AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Nedir bu nefret?

Bir insan sevdiği şeyleri korumak için hırçınlaşabilir, mantıksız işler de yapabilir. Ama bu kadar düşmanca davranmak için, karşıdakine büyük bir nefret duymak gerekir.

Başörtülü annelerin üniversiteye alınmamasından bahsediyorum.

Değil dünya üzerinde, insanlık tarihinde bile bu durumu izah edebilecek bir örnek yoktur.

Bu insanlar neyi korumaya çalışıyor?

Cumhuriyeti mi? Olamaz. Çünkü ne başörtüsüyle kızının mezuniyet törenine gelen yaşlı anne, ne de başörtüsü takan üniversiteli kızlar cumhuriyetten önceye dönüşü yani saltanatı savunmuyor. Türkiye'de tek tük birkaç kişiden başka saltanat sevdalısı yok. Cumhuriyet bu ülkenin en geniş mutabakat zeminidir.

Demokrasiyi mi? Bu yasakçıların en açık sıfatları demokratik özürlü olmalarıdır. Demokrasinin içeriği olan özgürlük ve temel haklardan nasibi alamamış olmalarıdır, yani bunların demokrasiyi korumak bir yana, demokratikleşmeye ihtiyacı vardır.

Laikliği mi? Başörtülüler içinde Türkiye'de uygulanan kendine özgü laikliği eleştirenler olabilir, ama laikliğin devletin dinler karşısında nötr bir tutum takınması ve dini özgürlükleri garanti altına alması anlamında savunulduğu bir vakıadır. Bu uygulamanın ne laiklikle, ne hukuk devleti anlayışıyla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.

Peki o zaman neyi savunduğu ve koruduğu belli olmayan bu çevrelerin başörtüsüne karşı nefretleri nerden geliyor?

Niye bu toplumun değerlerine karşı bu kadar kin besleniyor?

Demokrasilerde halkın düşünceleri, oyları bu kadar önemsenir de, değerleri hiç mi önemsenmez?

Topluma yabancılaşarak, halkı ve değerlerini küçümseyerek bir ülkede ne sosyal barış sağlanabilir, ne de sistem korunabilir.

Onlarca yıldır bu ülkede üniversitelerde başörtüsü bir problem değildi. Dini eğilimleri güçlü insanlar hayatın farklı alanlarında etkin hale geldikçe, buna engel olamayanlar, başörtüsü üzerinden kavga vermeye başladılar.

Peki başörtülüleri üniversiteye sokmamak dini değerlerin toplumdan söküp atılmasını beraberinde getirdi mi? Hayır, tam tersine insanlar bir düşmanlık yapıldığı düşüncesiyle daha fazla değerlerine yöneldiler.

Şimdi muhafazakar bir parti iktidara geldi diye, yasak alanı nitelik değiştirerek genişletiliyor. Üniversite kampuslerine öğrenci dışındaki vatandaşların da başörtüsüyle girişi yasaklandı. Sırada sokaklar mı var? Bunun için muhafazakar bir kişinin Cumhurbaşkanı olması mı bekleniyor?

Eğer bu alanlar kamusal alan ise AK Parti iktidara gelene kadar niçin Çankaya köşkündeki kabullere başı örtülüler girebiliyordu? Eğer bu alanlar yasak ise tüm askeri alanlarda oğullarını veya eşlerini ziyarete gelen asker yakınlarını içeriye alanlar hakkında da işlem yapılsın. Bu rektörler askerlerden daha mı fazla rejim kollayıcısı?

Kamusal alan diye içeri alınmayan şehit asker annesinin, mezun olan kızının törenine sokulmayan gözü yaşlı öğrenci annesinin ahı, arşı alayı titretir.

Toplumu germekten zevk alan çevreler bu ülkeye yazık ediyor. Bunu anlayamayacak kadar da kin ve nefret akıllarını bastırmış.

Bu olaylardan sonra çıkıp da kimse "biz din düşmanı değiliz, dine saygılıyız, ama dinin istismarına karşıyız" deme pişkinliğinde bulunmasın.

Herşey ortada.


16 Haziran 2005
Perşembe
 
YASİN DOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED