AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
P O L İ T İ K A
Türkiye'nin üyeliği AP'yi böldü

AP'de, Hıristiyan Demokratlar ile Sosyalistler ve Yeşiller arasında yaşanan sert tartışmaların ardından ek protokol oylanması ertelendi. Olli Rehn, AB'nin istikrarlı bir Türkiye'ye ihtiyacı olduğunun altını çizdi.

Türkiye'ye karşı açıklamalar yapan Hıristiyan Demokrat lideri Poettering'e Sosyalist ve Yeşiller tepki gösterdi. Sosyalist lider Schultz, "Türkiye'yi Müslüman diye mi almak istemiyorsunuz'' diye çıkıştı.

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda dün onaylanması beklenen Türkiye'nin imzaladığı Gümrük Birliği ek protokol oylaması, ertelendi. AP'de, Hıristiyan Demokrat üyelerle Sosyalist üyeler arasında sert tartışmalar yaşandı. Hıristiyan Demokratların ileri sürdüğü "imtiyazlı ortaklık" önerisi rafa kaldırılırken, Sosyalist Grup lideri Martin Schultz'un, "Türkiye'yi Müslüman diye mi almak istemiyorsunuz?" şeklindeki çıkışı, AP'de tansiyonu iyice yükseltti.

Berivan Oruçoğlu
Strasbourg

AB- Türkiye müzakerelerinin başlayacağı 3 Ekim'e 5 gün kala AP, Türkiye ile ilgili sert tartışmalara sahne oldu. AB dönem başkanı İngiltere'nin Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı Douglas Alexander, Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin başlaması için üstüne düşen bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini söyledi.

Deklarasyon ayrı protokol ayrı

Aexander, Türkiye'nin üyeliğinin AB'nin istikrarı ve güvenliği için kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Türkiye'nin AB sürecinin İslam ve demokrasinin zıt kavramlar olmadığını göstereceğini vurgulayan AB Bakanı, sürecin Ege ve Kıbrıs sorunlarındaki gerginliği azaltacağını ifade etti. "Türkiye süreci tamamladığında bambaşka bir Türkiye, AB de bugünkü AB olmayacak'' diyen İngiliz Bakan, yapılan reformlar sayesinde AB'nin Pazartesi günü kapılarını Ankara'ya açacağını belirtti.

Türkiye'ye ihtiyaç var

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ise, "AB'nin istikrarlı, demokratik ve refah seviyesi yüksek bir Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu" kaydetti. Rehn, Türkiye'de hükümetin son yıllarda önemli reformlar gerçekleştirdiğini belirtti. Rehn, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kürt sorunu ve Ermeni Konferansı ile ilgili tutumunu "tarihi bir adım" olarak değerlendirdi. Müzakerelerin temel hedefinin tam üyelik olduğunu ifade eden Rehn, müzakerelerin ilerlemesinin Türkiye'nin reform hızına bağlı olduğunu söyledi.

'Pamuk davasının anlamı'

Orhan Pamuk davasına da değinen Rehn, davanın Türkiye'deki reformcu ve muhafazakar kanatların kavgasını net olarak ortaya koyduğunu kaydetti. Türkiye'nin yayınladığı deklarasyonla AB'yi karşı deklarasyon yayınlamaya zorladığını belirten Rehn, "Ankara'ya yükümlülüklerini anımsatmak zorunda kaldık" dedi.

'Türkiye Müslüman diye mi...'

AP'deki en fazla sandalyeye sahip Hıristiyan Demokrat Grubu lideri, Türkiye karşıtlığıyla bilinen Hans- Gert Poettering'in, Ankara'nın tam üyelik perspektifine ilişkin aleyhte açıklamalarına, Sosyalist ve Yeşiller sert tepki gösterdi. Sosyalist Grup lideri Martin Schultz, "Eğer Türkiye'yi istemiyorsanız açık açık söyleyin, Türkiye'yi Müslüman diye mi almak istemiyorsunuz?'' dedi. AB'nin Türkiye'ye dürüst davranmasını isteyen Schultz, Türkiye'nin gümrük birliğini 25 ülkeyi kapsayacak şekilde yerine getirip getirmemesinin izlenmesi gerektiğini, müzakerelerin askıya alınmasını isteyeceklerini belirtti.

Irkçılık tartışması

Yeşillerin lideri Daniel Cohn-Bendit ise konuşmasında, "dini ve kültürel ırkçılık" yapılmaması gerektiğini söyledi. Hıristiyan Demokrat Grup temsilcileri, "ırkçılık yapılıyor" ifadelerini zabıtlardan çıkarılmasını istediler ancak Bendit öneriye karşı çıktı ve sözlerini geri almadı. Liberal Emma Bonino ise, son yılardaki gelişmelerle Türkiye'de önemli tabuların yıkıldığını söyledi.

'Üyelik yerine başka alternatifler'

Hıristiyan Demokrat Grup lideri Poettering, AB'nin Türkiye'nin üyeliğini hazmetme kapasitesi sahip olup olmadığına bakması gerektiğini belirterek, üyelik yerine diğer alternatiflerin düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Poettering, Türkiye'nin Rum kesini tanımasını ve gümrük birliğinin uygulanması sırasında bu ülkeye yönelik sınırlamaların kaldırılması gerektiğini öne sürdü.

KPK Eş-Başkanı Joost Lagendijk, AB'nin de Kıbrıs konusunda yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin, Gümrük Birliğini Rum Kesimini de kapsayacak şekilde uygulamasına ilişkin baskılara karşı çıkan Lagendijk, "Önce, Kıbrıslı Türklere ilişkin izolasyon kaldırılsın, sonra bunu Türklerden isteyelim" diye konuştu.

 Kıbrıs'ı beklerken Ermeni kararı çıktı
Türkiye, Kıbrıs konusunda çıkacak sorunlardan endişelenirken, AP, Fransız üyelerin önerisiyle sözde Ermeni soykırımını ön şart olarak Ankara'nın önüne koydu. AP Türkiye'yi AB'ye üyelik öncesinde Ermeni soykırımını tanımaya çağırarak tarihinin en sert çıkışlarından birini yaptı. Dün, Avrupa Parlamentosu'ndaki siyasi gruplar tarafından hazırlanan ve Türkiye ile ilgili müzakereleri 3 Ekim'de başlatmayı öngören karar tasarısı genel kurulda 356'ya 181 oyla kabul edildi. Bağlayıcılığı olmayan AP ortak kararında Ankara'yı en rahatsız eden ifadelerin başında ''Ermeni soykırımının tanınması Türkiye'nin üyeliği için önşarttır" cümlesi geldi. AP'nin bu kararları hukuki olmamakla beraber güçlü siyasi bir mesaj vermesi anlamında önem taşıyor. AP'de kabul edilen tasarının dikkat çeken unsurları ise şöyle:

  • Türkiye en kısa sürede Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanımalıdır.
  • Türkiye'nin AB'ye katılması için Ermeni soykırımını tanıması önşarttır.
  • Türkiye'nin ek protokolü onaylamaması müzakerelerin durmasına yolaçabilir.
  • Rum bandıralı gemi ve uçaklara Türk limanları açılmalıdır.
  • Türkiye Kıbrıs'tan askerlerini bir takvim çerçevesinde erken bir dönemde çekmelidir.
  • AB'nin hazmetme kapasitesi genişlemenin bir önşartıdır.
  • Orhan Pamuk'a karşı açılan dava endişe kaynağıdır.

     Onayın gecikmesi 3 Ekim'i engellemez
    AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AP'nin, Ek Protokol'ün onaylanmasını geciktirme kararının AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini 3 Ekim'de başlatmasına engel olmayacağını söyledi. Siyasi grupların bu yönde karar aldığını ifade eden Rehn, "Bu bir ret kararı değil, erteleme kararı" diye konuştu. Rehn, AP'nin ve TBMM'nin Ek Protokol'e en kısa zamanda onay vermesini beklediklerini söyledi. Bu arada, Rehn, AP Dışişleri Komisyonu Başkanı Elmar Brok'a, TBMM'de onaylanacak Ek Protokol ve Kıbrıs deklarasyonuna ilişkin mektup yazdı. Brok'un daha önce kendisine gönderdiği mektuba cevap veren Rehn, mektubunda, Ek Protokol ile Kıbrıs deklarasyonunun TBMM'de onaylanmasına ilişkin hükümetten bilgi isteyeceğini bildirdi. Rehn'in Brok'a gönderdiği mektubun içeriğinin Türk Dışişleri Bakanlığı'nın tepkisine yol açtığı belirtildi. Türk diplomatik kaynakları, Rehn'in mektubunun Hıristiyan Demokratların Ek Protokolün onaylanmasının geciktirilmesine ilişkin taleplerini "tetiklediği" yorumunu yaptılar.

     Lagendijk: AP'nin kararı provokasyon
    KPK Eş Başkanı Joost Lagendijk, AP'nin aldığı kararı provokasyon olarak nitelendirdi. Lagendijk, "Elmar Brok ve Hristiyon Demokratlarla onaylamanın ertelenmeyeceği konusunda anlaşmıştık. Kendimizi aldatılmış hissediyorum. Çok kızgınım. İç politika uğruna Türkiye'ye çok sert davrandılar. Bundan ne olacağıyla ilgili gerçekten herkesin kafası karışık" diye konuştu.

     Ankara Kıbrıs'ı BM'ye bırakmadan çözmeli
    Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Camille Eurlings, Türkiye'nin Kıbrıs Rum Yönetimi'ni bir an önce tanıması gerektiğini ve AB'nin Kıbrıs sorununu sadece BM'ye bırakmadan çözmesi gerektiğini savundu. Eurlings, Kıbrıs'a bir çözüm getirilmesi gerektiğini belirtti. Camille Eurlings, mümkün olduğu kadar çok yakın bir zaman içinde Türkiye'nin Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanıması gerektiğini kaydederek, şu görüşleri dile getirdi: "Bu meselelerin çok fazla beklemesi iyi olmaz. AB'nin 'Kıbrıs'ı BM'ye ve sadece BM'ye bırakmadan bu konuya birlik olarak bir çözüm getirmesi gerekiyor. Kıbrıs'la Ankara protokolü imzalandı. Ancak ortak çalışma olmaz diyor Türkiye. Bu durumda Ankara protokolünün, Gümrük Birliği'nin ne anlamı olabilir? Kıbrıs'tan gelen gemileri, uçakları durdururum dersen bu protokolün güvenirliği kalır mı? Bu konuda Türkiye'nin endişelerini anlıyoruz, ancak AB tarihinde böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyoruz. AB'ye aday olan ülkenin, tam üye olan bir ülkeyi tanımamasını ilk defa yaşıyoruz."

     3 Ekim sonrasının ilk krizi: Protokol
    AP'nin Gümrük Birliği Ek Protokolü'nü oylamasını ertelemesi, 3 Ekim sonrasının ilk krizi olarak yorumlandı Türkiye'nin 17 Aralık'ta yayınlayacağını tüm AB ülkelerine açıkladığı "Rumları tanımıyorum" deklarasyonu, onayda krize yol açtı. Hristiyan Demokratlar, Türkiye'nin protokolü imzalarken Rumları tanımadığını belirtmek üzere yayınladığı deklarasyonun anlaşmanın bir parçası olmadığını savunuyor ve protokolün TBMM'de deklarasyon olmaksızın onaylanmasını istiyor. Ancak diplomatik kaynaklar, deklarasyonun protokolün bir parçası olduğunda ısrar ederek, hükümetin protokolü Meclis'e deklarasyonla birlikte göndereceğini kaydettiler. Diplomatik kaynaklar, 3 Ekim'de müzakerelerin başlamasının ardından protokolün onay sürecinin sancılı geçeceğine işaret ederek, Hristiyan Demokratların konuyu ileride müzakereleri askıya almak için bahane edebileceğini belirttiler. Bu arada Avrupa Parlamentosu, Komisyon'dan, Türkiye'nin deklarasyonunun protokolün bir parçası olmadığı garantisini istedi. Olli Rehn, Türkiye'nin parlamenter bir sistem olduğunu anımsatıp, böyle bir garanti vermesinin mümkün olmadığını söyledi.

     Avusturya'nın Çerçeve'de Hırvatistan manevrası
    Bugün yapılacak COROPER toplantısında Türkiye'nin tam üyeliğiyle ilgili Çerçeve Belge ele alınacak. Genişleme sürecine Türkiye ile birlikte Hırvatistan'ı da dahil etmeye çalışan Avusturya da onayın 2 Ekim'de yapılacak ve dışişleri bakanlarının katılacağı Konsey toplantısına kalması için çaba gösteriyor. AB dönem başkanı İngiltere, bugün yapılacak COROPER toplantısında Çerçeve belgenin onaylanmaması ihtimaline karşılık olarak 2 Ekim'de Konsey toplantısı olması kararını aldı. Türkiye'nin tam üyeliğini "İmtiyazlı ortaklık" önerisiyle engellemeye çalışan Avusturya diğer yandan da savaş suçlusu Ante Gotovina'yı teslim etmediği gerekçesiyle üyelik talebi askıya alınan Hırvatistan'ın da genişleme sürecine dahil olması için manevra yapıyor. Hırvatistan'ın bu tutumu hakkında BM savaş suçları mahkemesi başsavcısı Carla Del Porte'nin hazırladığı raporun bu haftasonu açıklanacak olması, Avusturyayı umutlandırdı. Avusturya 2 Ekim'deki AB Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye ile ilgili Müzakere Çerçeve Belgesi'nin yanısıra Hırvatistan'ın da genişleme sürecine dahil edilmesi için çaba gösteriyor.

     AP KARARINA TEPKİLER

    Straw: AB, Türkiye'ye sırtını dönmemeli

    İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, gelecek hafta tam üyelik müzakerelerini başlaması gerektiğini vurgulayarak, "Sırtımızı Türkiye'ye dönersek, Erdoğan'ın reformlarına ihanet olur" dedi.

    Talat: Kıbrıs zorlaması çözüme darbe

    KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs sorunu çözülmeden Türkiye'yi Rum kesimini tanımaya zorlamanın, çözüm ihtimaline darbe vurabileceğini söyledi. Talat, "Bu Kıbrıslı Türklerin yüzüstü bırakılması anlamına gelir" dedi.

    Mercan: AP tarihi için kötü bir gün

    AKPM Türk heyeti başkanı Murat Mercan, "AP için bugün kötü bir gün" dedi. Mercan, "Kararı hayal kırıklığıyla karşıladım. Ermeni konusu gibi unsurların da eklenmesi rahatsızlık verici. Rum kesimini tanımak mümkün değil" dedi.

    Yaşar Yakış: Soğukkanlı olmalıyız

    TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yakış, 3 Ekim'de masaya oturup oturmama konusuna, Brüksel'den çıkacak olan Çerçeve belgeye göre bakıp, ona göre karar vermek gerektiğini belirterek, "Soğukkanlı olmalıyız" dedi.

    Ankara kararı umursamadı

    Ankara, AP'nin Ek Protokolü'n onaylanmasını geciktirmesi ve Ermeni soykırımının tanınmasını istemesini umursamadı. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, "Karar sadece tavsiye ve biz de bunun ağırlığı neyse oraya koyarız. Ama bu milletin de bir sınırı var" dedi.

    Ağar: Türkiye otura kalka AB'ye girecek

    DYP lideri Mehmet Ağar, hükümetin AB müzakere sürecinde dikkatli politikalar izleyememesi nedeniyle ülke aleyhine ağır hükümler getirildiğini savundu. Ağar, "iç politikaya endeksli olarak hazırlanan karşı deklarasyon gibi girişimlerin de başarısız kaldığını" söyledi. Ağar, "Türkiye sürünerek değil, oturarak, kalkarak AB'ye girecek" dedi.

    AB bürokratları toplantısı ertelendi

    Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın, AB konusunda bürokratlarla dün akşam Ankara Palas'ta yapması beklenen yemekli toplantı ertelendi. Toplantı saatine kadar kesinleşmiş olacağı düşünülen Müzakere Çerçeve Belgesi'nin sonuçlanmaması nedeniyle toplantının, konu netleşene kadar ertelenmesi kararlaştırıldı.



  • 29 Eylül 2005
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
    Dünya
    | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
    Sağlık
    | Arşiv | Bilişim | Dizi

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED