AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

G Ü N D E M
Fatih Sultan'ın vasiyeti:
Ayasofya hep cami kalsın

Avrupa'nın kilise yapmak istediği Ayasofya, tapuda cami olarak görünüyor. Prof. Akgündüz, Fatih Sultan'ın vakfiyesinde Ayasofya'nın hep cami kalmasını istediğini belirterek, "Aksine hareket edenlere ağır ifadeler kullanılmıştır" dedi.

  • İSMAİL ZELVİ / İSTANBUL
    Osmanlı Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Doç. Dr. Said Öztürk ve araştırmacı Yaşar Baş tarafından 10 yıllık bir çalışma sonucu hazırlanan 900 sayfalık "Üç devirde mabed Ayasofya" isimli kitap, kuruluşundan bugüne Ayasofya hakkında ilginç bilgi ve belgeleri biraraya getiriyor. Ayasofya'nın 900 sene Bizans İmparatorluğu, 500 sene Osmanlı İmparatorluğu, 70 sene de Cumhuriyet dönemindeki durumunu incelediklerini belirten Prof. Akgündüz, her dönemde önemli bir siyasi, sosyal ve dini merkez olan Ayasofya hakkında çeşitli tartışmaların süregeldiğini belirtiyor. Ayasofya'nın her devirde çok önemli bir konuma sahip olduğunu belirten Akgündüz, "Ayasofya Bizans imparatorluğu döneminde bütün imparatorların taç giyme törenlerinin gerçekleştiği mekandır. Yavuz Sultan Selim, bir cuma namazından sonra hilafetin devir işlemini Ayasofya'da gerçekleştirmiştir. Osmanlı protokol törenlerinin hemen hemen tamamına yakını Ayasofya'da gerçekleşmiştir. Sivil örgütler Ayasofya'ya ayrı bir önem vermişlerdir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ihmal edilen bu mabed, 24 Kasım 1934 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilmiştir" dedi.

    İlk Ayasofya'nın izi kalmadı

    İlk Ayasofya'yı 326 yılında imparator Konstantin'in yaptığını söyleyen Prof. Akgündüz, "İkinci Ayasofya 450-485 yılları arasında yapılmıştır. Bu eserlerden şu anda iz yoktur. Üçüncü Ayasofya ise Jüstinyenin 537 yılında tamamlamıştır. Şu andaki Ayasofya'nın en az yarısında Osmanlı eserleri bulunmaktadır. İkinci Abdülhamid 1885 yıllarında Ayasofya'yı tepeden tırnağa tamir ettirmiştir" dedi. Avrupa Parlamentosu'nun Ayasofya'nın kiliseye çevrilmesi için taleplerini hatırlatan Akgündüz'ün bu konudaki açıklaması da şöyle: "Cumhuriyetin ilk yıllarında ihmal edilen bu eser, 1934 yılında müze yapılmıştır. Ancak 1936 yılında İstanbul Tapu Müdürlüğü'nden verilen tapuya göre sahibi Sultan Muhammet Han Vakfı'dır. Tapuda Ayasofya Kebir Camii Şerifi olarak kayıtlıdır. Ayasofya şu anda kullanılmadığı için gösterilen bölgeler dışında harap bir durumdadır. Şayet camiye çevrilirse Sultanahmet gibi bakımlı bir hale gelecektir. Turistlerin Sultanahmet'i gezdikleri gibi galeri ve mozaikler kısmını Hristiyanların istedikleri gibi gezme imkanları vardır."

    İSTANBUL'UN FETHİNİN SEMBOLÜ

    Aynı zamanda Fethiye Camii olarak da isimlendirilen Ayasofya'nın fethin sembolü olduğunu söyleyen Prof. Akgündüz, sözlerini şöyle sürdürdü: "İstanbul'u fetheden Osmanlı, 17 tane kilise ve havra ile birlikte Ayasofya'yı da camiye çevirmiştir. Hristiyanların Hristiyanlığın sembolü olarak kabul ettikleri Ayasofya'yı İslam bilginleri de fethin ve İslam'ın sembolü olarak kabul etmiştir. Fatih Sultan Mehmet'in 66,5 metrelik ceylan derisine yazılmış vakfiyesinde bu nefis kilisenin camiye çevrildiğini ve Fetih Camii diye isimlendirildiği belirtilerek, dünyanın sonuna kadar cami olarak kalması istenerek, aksine hareket edenlere ağır ifadeler kullanılmıştır."



  • 5 Haziran 2005
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED