İSMAİL ZELVİ / İSTANBUL
Genpa Telekominikasyon A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem, Osmanlı Devleti'nin resmi damgası olan "Mühr-i Hümayun"dan sonra Ebruzen Hikmet Barutçugil'in "Ebristanbul" ismini verdiği kolleksiyonunu da Turizm ve Kültür Bakanlığı'na bağışladı. Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'a 3 Haziran 2005 tarihinde Osmanlı Fermanı şeklinde bir mektup yazan Zeynel Abidin Erdem, 119 parçadan oluşan "Ebristanbul " koleksiyonunu bir devlet müzesine hediye edeceğini açıkladı. Teklifi memnuniyetle karşılayan Bakan Koç, haziran ayının ikinci haftasında yapılacak protokolün ardından kolleksiyonu teslim alacaklarını ve Topkapı Sarayı'nda sürekli sergileyeceklerini açıkladı. İlk defa 18 Mart 2003'te Washington The Decatur House Museum'da sergilenen 119 parça eserden oluşan kolleksiyon o tarihte Türk Amerikan İş Konseyi toplantıları için ABD'de bulunan Dr. Zeynel Abidin Erdem tarafından satın alınmıştı. Daha sonra İstanbul'a getirilen kolleksiyon 16 Mayıs-6 Haziran 2005 tarihleri arasında Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde sergilendi. 17 Nisan 2003 tarihinde Türk Amerikan İş Konseyi toplantılarına katılmak için gittiği Washington DC'de sergilenirken gördüğü kolleksiyonu satın almaktaki amacının bu eserlerin parçalanmadan günümüzden geleceğe bir bütün olarak taşınması olduğunu belirten Erdem "11. yüzyıldan beri Türk kültürünün bir parçası olarak yaşayan ebru sanatını desteklemeyi ve varlığını güçlendirmeyi Türk toplumunun bir bireyi olarak görev kabul ediyorum' dedi. Babasının son dönemin mutasarrıflarından olduğunu ve Osmanlının son döneminde kaymakamlık yaptığını belirten Erdem, tarih, kültür ve sanata aşinalığının çocukluk yıllarında başladığını ifade ederek Mühr-i Hümayun'un öyküsünü şöyle özetliyor: "Abdülhamit Han'dan sonra Ortadoğu'da siyasi sınırlar hızla değişti. 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıkmasa, Anadolu'da bir hareket başlatmasa idi bugün yaşadığımız toprakların bizim olup olmayacağını kimse hesap edemezdi. Allah, şer güçleri emellerine ulaştırmadı ve bize topraklarımızı kurtarma imkanı verdi. Ben de Sultan II. Abdülhamid'in 1876'dan 1909'a kadar 33 yıl süreyle kullandığı Osmanlı İmparatorluğu'nun resmi damgası "Mühr-i Humayun"u 7 Nisan 1998'de Paris'te düzenlenen bir açık arttırmada satın alarak uzun yıllar sonra Türkiye'ye kazandırdım. Topkapı Sarayı'na hediye ettim."

Yeni süprizlerim olacak

Ebru sanatının Orta Asya'dan İran'a ve Anadolu'ya gelen geleneksel bir sanat olduğunu ve son dönem temsilcisi Hikmet Barutçugil'in eserlerinden oluşan sergiyi ABD'de bir iş gezisi sırasında gördüğünü belirten Erdem, "Hepsini satın alarak Türkiye'ye getittirdim. 128 parça eserden Türkiye'ye gelişi sırasında 9 tanesi kayboldu. Her tablonun ayrı bir değeri var. Benim için en değerli parça Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmeden önce gördüğü rüyayı anlatan tablo eserdir. Biz bu bağışı halkımızın bu geleneksel sanatımızı tanıması ve sevmesi için yapıyoruz. Osmanlı eserlerini yurda kazandırmaya devam etmek istiyorum. Önümüzdeki günlerde size süprizlerimiz olacak" dedi.

İlk defa 18 Mart 2003'te Washington The Decatur House Museum'da sergilenen 119 parça eserden oluşan 'Ebristanbul' koleksiyonu o tarihte Türk Amerikan İş Konseyi toplantıları için ABD'de bulunan Dr. Zeynel Abidin Erdem tarafından satın alınmıştı.

Amerika ile aramızı bozmak isteyenler var

Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkileri bozmak için çok büyük çaba gösteren çevreler olduğunu belirten Zeynel Abidin Erdem'in bu konudaki görüşleri şöyle: "Bir türlü o gediği açamadılar ama yaraladılar. Türk halkının Amerika'ya karşı olduğunu yayınladılar. Oysa tüm istatistikler Türkiye'nin ABD ile stratejik ortaklığına Türk halkının yüzde 67'nin üzerinde evet dediğini ortaya koyuyor."

Özal da Erdoğan da farklı

Kendisinden ABD-Türkiye ilişkileri konusunda Özal ile Erdoğan'ı kıyaslamasını istediğimiz Erdem, şöyle konuşuyor: "Her iki liderde farklı davranış, farklı yaklaşım içinde. Turgut bey batmakta olan bir geminin su kaçıran yerlerini tıkayarak, gemiyi yüzdüren, uluslararası platforma çıkaran bir kişi. Onun döneminde Türkiye'de yatırım, sanayi coştu. Barajlarımız adeta uçtu.Tayyip Erdoğan ise kaybolmakta olan bir devlet-millet diyaloğunu kuran, güven ortamını yeniden Türkiye'ye getirebilen bir lider.Tayyip bey bu gezide Türk-ABD dostluğunu perçinleyebilirse, amacına ulaşmış olacak, şer güçlerin istedikleri olmayacaktır. Başbakan Erdoğan, Türkiye'ye itibar ve itimadı geri getiren bir liderdir."

15-20 yıl sonra AB kalmaz

Erdem'in AB ile ilişkilerimiz konusundaki görüşleri ise şöyle: "Benim düşünceme göre, 15-20 yıl sonra AB diye bir şey kalmayabilir. Birgün referandum olursa, Bu ülkelerin hepsi Türkiye'nin aralarına girmesini istemeyecekleri yolunda görüşler var. Türkiye'nin birliğe girmemesini isteyen etkili güç odakları var. Benim dikkat ettiğim konu, Türkiye'nin bu süreçte milli menfaatlerine zarar gelmemesidir."