AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Kurumlara ve Kur'an Kurslarına Zekât Ödenmesi

* Sayın hocam, "kızkardeşe zekât" konusunda verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Zekâtı, Kuran Kursu'nun demirbaşı için harcayabilir miyiz veya yakıt, personel maaşı, sigortası ve eğitim araç ve gereçlerine sarfımız mümkün mü? Teşekkür ederim. (Mustafa Aydın)

Ben de bu güzel sorunuz ve iletilerle gösterdiğiniz ilginiz için teşekkür ederim. Sorunuz çok sorulan, tartışılan ve gerçekten önemli bir soru. Bu güzel sorunun cevabını, öncelikle kurumlara zekât ödenebilip ödenemeyeceği, Kur'an kurslarının bu çerçevede durumu, sonra da belirttiğiniz kalemlere harcanıp harcanamayacağı açılarından ele almanın uygun olduğunu belirterek vermeye çalışacağım.

Hanefi fıkıhçılar ve Hanbelî Mezhebinin imamı Ahmed bin Hanbel; cami, okul, çeşme, yol, köprü, ölü borçlarını ödeme ve hayır yolu ve kurumlarına zekat ödenmesini uygun görmez. Çünkü, onlara göre, bu gibi kurum ve yerler, hukukî yönden gerçek kişi olmadıklarından, zekâtın rüknü olan temlik gerçekleşmez.

Bu görüştekiler, zekâtın sadece gerçek kişiler arasında bir temlik (zekâtın mülkiyetini aktarma) işlemi olduğunu düşünürler. Zekâtın harcanma yerlerini gösteren Tevbe, 9/60 âyetinin geneli açısından tamamen lafzî bir değerlendirme yapıldığında, bu görüşün âyetle uyumlu ve tutarlı olduğu rahatlıkla görülebilir. Bu açıdan, şöyle bir değerlendirme de yapabiliriz: Zekât, öncelikle âyette sayılan özellikleri taşıyan gerçek kişilere ödenmelidir. Bu, gerçekten de, kişileri kurumlara önceleyen, özellikle kurumlarda yozlaşma ve yolsuzluğa yönelmenin kolaylığı açısından değerlendirildiğinde, çok hassas ve gerçekten de incelikli bir yaklaşımdır. Ayrıca, sayılan örneklerin çoğuna zekât dışındaki ödemelerle de bütçe sağlamak mümkündür. Hanefi Mezhebi'nin sadece lafzî yoruma yer verdiği az sayıdaki meselelerden birisi de budur.

Ancak, Hanefilerin genelde sadece lafızla yetinmeyip hikmet ve maksat açısından da meseleleri değerlendirdiğini gözönüne alırsak, zekâtın Tevbe,9/60 âyetinde sayılan kişilere hizmet götüren kurumlara da ödenebileceğini dolaylı yoldan çıkartabiliriz. Burada önemli olan, kurumların başında ehliyetli ve güvenilir yöneticilerin bulunmasıdır. Belki bundan da önemlisi, kurumların güvenli ve zekâtın amaçlarına uygun işleyişini sağlayan sistemin kurulmasıdır. İşte o zaman, Hanefiler'in ve Ahmed bin Hanbel'in asla boş kaygılara değil, hassas değerlendirmelere dayanan kurumlara zekât verilememesi fikrinin gerekçesi ortadan kalkabilir ve zekâtın hikmet ve maksadına yönelik bir uygulama imkânı doğabilir.

Burada bir ayraç açarak, şunu da söyleyebiliriz: Tevbe, 9/60 âyetinde sayılan "zekât konusunda/işlerinde çalışanlar, müellefe-i kulûb/kalpleri İslâm'a ısındırılacaklar ve fîsebîlillah/Allah yolunda ve uğrunda" kalemleri, kişilerden çok kurum ve kuruluşları hedeflemiş gibi görünmektedir. Daha doğrusu bu kurum ve kuruluşlar, zekâtın hikmet ve maksatlarını gerçekleştirmeye daha uygun bir özellik taşımaktadırlar. Ancak burada önemli olan, kurumlar için iyi bir işleyiş ve denetim sisteminin oluşturulmasıdır.

Bu açıklamalara göre, Kur'an Kursu'na zekât verilebilir. Tevbe, 9/60 âyetindeki fîsebîlillah/Allah yolunda ve uğrunda kalemi, Allah yolunda ve uğrunda sayılacak pekçok konuyu kapsar, Kur'an Kursu da bu konular içinde yer alır.

Sorunuzdaki zekâtın Kur'an Kursu'nun belirttiğiniz kalemlerine sarfına, iki seçenekli bir cevap vermenin doğru olacağını düşünüyorum: İnsanın önceliği dikkate alınarak, öncelikle muhtaç kurs öğrencilerinin kişisel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Çünkü Kur'an Kursu'nun varoluş amacı, öğrencileri eğitmek ve yetiştirmektir. Bu yapıldıktan sonra, kursun kurumsal işleyişiyle ilgili, saydığınız ve güzelce örneklediğiniz gibi, her türlü ihtiyaç kalemine harcama yapılmalıdır. Saydığınız harcama kalemleri, bir kurum olarak Kur'an Kursu'nun işleyişini sağlamaya yöneliktir. Böylece, hem kurumun, hem de onun içinde öğrenim görenlerin ihtiyaçları karşılanarak, zekâtın fîsebîlillah/Allah yolunda ve uğrunda amacı da bu faaliyet kolu içinde önemli ölçüde gerçekleştirilmiş olur.

Bütün bunlar, zekâttan başka gelir kaynağı bulunmaması durumunda geçerlidir. Başka gelir kaynakları varsa, zekât açısından her zaman muhtaç kişilere öncelik verilmelidir.


11 Haziran 2005
Cumartesi
 
VECDİ AKYÜZ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED