaç duyulan hristiyan din görevlilerinin ilahiyat fakülteleri bünyesinde eğitilmesinin doğru olmayacağını vurgulayan Mesrob II, bu konuda "Bu durum Vatikan'da imam yetiştirmeye benzer" şeklinde bir açıklama yapmıştı.

Ders verebilirim

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, bu eğitimin İlahiyat fakültelerinde verilmesi yerine, farklı çözümler getirilmesi gerektiğini belirterek "Bir üniversiteye bağlı fakülte açılması da yeterli görünmüyor. Yüksek okul veya araştırma kurumu gibi yollar denenirse daha sağlıklı olur" şeklinde konuştu. Karlığa, "Açılacak eğitim kurumlarında Türk ve yabancı eğitmenler görev yapabilir. Gerekirse ben de ders veririm" dedi.

Eğitim ilahiyatlarda verilmeli

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Ana Bilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi Dr. İsmail Taşpınar, bu eğitimin, ilahiyat fakülteleri bünyesinde verilebileceğini söyledi. "Ülkemizde din eğitimi yapılacaksa ilahiyat fakültelerinde yapılır" diyen Taşpınar şöyle konuştu; "İşin bilimsel boyutuyla ilgili yeterli altyapısı olan öğretim görevlilerimiz mevcut. Ayrıca biz de bu konularda dünyada hangi kaynaklar okunuyorsa onları okuyoruz."

Dinlerini kendi kurumlarında öğrensinler

Bilgi Üniversitesi Hukuk Felsefesi Bölümünde Öğretim Görevlisi ve aynı zamanda Kültürlerarası Diyalog Platformu Başkanı Prof. Dr. Niyazi Öktem, Avrupa Birliği normları içerisinde her dinin kendi eğitimini kendi kurumlarında yapma hakkı olduğunu belirtti. Bu eğitimin ülkemizde YÖK'e bağlı özel bir üniversitede verilmesinin daha doğru olacağını ifade eden Öktem, "Çünkü bu çok özel bir durum. Hristiyan din görevlilerini devletin yetiştirmesi, işin mahiyetinde çelişki yaratır" şeklinde konuştu.

PROF. DR. BEKİR KARLIĞA:

"Hristiyan din adamlarının eğitimi için ilahiyat fakülteleri yerine farklı çözümler üretilmeli. Yüksek okul veya araştırma kurumu gibi yollar denenirse daha sağlıklı olur."

PROF. DR. NİYAZİ ÖKTEM:

"Bu eğitimin ülkemizde YÖK'e bağlı özel bir üniversitede verilmesi doğru olur. Çünkü bu çok özel bir durum. Hristiyan din görevlilerini devletin yetiştirmesi, işin mahiyetinde çelişki yaratır."