AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Mektup aynen iade

Hükümetin "aman gerginlik olmasın ülke zarar görmesin" diye kimi hususları iyi niyetle sineye çekiyor olması, önyargılı kimi kesimleri yüreklendiriyor maalesef.

Bu kesimlerin millete ve milli iradeye saygısı olmadığı gibi ülkenin yararı gibi bir kaygıları da yok. Yok maalesef.

Bunlar herhangi bir başarıya imza atmamış olmalarına rağmen hükümeti en haklı olduğu ve milletin bütünüyle desteklediği konularda hükümete ültimatom verme cüretini kendilerinde buluyorlar.

Bu ültimatom hükümetin şahsında millete karşı verilen bir ültimatomdur.

Milletin vergisiyle millet adına öğretim yapan kimi üniversitelerimiz maalesef başarısızlıklarını hükümeti yumuşak karnından vurarak örtme gayreti içindeler.

İşte bunlardan biri Ankara Üniversitesi yönetimidir. Ülkemizin bu köklü üniversitesinin yönetimi maalesef üniversiteyi geliştirmek, bilimsel araştırmaları artırmak, eğitim kalitesini yükseltmek ve dünya üniversiteleri arasında yer alacak çalışmalara ağırlık vermek yerine tam bir muhalefet partisi gibi hükümetin hukuka uygun icraatlarına karşı politikalar geliştirmektedir.

Son olarak milletvekillerine gönderilen bir mektuptan anladık ki bu güzide üniversitemizin senatosu 31.05.2005 tarihinde 2087 sayı ile bir karar almış. Bu kararında hükümetin laikliği aşındırdığı ifade edilerek duyarlılığını kamuoyu ile paylaşmış.

Tamamı 5 paragraflık kararın 4 ve 5. paragrafı bakınız ne diyor: "Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden biri olan laiklik, bu çerçevede siyasal iktidarın derinden ve kararlı uygulamaları ile hızla aşındırılmaya çalışılmaktadır. Özellikle yasa dışı gerçekleştirilen Kuran Kurslarına zemin hazırlanarak gizli din okullarına yol açılması, özgürlüklerin genişletilmesi adı altında türbanın serbest bırakılmasının istenmesi, ilk ve orta öğretimde din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin sosyal bilimler kapsamında ele alınmaması, öğretim programlarında dinsel pratiklere ağırlık verilmesi, karma eğitim ilkelerine aykırı olarak kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulması girişimleri laiklikten uzaklaşıldığının somut göstergeleridir."

Şu ifadelerin her biri bir profesör olan bir üniversite senatosundan çıktığına insanın inanası gelmiyor.

Bu değerlendirmelerin akademik özgürlüğü içine sindirmiş bir kalemden çıkmadığını, kamuoyunu aydınlatmak yerine ajite ettiğini ve bir üniversite senatosuna asla ve kat'a yakışmadığını sağduyu sahibi herkes rahatlıkla görebilir.

Şöyle ki, dördüncü paragrafın birinci cümlesi olan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden biri olan laiklik, bu çerçevede siyasal iktidarın derinden ve kararlı uygulamaları ile hızla aşındırılmaya çalışılmaktadır." cümle bir defa yapısı itibariyle araya yerleştirilen "bu çerçevede" kelimeleriyle yazanın kafasının karışık olduğunu göstermesi açısından düşündürücüdür. Bu cümle anlamı itibariyle de son derece tutarsız ve hem ülke hem de dünya gerçeklerini görmemekte inat eden çağdışı bir içeriğe sahiptir.

Aynı paragraf içinde verilen örneklerden de anlaşılmaktadır ki laikliğe din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olarak değil aksine belli bir inancın özgürlüklerini sınırlandırma anlamı yüklenmiştir.

Somut örnek diye üniversite kararı içine derc edilen ifadeler hem anayasaya hem yasalara, hem de laikliğin vatanı olan bizim de tam üyelik için müzakere tarihi aldığımız AB ülkelerindeki uygulamaya dolayısıyla AB müktesebatına da aykırıdır.

Bir defa "yasa dışı gerçekleştirilen Kuran Kurslarına zemin hazırlanarak gizli din okullarına yol açılması" iddiası tamamen vehimlere dayalı, önyargılı ve kurt kuzu hikayesine birebir örnek verilebilecek bir yaklaşımdır. Akademik kariyeri bulunan ilim adamlarından ziyade siyasi ikbal peşinde koşan kasaba politikacılarına yakışan bir söylemdir.

Bu mantık malum CHP mantığıdır. Anlıyorum 263. maddeyi kastederek bu imada bulunuyorlar.

263. madde kanuna aykırı olarak açılan tüm eğitim kurumlarını kapsamaktadır. Son yapılan ve veto edilen değişiklik ile 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası, 3 aydan 1 yıla kadar hapis ve ya para cezasına çevrilmiştir. Senato bu düzenlemeyi gizli din okullarına yol açılması olarak algılıyor anlaşılan. Tam CHP mantığı. Aslında senatonun objektif davranıp bu durumda sadece para cezasına hükmolunmasını talep etmesi gerekirdi. Çünkü bu madde kanunlara aykırı eğitim kurumu açanlara verilecek cezayı düzenliyor, kanunlara aykırı eğitimi -terör eğitimi, yasak yayın bulundurma, örgüt kurma vb.- cezalandıran başka maddeler zaten var. Senatonun bu inceliği görmesi ve bilmesi gerekirdi. Senato önyargılı olduğu için bu yasanın geçmişini de araştırmadan karar kaleme alıp imzalamış..

Bakınız cumhuriyetin ve laikliğin banisi Kemal Atatürk bu konuda senato gibi düşünmemiş.

Atatürk hayattayken 29.06.1938 tarihinde 3531 sayılı Kanunla TCK'nın 261. maddesinde bir değişiklik yaptı. Bu madde aynen şöyle "Madde 261.Maarifi Umumiye kanun ve nizamları hilafına mektep açanlar, açılan mektep kapattırılmakla beraber 50 liradan 100 liraya ve ruhsatsız muallimlik edenlerle bunları istihdam eyleyenlere 30 liradan 50 liraya kadar ağır cezayı nakdiye ile cezalandırılır."

Senato üyelerinin ilim adamı olarak bu düzenlemeyi savunmaları gerekirdi.

Kararın takip eden bölümünde," özgürlüklerin genişletilmesi adı altında türbanın serbest bırakılmasının istenmesi"ni laiklikten uzaklaşıldığına somut örnek olarak gösterilmiş! Senato burada da tenakuz içinde. Çünkü türban adı verilen başörtüsü bu ülkede yasak değildir, tam tersine uygulanan yasak Anayasaya ve yasalara aykırıdır. Ankara Üniversitesi'nin de uyguladığı ve anayasal suç işlediği keyfi yasağa gerekçe olarak gösterilen Anayasa Mahkemesi yorumu da bizzat anayasanın 153. maddesine aykırı olarak düzenlenmiştir, hukuka aykırıdır.

Bizim özgürlükleri genişletmekten yana senatonun da özgürlükleri daraltmaktan yana olduğu da Türkiye'nin ayrı bir gerçeğidir.

Evet dördüncü paragrafın devamında "ilk ve orta öğretimde din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin sosyal bilimler kapsamında ele alınmaması, öğretim programlarında dinsel pratiklere ağırlık verilmesi,"ni de laiklikten uzaklaşmaya somut örnek olarak veriyor. Bu demek oluyor ki laikliğin çıktığı ve uygulandığı batı ülkeleri laiklikten tamamen uzaklaşmışlar.

Bu tespitin bir üniversite senato kararında yer alması Türk Üniversitelerinin dünyadaki 500 üniversite arasına neden giremediğinin somut bir örneği olmuştur.

Laikliğin uygulandığı Avrupa ülkelerine şöyle bir göz gezdirin göreceksiniz ki dini eğitim, ilk ve orta öğretime bile başlamadan daha ana okulu düzeyinde "dinsel pratik ağırlıklı" ve doğrudan din adamları tarafından yani rahipler tarafından kilisede veya kilise kontrolünde verilmekte, laiklikten de hiç uzaklaşılmamaktadır. Bu tespiti bir siyasetçi yapsa anlaşılır ama bir üniversitenin bilim adamlarından oluşan bir senatosunun yapması çok düşündürücü bir durumdur.

Dördüncü paragraftaki, "karma eğitim ilkelerine aykırı olarak kız ve erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulması girişimleri" de somut örnek olarak zikredilmiş. Yine tekrar ediyorum ki bu tespitin bir üniversite senatosu tarafından yapılması ilim adına utanılacak bir durumdur. Eğitimde karma eğitim ilkesi diye pedagojik bir ilkenin varlığını ilk kez üstelik bir üniversite senatosunun kararında okuyorum ülkem adına ve üniversitelerimiz adına üzülüyorum. Bu kararı yazanlar ve imzalayanlar gidip laik ülkelerdeki sadece kızlara mahsus sadece bayanlara mahsus eğitim kurumlarını görseler hatta sadece bayanlara mahsus otoparkları görseler demek ki laikliğin batıda çoktan bittiğine karar verecekler.

Ayrıca hükümetin kız erkek öğrencilerin ayrı okullarda okutulması girişiminden doğrusu iktidar partisi bir milletvekili olarak benim bile haberim yok. Bu iddia esas itibariyle yanlış olmasının yanı sıra iddiadan öte iftira gibi durmaktadır.

Beşince paragrafta ki, "Ankara Üniversitesi Senatosu, siyasal iktidarın yürüttüğü laiklik karşıtı bu uygulamaları endişe ile izlemekte ve bu konudaki duyarlılığını kamuoyu ile paylaşmayı tarihsel sorumluluğunun bir gereği olarak düşünmektedir." sonuç cümlesi ise senatonun kendisini kınayan bir tenakuz cümlesi olmuştur. Çünkü yukarıda verilen örnekler hükümetin laikliğin aslına ve ruhuna uygun uygulamalar senatonun itirazları ise laikliğe aykırı ve endişe verici itirazlardır. Bu duyarlılık laikliği korumaya yönelik olmayıp, laikliğe aykırı bir duyarlılıktır. Bu karar anayasaya, yasalara, ülke ve dünya gerçeklerine aykırı bir önyargının eseridir. Çünkü hükümet laikliğe uygun senato ise laikliğe aykırı hareket etmektesiniz.

Bu kararı üniversite rektörü sayın Aras bütün milletvekillerine göndermiş. Kimi arkadaşlar ciddiye bile almamış, kimi yırtıp atmış kimi de benim gibi sahibine iade etmiş. Ben de yukarıdaki açıklamalı kaleme alarak mektubunu sayın rektöre iade ettim. Son paragrafta dedim ki:

"Bu siyasal iktidar krizlerin içinden geçmekte olan bu ülkeyi içeride krizlerden kurtarmış, dışarıda ise dünyanın en güçlü ülkeleri arasına katma başarısını göstermiştir.

Size, başında bulunduğunuz üniversiteyi neden dünyanın 500 üniversitesi arasına sokamadığınızın cevabını aramanızı tavsiye ediyorum.

Ben, üniversitelerimizden bilim, akıl, mantık ve sağduyu istikametinde yapacakları uyarılar bekliyorum. Bu tür uyarılar bize yol gösterecektir. Ancak gönderdiğiniz senato kararı yukarıda izah ettiğim gibi, bilimsellikten, akıl mantık, ülke ve dünya gerçeklerinden uzak bir şekilde önyargı ile hazırlanmış siyasi bir mesaj içerdiği için tarafınıza aynen iade ediyorum.

Selam ve saygılarımla."


11 Haziran 2005
Cumartesi
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED