AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
G Ü N D E M
'Dinî değerlerimiz
günlük siyasete kurban olmasın'

Başörtüsünün dinî bir gereklilik olduğunu belirten Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, sağduyu çağrısı yaptı. Bardakoğlu, "Dinî değerlerimizi, siyasetin günlük tartışmalarına kurban vermemeliyiz" dedi.

  • BİLAL ÇETİN / ANKARA
    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, başörtüsünün dini hükmü konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görüşlerinde değişiklik olmadığını belirterek, "Bizim geleneğimizde namaz kılan kılmayan, oruç tutan tutamayan, başını örten örtmeyen, Allah'a inandığı ve iman esaslarını kabul ettiği sürece müslüman olarak algılanmış ve karşılıklı saygı ve hoşgörü görmüştür. Din hakkında herkes konuşmamalı. Dini değerleri, siyasetin günlük tartışmalarına kurban vermemeliyiz" dedi.

    Bardakoğlu, gündemdeki konularla ilgili olarak Yeni Şafak'ın sorularını cevaplandırdı. Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde yaşanan başörtülü velilerin okula alınmaması ile ilgili sorumuz üzerine Bardakoğlu, şunları söyledi:

    'Başörtüsü dinî gereklilik'

    "Başörtüsü konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı üzerine düşen açıklamaları yaptı. Konunun dini yönü konusundaki açıklamalarımız hiç farklılık arzetmedi. Eskiden beri tutarlı bir şekilde başörtüsünün dini hükmü konusunda açıklamalarımızı yaptık, yapıyoruz. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu'nun kararı vardır. Bu kararda dediğimiz gibi 14 asırlık müslümanların ortak tecrübelerini dikkatle izlersek müslüman kadınların başlarını dini gereklilik olarak örttüklerini görürüz." Bardakoğlu, başörtüsüyle ilgili kararın ortada olduğunu belirtirken, "Bir insanın müslüman olması için Allah'a inanması, ahirete inanması ve iman esaslarını benimsemesi yeterlidir. Dini gereklerini yerine getirme, namaz kılıp kılmama, başını örtüp örtmeme kişinin dindarlık derecesi ve dinin gereklerini yerine getirip getirmemesiyle alakalıdır. Bizim geleneğimizde namaz kılan kılmayan, başını örten örtmeyen Allah'a ve ahirete inandığı sürece müslüman olarak algılanmış ve saygı görmüştür. Kültürümüzde insanlar dinin gereklerini ne kadar yerine getirdiğine bakılmaksızın birbirine kardeşçe, saygıyla ve anlayışla davranmıştır. Başını örten örtmeyene, örtmeyen örtene saygıyla davranmıştır" dedi.

    'Herkes konuşmamalı'

    Din konusunda herkesin görüş beyan ettiğini hatırlatan Bardakoğlu, şöyle devam etti: "Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetin temel ilkelerine, Atatürkçülük ve laikliğe hep bağlı olmuştur. Bunlarla dindarlığın çelişen ve çatışan değerler olarak değil, uzlaşan değerler olarak görmüştür. Laikliğin bir anlamı siyasetçilerin din alanında konuşmaması, din bilginlerinin konuşmasıdır. Dindar olmak din hakkında konuşmayı gerekli kılmaz. Siyasetçiler ve herkes din konusunda sözü din bilginlerine bırakmalıdır. Din hepimizin ortak değeri, bağı ve umududur."

    'Kavga konusu olmamalı'

    Dinlerin uluslararası siyasetin de malzemesi olmaması gerektiğini belirten Bardakoğlu, "Misyonerlik hakkında konuşurken bu noktadan hareket ediyoruz. Din özgürlüğü olmalı. İnsanlar kendi dinlerini istedikleri gibi yaşasınlar ve anlatsınlar. Dini anlatma ve yayma faaliyeti uluslararası stratejinin aracı olmamalıdr. O zaman din toplayıcı ve bütünleştirici olmaktan çıkar. Kavga ettirici ayrıştırıcı enstrüman haline gelir. Dinlerin özüne aykırıdr. Biz dinleri kavga ortamına piyon olarak süremeyiz. Dinler bize barış ve hoşgörüyü salık vermektedir. Dinleri uluslararası kavganın ve gerilimin en önemli aktörü haline getirerek dinlerin özüne ihanet ediyoruz" dedi.

    Diyanet'ten AB'ye hutbe cevabı

    Avrupa Birliği'nin camilerde okutulan hutbelerde 'Allah katında hak din İslam'dır sözlerine' tepki gösterilmesini eleştiren Bardakoğlu, "Dinin kendi mukaddesatını hırpalamak, iftiralar etmek dinlerin özüne ihanettir. İslam ve Hz. Peygamber hakkında ileri geri, yalan yanlış iftiralar yazılmaktadır. Bunun meydana getireceği boşluktan yararlanarak Hrıstiyanlık propagandası yapılmaktadır. Tüm müslümanlar ortak inancı Hz. Musa, Hz İsa'ya saygılı olmasıdır. Hristiyanlar içinde müslümanlara ve diğer dinlere saygılı olan insanlar vardır. Saygılı olmak demek onaylamak demek değildir. Biz İslam'ın yegana hak din olduğunu, yegane kurtuluş dini olduğunu söyleriz. Bundan kimse rahatsızlık duymamalıdır. Hrıstiyanlar da, papa ve papazlar da Hristiyanlığın yegane din olduğunu ve kurtuluşun Hrıstiyanlıkla olduğunu söylerler. Bunu anlayışla karşılarız. Bir papaz Hrıstiyanlık, İslam ve Musevilik eşit değerdedir, derse yanlış yapıyordur ve kendi görevini yapmıyordur. Biz herkese saygılıyız, derken, bütün dinler eşit değerdedir, diyemeyiz. Elbette bir müslüman için kendi inandığı din hak din olacaktır" diye konuştu.



  • 18 Haziran 2005
    Cumartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Online İlan

    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED