MEHMET KOÇAK / SARAYBOSNA
Aliya İzzetbegoviç'in kurduğu SDA (Demokratik Eylem Partisi) Genel Başkanı olan ve Ekim 2005'de Cumhurbaşkanı olarak görev alacak olan Süleyman Tihiç, Bosna Hersek'in siyasi yapısını değerlendirdi. Tihiç "Bosna bugün iki ayrı merkezli bir yönetim şekliyle yönetiliyor. Bosnalı Sırpların ilan ettiği Sırp Cumhuriyeti ve Boşnak ve Hırvatlardan oluşan Federasyon yakın zamanda kendilerini feshederek, tek parlamentolu tek ordulu ve içinde sınırları olmayan bütünlük içinde üniter bir devlet yapısına katılacaktır. Bunu yapmaya mecburuz. Parçalanmış Bosna kimsenin işine yaramaz. Birlikte yaşama zorunluluğunun bilinci içinde karşılıklı hoşgörü ve güven ortamı şart. Bunun oluşması için uluslararası camia ile işbirliği içinde önemli reformlar gerçekleştiriyoruz. Kısa bir zaman önce Bosna Hersek Savunma Bakanlığı resmen onaylandı ve tek ordu kararı alındı. Sırp ve Hırvat ile Boşnak orduları tek çatı altında birleşti. Ordunun birleşmesi çok ciddi ve önemli bir gelişmedir. Bu karara uymada gevşek davranan Bosna Sırp Cumhuriyeti Savunma Bakanı'nı görevden alacağız. Başka yolu yok Bosna Hersek milli bir devlet olacak" dedi.

'AB ve NATO üyesi olmak istiyoruz'

İslam ülkelerinin savaştan sonra verdiği desteği azalttıklarını belirten SDA Genel Başkanı ve Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Süleyman Tihiç dış politika konusunda şu görüşlere yer verdi. "İslam ülkeleri ile iyi ilişkiler içindeyiz. Ancak beklenen destek gelmiyor. Oysa özelleştirme sayesinde Bosna'ya yatırım yapılacağını ümit ediyorduk. Dış politikada en önemli hedefimiz, AB ve NATO'ya üye olmak. AB konusunda gerekli reformları hayata gecirmek için ciddi bir uğraş içindeyiz. AB içinde ve NATO üyesi olmuş bir Bosna Hersek Balkanlar'da barışın örneği olacaktır. Her türlü ayırımcılığa karşıyız. Bosna Hersek'de savaş zamanında Bosna halkına karşı işlenmiş suçların tespit edilmesi, suçluların cezalandırılması için devlet seviyesinde bir kurum oluşturulmalı. Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi'nin yaptığı çalışmaların yanında ülke içinde böyle bir kurumun oluşturulması etnik ve farklı dinlere mensup toplumların yakınlaşmaları ve birbirine saygılı olmaları için bu kurum çok önemli ve mutlaka oluşturulmalıdır. Bunun içinde önerilerimizi sunduk yakın zamanda netice alacağımıza inanıyoruz."

'İnanca saygı temel politikamız'

Tihiç ayrıca "Dini inanç ve dini cemaatlerin özerkliğine saygı göstermek temel politikamızın bir parçasıdır. Komünist dönemde dini cemaatlerin devletleştirilmiş vakıf mallarının tekrar iade edilmesi, yıkılmış veya tahrip edilmiş ibadet yerlerinin yeniden yapılması gerekmektedir. Dinin siyasal amaçlarla istismar edilmesine karşıyız. Dini ve etnik cemaatlerin farklılıkları dikkate alınarak eğitim sistemi yeniden düzenlenmelidir. Karşılıklı hoşgörü ve güven mutlaka yeniden kazanılmalıdır. Mültecilerin ve yerlerinden sürülmüş olanların yeniden evlerine dönebilmeleri bizim stratejik programımız içinde en önemli konulardan biridir. Bosna'nın multi-etnik yapısı ancak böyle korunabilir. Bosna Hersek'ın bağımsızlığını kabullenen tüm partilerle işbirliğimiz devam edecek. Kongredeki eleştiri ve önerileri dikkate alarak daha iyiye ve güzele ulaşmak için çalışacağız" dedi.

'Türkiye'yi takdir ediyoruz'

Türkiye ile olan ilişkileri değerlendiren Tihiç "Türklere yakınlığımız kimseyi rahatsız etmemeli. Çünkü biz aynı dini, kültürü ve tarihi paylaşıyoruz. Bu ortak bağları taşıyanların yakınlaşmaları kadar normal bir şey olamaz. Biz Türkiyenin AB içinde yer almasını istiyor ve destekliyoruz.

Çok takdir ettiğimiz Sayın Başbakan Erdoğan'ın bunu başaracağına inanıyoruz. O siyasi alanda Türkiye ve dünya siyaseti içinde hamleleriyle takdir görmüş bir liderdir. Aynı ruhu taşıdığımız kardeşlerimizle yakın ve samimi ilişkilerimiz devam edecektir" dedi.